HaberTürk yazarı Par: İmamoğlu eski Türkiye’yi özleyen milyonlarca seküler insana, 20 yıldır hasret kaldıkları kültürel modernleşmeyi vadediyor

HaberTürk yazarı Par: İmamoğlu eski Türkiye’yi özleyen milyonlarca seküler insana, 20 yıldır hasret kaldıkları kültürel modernleşmeyi vadediyor

HaberTürk yazarı Kübra Par, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikal ettiği 10 Kasım vesilesiyle düzenlediği geceden izlenimlerini aktardı. Par, "İmamoğlu eski Türkiye’yi özleyen milyonlarca seküler insana, 20 yıldır hasret kaldıkları kültürel modernleşmeyi vadediyor" yorumunu yaptı. 

Par yazısında, "Öndeki protokol bölümüne vardığımızda ise biraz farklı bir manzara ile karşılaştık. İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetim kadrosu tümüyle oradaydı fakat CHP Genel Merkez’den yalnızca Grup Başkanvekili Engin Altay gelmişti. Kaftancıoğlu’nu veya milletvekillerini göremedik. Gazeteci, köşe yazarı katılımı da ilginç biçimde düşüktü. Halk TV kadrosundan hiç kimse olmaması dikkatimizi çekti. Hatta Gürkan ve ben basın için ayrılan sağ tarafta oturuyorduk. Sonradan en ön sıraya protokole davet edildik. Gürkan’ın oturduğu koltuk duayen gazeteci Uğur Dündar’a ayrılmıştı. “Aman dikkat et Uğur Abi gelirse sitem etmesin” diye takıldım kendisine. Muhalif basının Kılıçdaroğlu’nu destekleyenler ile İmamoğlu’nu destekleyenler olarak ikiye ayrıldığı iddiasının konuşulduğu bir dönemde bu manzara bize biraz ilginç geldi. Belki de davet edilenlerin işi vardı, kim bilir…" düşüncesini dile getirdi.

Par şu ifadeleri kullandı: 

"Dün akşam şundan kesinlikle emin oldum: İmamoğlu eski Türkiye’yi özleyen milyonlarca seküler insana, 20 yıldır hasret kaldıkları kültürel modernleşmeyi vadediyor. Bunu salt siyasetle yapmıyor, dansla, eşine karşı davranışlarıyla, İBB’nin organizasyonlarındaki tercihleriyle bir yaşam biçimi olarak ortaya koyuyor. Tayyip Erdoğan’ın kitlelerle kurduğu derin bağın da arkasında böylesi bir sosyolojik tavır vardı.

O da yıllarca kenara itilen muhafazakar kitlelere hasret kaldıkları iktidar duygusunu yaşatmıştı. Ve bunu kuru bir siyaset üzerinden değil gündelik hayat pratikleriyle yoğurarak yapmıştı. Necip Fazıl’dan şiir okuyan, Kuran-ı Kerim’den özümseyerek alıntılar yapan, bir yandan dindar kadınları siyasete çekerken diğer yandan geleneksel baba figürü gibi davranan yani kültürü ve yaşam biçimiyle kitlesinin gönlüne yerleşen bir lider profiliydi. Sağ muhafazakar taban onda kendisini görüyordu. Hala da görüyor. Erdoğan da şarkı söylüyor, eşine takılıyor. Fakat onun eşiyle kurduğu ilişki biçimi tam da muhafazakar ailelere özgü bir tavır içeriyor. İmamoğlu ise eşine sürekli modern bir erkeğin davranacağı şekilde yaklaşıyor. Dilek İmamoğlu güçlü bağımsız bir kadın olarak resmediliyor. Genç olmanın avantajını da sonuna kadar kullanıyor.

İlginç olan ise esasen monşer olarak yetiştirilmediği, elit bir aileden gelmediği için hem halkçı hem modern bir profil çiziyor olması. Karadenizli tarafıyla Erdoğan’ı da anımsatıyor olması… İmamoğlu seçimden önceki kampanya sürecinde sağ muhafazakarlık ile modernliği yoğurmuştu. Camide verdiği pozlar, diz çöktüğü iftar sofraları ve çizdiği mütevazı profil ile AK Parti’ye kızgın muhafazakarlardan da oy almıştı. Seçimden sonra ise daha ziyade seküler seçmenin beklentilerini önceledi. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu helalleşme ve başörtüsü açılımlarıyla muhalifleri kızdırırken İmamoğlu Atatürk’e ve kültürel devrimine sahip çıkarak kendisini ayrıştırdı. Aday olması durumunda kararsız AK Partililerin yeniden oyunu alabileceğinden şüpheliyim fakat gelecekte CHP’nin başına geçme ihtimali son derece güçlü."