HaberTürk gazetesi yazarı Nihal Bengisu Karaca, İstanbul'un farklı ilçelerinde içki içen veya içkili işletme işleten vatandaşlara dini uyarılarda bulunan kendilerine 'Tebliğciler' diyen gruba gelen tepkilerle ilgili olarak, "Kamusal alanda dört bir taraf bizzat devlet ve devlet destekli cemaatler, yarı politik yarı dini figürler eliyle durmaksızın saha temizliği yapan din kumkumaları ile dolmuşken, iki adamdan daha ‘bak haram’ gibi laflar duymaya takati kalmadı insanların." değerlendirmesinde bulundu.
Karaca, bu grubun neden 28 Şubat'ta bile rastlamadıkları kötü muameleye şimdi denk geldiklerinin sorgulanması gerektiğini savundu.
Karaca bugünkü yazısında, "Ne zaman ki İslamcılar büyük kitleler halinde iktidarın uzantısı oldular ya da iktidar tarafından tek sıra halinde dizilmeye, köşeye gönderilip ayak üstünde bekletilmeye razı oldular, fıkıhçılar ‘reis’ lehine fetvalar düzenler oldu; üç Kuran Kursu, beş kadro adına iktidar mekanizması ile iç içe geçildi, gücün maşası olmaya gönül indirildi, ‘iktidarda olanlar bizden’ denilerek yanlışa yanlış demekten vazgeçildi ve bu ülkede seküler insanların da olduğu gerçeğini unutularak 'birlikte yaşama, asgari müşterekleri ortak paydaları genişletme' çabaları küçümsenir oldu, hatta İslamcılar kendi mahalle ajandalarını, mesela İstanbul Sözleşmesi gibi hak hukuk koruyan bir sözleşmeyi iptal ettirmeyi dayattı, o itibarı kaybettiler. Artık kimse kendileriyle empati yapmak istemiyor, bu imkansızlık besin zincirinin en alt tabakasındaki tebliğci amcaya ‘defol’ olarak, hala ayrımcılığa uğrayan başörtülüye "Bıktık sizin başörtünüzden…" olarak yansıyor." ifadelerini kullandı.
Karaca dünkü yazısında ise tebliğcilerin yaptıklarının suç olarak tanımlanamayacağını belirtmişti.
Karaca yazısında, "Şunu kabul etmek lazım: Hoşumuza gitmeyen her şey ceza hukukunun konusu değildir. Kanun kitapları, sevmediğiniz insanların kafasını yarmak için kullanacağınız tuğlalar değildir. Bu kafadan vazgeçin. Ancak şuna da kuşku yok: Tebliğciler de kendi kafalarından vazgeçmeli. Acilen." ifadesini kullandı.