HaberTürk yazarı Karaca: Bugün tehdit hissettiği için teklifte bulunan bir iktidar partisi var ve bu, muhalefet bloku adına bir başarı

HaberTürk yazarı Karaca: Bugün tehdit hissettiği için teklifte bulunan bir iktidar partisi var ve bu, muhalefet bloku adına bir başarı

HaberTürk gazetesi yazarı Nihal Bengisu Karaca, "Cumhur İttifakı'nın değilse de, Erdoğan’ın hem kendi partisini hem muhalefeti anayasa tartışmaya yönlendirmesi bu kez sahiden bir ‘gündem değiştirme’ çabası olmayabilir." değerlendirmesini yaptı. Karaca, "Dün ‘memleket masası’ önerisi sunulduğunda elinin tersiyle iten bir Cumhur İttifakı vardı. Bugün tehdit hissettiği için teklifte bulunan bir iktidar partisi var ve bu, muhalefet bloku adına bir başarı." düşüncesini dile getirdi. 

Karaca yazısında, "Muhalefet çevrelerinde bu davetin bir uzlaşı ve ılımlı geçiş ihtiyacının farkındalığı anlamına gelme ihtimaline dair derli toplu birkaç kelamı sadece Birgün Gazetesi yazarı Ozan Gündoğdu’dan Halk TV’deki bir yayında duyduğumu da belirtmeliyim. Genelde herkes bunun bir cambaza bak siyaset kurnazlığı olduğunda hemfikir." ifadesini kullandı. 

Karaca şunları kaydetti: 

"Biz fazla yetkili cumhurbaşkanı ısrarından vazgeçelim, siz parlementer sistem demeyin, ortada buluşalım” teklifi, özünde başka kaygılara yanıt arayan bir pazarlık masası kurma daveti olabilir. Eğer öyleyse, bu davetin yeni anayasa ile ilgisi yok demektir, olası iktidar profili değişimindeki en uygun ılımlı geçiş, en güvenli çıkış ne ise onun konuşulmasına davettir bu. Ne olmuş? Zaten kazanıyoruz, tadımızı kaçırma, Erdoğan’ı cezalandırma hakkımız engellenemez diyenler burada aramızdan ayrılsın.

Çünkü bir kişinin cezalandırılması üzerine kurulu intikam fantezilerinden demokrasi ve adalet çıktığı görülmemiştir. Bu duyguları meşrulaştırıp, kendinizi gaza getirirseniz kağıt üzerinde durduğu gibi durmayacağını da görürsünüz ama iş işten geçmiş olur. Memlekete hayrı dokunmaz bu motivasyonun. Çünkü o ihtimalde biliyoruz ki, adamın ve sevenlerinin eli armut toplamayacak.

Ez cümle, muhalefet bu teklifin reddedilmesi durumunda iktidarın alet kutusundan şimdi bahsetmek istemediğimiz ama genel seçim şartlarını/sonuçlarını değiştirmesi muhtemel başka araçlar çıkıp çıkmayacağını ne kadar sorguluyor, hatta sorguluyor mu emin değilim.

Biraz daha açalım hadi. Hazır yürek yedik, tam olsun.

Bakın elimizde şunlar var:

1) Bunca bitkinliğe ve aleyhindeki iddialara rağmen AK Parti’nin ölüsü hala %30 bandında. Bu hiçbir partinin tek başına almayı garanti edemediği bir oran.

2) Ayrıca AK Parti dediğimiz yapı bugün bir siyasal parti değil, devlet. Güvenlikten YSK’ya, medyadan, TSK’ya kadar elinde birden fazla aparat bulanan güçlü bir organizasyondan bahsediyoruz.

3) Kürtlerin hangi ittifaka destek vereceğinin hala net olmadığı, ne yapacağı henüz bilinmeyen kararsız muhafazakarların yüzen oylarının hala istikrar kazanmadığı bir ahval ve şeraitteyiz

4) Dün ‘memleket masası’ önerisi sunulduğunda elinin tersiyle iten bir Cumhur İttifakı vardı. Bugün tehdit hissettiği için teklifte bulunan bir iktidar partisi var ve bu, muhalefet bloku adına bir başarı.

5) Ancak revizyon çağrısına ‘yok hükmünde’ muamelesinin yapılması, adına AK Parti denilen devlet organizasyonunu akılalmaz başka olasılıklara sarılmaya mı teşvik eder, yoksa muhataplarını masaya oturtmak için daha fazla ve daha makul oranlarda taviz vermeye mi yönlendirir? İlkiyse kötü, ikincisi ise iyi. Ama sizce hangisi?

6) Bu ülkede, bu coğrafyada muhalefetin ya da iktidarın zemini hazırlanmamış bir seçim yenilgisi alarak kaybetmesi ve akabinde yaşanabilecek sert savrulmalar kitlelerin yönetilememesi gibi istenmeyen durumlara neden olabilir, acaba kim ne kadar farkında?

Son bir haftanın en önemli sorularının 5 ve 6. maddelerde dile getirilen sorular olduğunu düşünüyorum.

Muhalefet, bu davete iki tarafın da belki muazzam bir zafer kazanmayacağı ama iki tarafın da keskin kayıplar vermeyeceği bir reçete kıvamı vermenin yolu üzerinde düşünür mü bilmem ama düşünmesinde fayda var.

Ama bunu düşünmek için öncelikle ‘zafer kesin, yarınlar bizim’ havasından çıkmak lazım. Çünkü biliyoruz ki zafer kesin değil, ben diyeyim 2022’nin sonuna, siz deyin 2023’ün ortasına kadar, daha neler olacak şimdiden kimse kestiremez."