HaberTürk yazarı Güntay Şimşek, depremlerde etkisiz kalan telekom şirketlerini konu aldığı yazsısında, "Sektörü düzenleyen, deprem gibi felaketler için planı, programı olması gereken kamu otoriteleri de bir açıklama yapamadı. Çünkü buralarda görev yapanların çoğunun ikinci, üçüncü hatta dördüncü görevi var. Bir yere odaklanamıyorlar ya da menfaatlerine uygun olan şirkette aksiyon almayı tercih ediyorlar. Liyakatsizlik ve telekom sektörünü bilmemek de ayrı bir sorun. Ama asıl mesele bu kurumların ve şirketlerin yönetimindeki nüfuzlu kişiler" görüşünü dile getirdi.
Şimşek, yazısında, şu ifadeleri kullandı:
"Depremde neden iletişim sorunu yaşadığımızı makul bir şekilde izah edebilen oldu mu? Hayır. Bazı GSM operatörlerinin açıklamalarından sorunları öğrendik, ama neden acil durumlara hazır olmadıklarını izah eden olmadı. Depremde bile altyapıyı ortak kullanamadılar. Acil durumlar için “Ulusal Dolaşım/National Roaming” çalışması, hazırlığı bile yapmamışlar.
Sektörü düzenleyen, deprem gibi felaketler için planı, programı olması gereken kamu otoriteleri de bir açıklama yapamadı. Çünkü buralarda görev yapanların çoğunun ikinci, üçüncü hatta dördüncü görevi var. Bir yere odaklanamıyorlar ya da menfaatlerine uygun olan şirkette aksiyon almayı tercih ediyorlar. Liyakatsizlik ve telekom sektörünü bilmemek de ayrı bir sorun. Ama asıl mesele bu kurumların ve şirketlerin yönetimindeki nüfuzlu kişiler.
Mesela sektörün en nüfuzlu şirketi Turkcell, kamudaki birçok işini etkili isimler ve siyasiler kanalıyla rahat çözebiliyor. Önemli bir yetkiliye, “Turkcell Kule AŞ kurmuş, işletiyor, ama Vodafone böyle bir şirket için altyapı işletme ruhsatını bakanlığın ilgili kurumundan alamamış. Neden?” diye sorduğumda, “Siyasi olarak güçlüler? Sektörde haksız rekabete sebep oluyorlar. Bir şey yapamıyoruz.” cevabını aldım. Kule AŞ konusunu daha önce de yazmıştım.
Asrın felaketi olarak hafızalarımızda yer edinen depremlerde yaşanan iletişim ve haberleşme sıkıntısı çekilmesinin temelinde telekom sektörünün içine düştüğü yönetim problemi var. Sektör tuhaf yönetiliyor. Şirketlerin bütünlüğü bozulmuş, her bir birimi dışarıdan ve içeriden farklı isimler ve otoriteler tarafından yönlendiriliyor. Yatırımları, harcamaları, eleman alımları, reklamları, tanıtım bütçeleri ve her tür kampanyaları şirketlerin amaçları doğrultusunda belirlenemiyor.
Gerekli yatırımlar, milli ve yerli teknolojiler de bu sebeple devreye giremiyor. Şirket yönetimlerinde yer alan isimlerin ajandaları öne geçiyor. Mesela Elon Musk deprem bölgesine Starlink uydularını yönlendirebileceğini teklif ettiğinde alternatif olarak gösterilen Turksat ne kadar acil duruma hazırdı? Depremlerde herhangi bir aksiyonunu neden göremedik?"
Yazının tamamını okumak için tıklayın