Haberler halkın gözünü boyamaya yönelik

Haberler halkın gözünü boyamaya yönelik
T24 - Sabah Gazetesi Başyazarı Mehmet Barlas, 15 Temmuz tarihli yazısında, Türkiye'nin kapsamlı ve sarsıcı değişim sürecinin medyaya, dolayısıyla gazeteciliğe nasıl yansıdığına dair ilginç tespitlere yer verdi. Konuyla ilgili olarak Sabah gazetesi yazarı Yavuz Baydar, "Bugünkü medya haber ve tartışmalarının bir kısmı okurun gözünü boyama ve kandırmacadır. Yazık olan şey, değişim (ve onun dürüstçe tartışılması) sürecinin gazeteciliğe sağladığı olağanüstü habercilik ve cesur yorumculuk imkanının, bencil ve açgözlü sektörel çıkarlara feda edilmesidir" dedi.Yavuz Baydar'ın Okur Temsilcisi köşesinde "Medya sizi yanıltmasın" başlığıyla yayımlanan (19 Temmuz 2010) yazısı şöyle:Medya sizi yanıltmasınİçinden geçilmekte olan değişim sürecinin bilinmeyenleri çok. Önemli olan, sürecin mesleğimize yaraşır bir dürüstlük ve samimiyetle anlatılıp anlatılmadığı. Tehlikeye giren çıkarlar, "merkez medya"yı takiyeye itmekteSabah başyazarı Mehmet Barlas, 15 Temmuz tarihli yazısında, Türkiye'nin kapsamlı ve sarsıcı değişim sürecinin medyaya, dolayısıyla gazeteciliğe nasıl yansıdığına dair ilginç tespitlere yer verdi.Tabiatı gereği ucu türlü belirsizlikler de içeren dönüşüm süreçlerinde, medyanın kilit noktada olduğu tartışma götürmez. Ama bizdeki gibi köklü, yapısal sorunlar ile boğuşan bir sektör söz konusu olduğu için, Barlas'ın ortaya koyduğu "bulanık ve oynak manzara" gerçeklerle örtüşmekte.Kimi çıkarların tehlikeye girmesi, üst düzey gazetecilerdeki "ayrıcalıklı konum" alışkanlığının sarsılması, iktidar odağı-medya ilişkilerinde görülen değişimler toplumda son on yıl içinde yaşanan kuvvetli akıntılarla beraber ele alınınca, medyada aslında neyin "merkez" neyin "marjinal" olduğu tartışması da güç kazanıyor.Kemik bürokrasi ile "eski medya" bağları yavaş yavaş çözülmekte. Tekrarlanan ezberler, habere ezberci bakışlar ile, temel, müzmin meselelere dair yenilikçi bakışlar arasında hızlanan bir savaş var.Değişimle yüzleşmek zorunda kalan kesimlerin, çıkar kaygısıyla defansif bir söyleme sarılmaları da doğal.Savunmacı refleks -veya mantık- faydacılığa hizmet edecek her taktiği meşru ve güncel hale getirir. Bu nedenle, Barlas'ın aktardığı gibi, kendisini "merkez" görmekte ısrarlı medyada hangi habercilik yaklaşımı, başlık ve başsayfa seçimi, söylem ve tartışma yönünün mesleğin özüne ait bir "hakikilik", hangisinin Makyavelist bir tavır sergilediğini ayırt etmek -hele okur açısından- hiç kolay değil.Taktik tercihler medyada yalancılığı beslediği gibi, ikiyüzlülüğe de kapı açar. Böyle olduğu içindir ki, "değişim"e direniş "korku imparatorluğu" yalanlarıyla perdelenmeye çalışılır; yetersiz ama gerekli olduğu bilindiği halde, kimi reform adımları, varlığı bilinen başka sorunlar bahane edilerek frenlenmek istenir.Mesela, "tehlikeli değişim"in çıkarları bozucu niteliğine karşı, "değişim taşıyıcısı" olan siyasi partinin gücünü kırmak için, koalisyonların yolunu açıcı "seçim barajı" tartışmaları bir idealden çok "taktik" olarak öne çıkar. "Merkez" (?) medyanın kimi kanaat önderleri bu taktik uğruna, mesela medya sektöründe adil rekabet ve çok sesliliğe imkân tanıyacak "mülkiyet" baraj ve normlarının Avrupa'da hangi yüzdelerde olduğunu, Türkiye'de neden tek bir medya grubunun Avrupa Konseyi ve AB tavsiyelerinin iki misli üstünde, anti-demokratik bir sektörel hakimiyet kurduğunu dürüst bir dille sergileyip eleştirmek yerine, sadece siyasi seçim barajlarının düşürülmesini talep etme yoluna giderler.Yine bu uğurda, onyıllardır pek ilgilenmedikleri basın özgürlüğü konularını heyecanla "yeniden keşfederler."Böylece, sektörün hastalıklı olarak sürmesinin, çıkar düzeninin devamını "örtülü" tavırlarla sağlamaya zaman harcarlar.Bugünkü medya haber ve tartışmalarının bir kısmı okurun gözünü boyama ve kandırmacadır.Yazık olan şey, değişim (ve onun dürüstçe tartışılması) sürecinin gazeteciliğe sağladığı olağanüstü habercilik ve cesur yorumculuk imkanının, bencil ve açgözlü sektörel çıkarlara feda edilmesidir.Değişim, medyanın, bu kilit sektörün, sadece samimiyet sınavına değil, aynı zamanda kendisinin de yeni bir zihniyet, yapılanma ve düzene adım atıp atmama sınavına işaret etmektedir.Medyada çeşitli konularda "kavga" gibi görünen olgunun arka planını herkesin bu mercekten de okumasında yarar var.Manzara, "merkez" diye bilinenin "ağır çekim çöküşü" gibi görünmektedir.