HaberTürk yazarı Sevilay Yılman, "Tesadüf mü, tevafuk mu bilemem ama çok garip bir durum yaşanıyor şu an. Tam kazanılmış haklarını geri alacak EYT’liler için çıkarılan düzenleme TBMM’ye gelecekken, 6 Şubat’la sarsıldı ülke ve 17 Ağustos’tan beter bir tahribatla karşı karşıya kalındı. Bende bir cevabı yok çünkü kesin bir bilgi alamadım ama duyumlardan hareketle sadece hissiyatımı söyleyeyim: Bu iş biraz uzar gibi…" değerlendirmesini yaptı.
Yılman, yazısında, şu ifadeleri kullandı:
"Enteresan gerçekten…Hem de çok çok enteresan…Sayıları 2 milyon 250 bin kişi olan Emeklilikte Yaşa Takılanlar…Hatırlarsanız… İlk darbeyi 17 Ağustos 1999 depreminden sonra yemişlerdi bu insanlar. Nasıl oldu anlatayım… Hatırlayan hatırlar… Dönemin koalisyon hükümetinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan’dı. Gölcük depreminden kısa bir süre önce oturmuştu bakanlık koltuğuna ve oturur oturmaz da emekli olmak için aranan sigortalılık süresi şartlarının değiştirilmesi için lobi yapmaya başlamıştı. Sigortalılık süresine ek olarak yaş şartı getirilmesi gerektiğini savunuyordu. 'Erkekler 60’ına, kadınlar ise 58’ine geldiklerinde emekli olmalı' diyordu. Diyordu ama bir türlü Meclis'e getirip kanunlaştırmıyordu çünkü bugün olduğu gibi o günlerde de kamuoyundan inanılmaz bir tepki vardı. Başbakan Bülent Ecevit epeyce bir direndi Okuyan’a, ancak o dönem yaşanan, 'ekonomik darboğazı' atlatmanın bir çıkış yolu olarak kabul etti tasarıyı ve sonunda onay verdi."
Yılman, şöyle devam etti:
"Verdi ama dedim ya…Kamuoyu çok tepkiliydi. Ve 12 Temmuz 1999 tarihinde yani Marmara’yı yerle bir eden depremden 36 gün önce TBMM’ye sunuldu tasarı...Plan Bütçe Komisyonu, görüşmelerini temmuz ayı içinde tamamlayarak, 2 Ağustos’ta raporunu TBMM Başkanlığı’na gönderdi. Tam Genel Kurul'da görüşülmeye başlanmıştı ki...17 Ağustos gecesi ülkede maddi/manevi çok büyük tahribat yaratan o sarsıntı yaşandı. Kasa tamtakırdı ve yurt içi, yurt dışı toplanan yardımlar filan da yeterli olmuyordu. Zora düşen dönemin hükümeti ne yapacağını bilemez bir durumdaydı ve tahribatın yaralarını sarmak için her yola başvuruyordu. O kadar kötüydü ki tablo, sonunda bedelli askerliği bile çıkartmak zorunda kaldı.
Tesadüf mü, tevafuk mu bilemem ama çok garip bir durum yaşanıyor şu an. Tam kazanılmış haklarını geri alacak EYT’liler için çıkarılan düzenleme TBMM’ye gelecekken, 6 Şubat’la sarsıldı ülke ve 17 Ağustos’tan beter bir tahribatla karşı karşıya kalındı. Şimdi başta bizzat bu düzenlemeden faydalanacak 2 milyon 250 kişi olmak üzere herkes birbirine, 'EYT ne olacak' sorusunu soruyor…Bende bir cevabı yok çünkü kesin bir bilgi alamadım ama duyumlardan hareketle sadece hissiyatımı söyleyeyim: Bu iş biraz uzar gibi…"