İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 3'üncü delil klasörlerinde, İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü'nde tedavisi süren Ergenekon Davası'nda örgüt kurmak ve yönetmek iddiasıyla yargılanacak olan Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın sağlık durumunu soran belgeleri de yer aldı.Savcılara verilen raporda Mehmet Haberal'ın “Gögüs ağrısının eşlik ettiği dakikada 200 hızda supraventriküler taşikardi atağı gelişmiştir” denildi. Savcıların “Aynı durumda olan başka hastalara nasıl yaklaşıldığı, nasıl tedavi verildiği ve hastanede ne kadar yatırıldıklarını” sorusuna ise Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Başkan Vekili Prof. Deniz Güzelsoy, Enstitü Müdürlüğü'ne hitaben yazdığı yanıtta şöyle dedi:“Bu soruya cevap verecek başka hastalarla ilgili kayıt ve kanıtları arzetmem mümkün değildir. Çünkü yaygın deyişle 'hastalık yoktur, hasta vardır' Prof. Dr. Mehmet Haberal ile birebir aynı hastalıklara, fiziksel ve psiko-sosyal özelliklere sahip hasta bulmak mümkün değildir. Birçok özelliği benzer olsa bile hasta özelliklerine ait bir arşivleme sistemimiz olmadığından bunların bulunması mümkün değildir”Haberal'ın genel sağlık durumuyla ilgili olarak verilen raporda da, kendisinin 17 Nisan 2009 'da enstitünün yoğun bakım ünitesine göğüs ağrısı, presenkop şikayeti, akut koroner sendromu ön tanısıyla yatırıldığı belirtilerek, koroner anjiyografisinin çekildiği, sol ana koronerde spazm oluştuğu, göğüs ağrılarının vazospazm bağlandığı belirtilerek, şöyle deniliyor:''Vazospastik angina, supraventriküler taşikardi tanıları ile tedavisi düzenlenmiştir. Hastada gözlenen ileri derecede anksiete ve uykusuzluun vazospazmı provoke edebileceği düşüncesiyle psikiatri konsultasyonuna gerek görülmüş, İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri'de ABD'dan Prof. Dr. Kemal Arıkan ve Prof. Dr. Mine Özmen yaptıkları muayene ve testler sonucu 'Ağır anksieteli depresyon' tanısı ile tedavisini bildirmişlerdir. Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı'na gönderilmiştir.Stresin kardiyak sorunları ve vazospazmı provoke ettiği bilinmektedir. Prof. Dr. Mehmet Haberal da yoğun bakım ünitesinde emosyonel stres sonrası medikal tedavi altında gögüs ağrısının eşlik ettiği dakikada 200 hızda supraventriküler taşikardi (kalbin atım hızının artması) atağı gelişmiştir. Diğer taraftan miyokard infarktüsünün de varolan darlığın yavaş yavaş ilerleyip damarın tam tıkaması sonucu değil, plakların çatlaması sonucu o bölgede trombüs oluşması ve trombüsün damarı tıkaması soncu geliştiği bilinmektedir. Hassas plağı çatlatan etkenlerin başında da stres gelmektedir. Bu nedenlerle yukarıda anlatılan klinik tablodaki hasta Mehmet Haberal'da ciddi kardiyak olay riski olmadığını söyleyip önerilen minimum tedavi süresini dahi tamamlamadan hastaneden çıkarmanın ve yoğun stres yaşayacağı ortama göndermenin sorumluluğunu kendisini izleyen hekimler yanında Ana Bilim Dalımızın diğer kardiyologlarının da almayacağı düşüncesindeyim.''