HaberTürk gazetesi yazarı Nihal Bengisu Karaca, iktidar kanadında "darbe çağrısı" olarak nitelendiren ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Merkezinde CHP vardır" dediği emekli amirallerin bildirisine ilişkin olarak, "Bildiriyi hafife almak da, CHP'ye fatura etmek de yanlıştır" dedi.
Karaca, "Görülen o ki, şimdi önümüzde iki sorun var. Birincisi amirallerin bildirisini hafife alan ve misal bildiri için ‘zevzeklik’ ifadesini kullanan Meral Akşener’i günlerdir linç edenler. İkincisi meseleyi döndürüp dolaştırıp CHP’nin ‘darbeciliğine’ kilitlemek, amirallerin Mavi Vatan meselesinde hükümete verdikleri desteğin özgüveni ve kibriyle gerçekleştirdikleri bu tatsızlığın faturasını CHP’den tahsil etmeye çalışacak iktidar bloğu. CHP’nin tutumunu elbette ben de doğru bulmuyorum. Daha ilk anda, Meral Akşener gibi, Ahmet Davutoğlu gibi bir duruş sergileyebilirdi. 'Her hâlükârda yanlış olmuştur, bu densizliktir' demek ve askerin en hafifinden 'vesayet girişimi için fırsat arama görüntüsü veren2 bildirisini kınamak yerine 'AK Parti gündemi değiştiriyor, ekonominin pandeminin üzerine kapatmaya çalışıyor' gibi bir dil kullanmak yanlış oldu. Ayrıca iktidar bunu tabii ki kullanır. Çünkü ülkeyi, halkı iyi tanıyor. Bu millet kışlasındaki askeri sever, kollar" görüşünü savundu.
Karaca, "AK Parti, siyasete müdahale eden asker fikriyle hiç barışık olmayan milleti doğru okudu ve bu okuma ona bugüne kadar ciddi mevzi kazandırdı. Aynı okumaya devam edecek ve bu bildirinin kendisine sağladığı imkanları değerlendirecek. Tereciye neden tere satıyorsun diye sorulamayacağı gibi, siyasetçiye de neden imkanları fırsata çeviriyorsun? diye sorulmaz. İş ki, mesele darbe korkusunu suistimal noktasına gelmesin. İş ki, mesele siyaseti siyasetsizleştirmeye doğru gitmesin. Bildiriyi takip eden gün meselenin "Hangi amiralin dayısı CHP’liymiş?", araştırmasına kadar gelmesi rezalettir mesela. Bazı yayın kuruluşlarının bu ‘fişleme’ ile övünen haberleri yayınlayıp sonra alel telaş geri çekmesi ise dört başı mâmur bir skandal. Kimseyi darbeci zihniyetle böyle mücadele edileceğine inandıramazsınız. Nitekim o gazete o paylaşımını silmek zorunda kaldı. Çünkü AK Partililerden bile tepki aldı" ifadesini kullandı.
Karaca, "İşin gerçeği şu ki, bu ülkede her zaman darbe olabilir. Ancak başka bir gerçek daha var: Darbe hevesi taşıyanlarla ilgili hesaplaşmayı siyasi partiler üzerinde baskı kurmak için kullanırsanız, yaptığınız yıkımın askeri bir darbeden farkı kalmaz. 'O parti terörist, bu parti darbeci' diye diye, siyaseti partisizleştirirseniz, ortada sivil siyaset kalmaz çünkü. Demokrasiye değer verenlerin çıkmazı budur. Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, bir yanda darbe tehdidi var, bir yanda darbe korkusu suistimali. Darbe tehdidi de gerçek. Darbe korkusunun suistimal edilmesi ihtimali de yüksek. İkisiyle de mücadele edebilmek için önce hadiseleri, koşulları doğru tahlil edebilmek gerekiyor. Doğru tahlil için öncelikle dürüst olmak lazım. Sonra da bütün ideolojilere ve menfaat ağlarına hakim olan “Beni amacıma ulaştıran her yol mubahtır” anlayışının ahlaki kayıtsızlığından arınmak" görüşünü dile getirdi.