Ankara Başsavcılığı, Ankara Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu cinayeti davasında 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, 'bu terör suçudur' diyerek verdiği 'görevsizlik' kararına itiraz etti. Başsavcılık, 'adli suç' görüşünü tekrarlarken asıl itiraz nedeninin 'FETÖ’nün terör örgütü ilan edilmesinin miladının değişecek olması' olduğu öne sürüldü. Dava, terör mahkemesinde görülürse FETÖ, 17/25 Aralık sürecinden çok öncesinden itibaren "terör örgütü" olarak değerlendirilmiş olacak ve birçok AKP’liye de soruşturma yolu açılacak.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 'adli suç' olarak iddianamesini düzenlediği Necip Hablemitoğlu cinayeti davasında Ankara 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 'bu terör suçudur' diyerek verdiği görevsizlik kararına itiraz etti.
Kısa Dalga'dan Ersin Atar'ın haberine göre; itirazın nedeni 'adli suç' tezinde ısrar olsa da başvurunun ardında, FETÖ’nün 18 Aralık 2002’den itibaren 'terör örgütü' olduğunun kabul edilecek olmasının yattığını öne sürüldü. Buna göre; devletin "FETÖ 17/25 Aralık’tan itibaren terör örgütüdür" tezinin değişmesi halinde 17/25 Aralık’tan önce Fetullah Gülen ile ilişkisi olan çok sayıda AKP’li hakkında da suç duyuruları yapılıp soruşturma açılabilecek.
Necip Hablemitoğlu cinayeti davasını açan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesinde cinayet 'adli suç' olarak görülmüştü. İddianamede, Hablemitoğlu’nun ölüm emrini verdiği belirtilen Fetullah Gülen’in suç hanesinde 'Tasarlayarak öldürme' yer almıştı. Firari sanık Levent Göktaş için de 'Nitelikli kasten adam öldürme', 'Silahlı suç örgütü kurma' (basit çete anlamında) suçlarından cezalandırılması istenmişti. |
Avukat Figen Çalıkuşu da, Karar gazetesinde kaleme aldığı yazısında aynı noktalara işaret etmiş, şu görüşünü dile getirmişti:
"Hablemitoğlu 2002 yılında öldürüldü. Az gittik dere tepe düz gittik, geldik 2022 yılına. Bu iddianameye göre sormak gerekmez mi?
-2002 yılında Hablemitoğlu’nu öldürdüğü iddia edilen Levent Göktaş nasıl 2019 yılında beraat etti?
-2002 yılında bu cinayete azmettirdiği iddia edilen Fethullah Gülen 2006 yılında nasıl beraat etti?
Bu arada bir de 15 Temmuz 2016 darbe kalkışması yaşandı. Fethullah Gülen kanlı darbe kalkışmasının da 1 numaralı sanığı olarak yargılanıyor. Yargıtay darbe suçları için şematik bir karar verdi. 'Milat 2012' dedi…
'Örgütün, silahlı terör örgütü olduğu gerçeğinin, örgütün kurucusu ve yöneticisi Fethullah Gülen hakkında Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesince verilen ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun kararı ile kesinleşen beraat kararı da nazara alındığında, özellikle örgütün sözde meşruiyet vitrini olarak kullanılan diğer tabakalardaki örgüt mensupları tarafından bilinip bilinmediğinin TCK’nin hata hükümlerini düzenleyen 30. maddesi kapsamında değerlendirilmesi lazımdır' dedi.
Bu değerlendirme yapılırken de birtakım tarihleri ve yaşanan olayları bir yerde 'milat' olarak gösterdi. Bu tarih 2012 yılı ve sonrası kabul edildi. Gerekçe olarak da '‘sözde hizmet hareketi’ adlı, legal görünümlü illegal yapının, paralel bir devlet kurma amacında olan, devletin varlığına ve anayasal düzenine karşı ciddi tehdit oluşturan bir örgütün kamu görevlileri tarafından bu tarihlerde yapılan operasyonlarda örgütün nihai amacını açıkça ortaya koymaya başladığı' bildirilirken,
Devamında bir başka önemli saptamaya daha yer verildi: 'en üst düzeyde devlet ve hükümet yetkililerinin de 2012’den sonra paralel yapılanma varlığını kabul edip, kamuoyuyla paylaşılması' …
Hablemitoğlu suikasti ve 2002 yılı… Yargıtay kararına göre milat olan 2012 yılına kadar geçen 10 yıl…
Bu 10 yılda farklı terör örgütü üyeliğinden yargılanıp aklanan Gülen ve Göktaş, şimdi birlikte sanıklar ve biri azmettirici, diğeri suç örgütü kurucusu…. Hukukçu kimliğimle anlayamadığım, esasen anlaşılması da pek kolay olmayan bir süreç yaşanmış ve halen yaşanıyor…
Sadece tek bir soruyu mırıldanıp duruyorum: Ne oluyor?"
YAZI DİZİSİNİN BİRİNCİ BÖLÜMÜ | Hablemitoğlu Dosyası | Açılmasına katkı sağladığı altın madenine mücadele ettiği Gülen cemaati nasıl hâkim oldu, ABD ne için devreye girdi, suikast öncesinde ve sonrasında neler yaşandı?
YAZI DİZİSİNİN İKİNCİ BÖLÜMÜ | Hablemitoğlu Dosyası | Hablemitoğlu’na ‘MİT’ suçlaması, var olmayan ‘altın’ belgesi ve varlığı kanıtlanamayan kurye profesör
YAZI DİZİSİNİN ÜÇÜNCÜ BÖLÜMÜ | Hablemitoğlu Dosyası: İfadelerde cinayetle suçlanan eski Özel Kuvvetler Komutanlığı mensupları hakkında yıllarca işlem yapılmadı!
YAZI DİZİSİNİN DÖRDÜNCÜ BÖLÜMÜ | Hablemitoğlu Dosyası | Eski ÖKK subayı Nuri Gökhan Bozkır: 2015’te dönemin İstanbul Başsavcısı İrfan Fidan’a bildiklerimi anlatmama rağmen resmi ifadem alınmadı!
YAZI DİZİSİNİN BEŞİNCİ BÖLÜMÜ | Hablemitoğlu Dosyası: Sedat Peker neden ‘Başıma gelmeyen kalmadı’ diye ifade verdi, soruşturma 13 yıl boyunca nasıl savsaklandı, MİT Hablemitoğlu’nu hangi konuda uyardı?
YAZI DİZİSİNİN ALTINCI BÖLÜMÜ | Hablemitoğlu Dosyası | 2015 yılında verilen ifadede açıklanan isimler yedi yıl boyunca korundu: ÖKK’daki herkes ÖKK’daki katili biliyordu!