Haftanın izlemeliği | Pose: İnsan kendi ailesini seçebilir mi?

Haftanın izlemeliği | Pose: İnsan kendi ailesini seçebilir mi?

T24Gonca Tokyol

Aile, kimilerince ‘toplumun temeli’ olarak övülürken kimilerince de ‘devletin küçük hali’ olarak ötelenir ancak iki bakış açısında da ortak bir nokta var; aileyi mevcut haliyle tanımlamak ve seçilemez, değiştirilemez, olduğu gibi kabullenilmesi gereken bir şey olarak görmek. Netflix’in arşivine kattığı FX yapımı Pose ise aksinin mümkün olduğunu gösteriyor. 

Buffy The Vampire Slayer, American Horror Story gibi yapımlarla bilinen Ryan Murphy’nin son oyuncaklarından Pose’da takvim yaprakları 1987’yi gösteriyor. New York’ta geçen dizi, izleyicileri AIDS salgınının yarattığı terörün etkilerini görmenin mümkün olduğu LGBT+ camiasının hayatının içine çekiyor. Hırslı ‘trans anneler’, romantik seks işçileri, kayıp queer gençler ve gece hayatının vazgeçilmezi balolar… 

Balo ne mi? Kendi ‘evini’ kurmak için eski ailesini terk eden Blanca’nın ifadeleriyle balo, “Başka bir yerde bir araya gelmesi hoş karşılanmayanların bir araya geldiği bir etkinlik, dünyanın geri kalanının kutlamaya değer görmediği hayatların kutlanması…” 

Pose’da, çoğunluğu siyah ya da hispanik eşcinseller ve transların hayat hikayelerine göz atıyoruz. Zengin beyazların, geleneksel ailelerin dünyasında yer bulamayan, dışlanan LGBT+’ların kendi ailelerini nasıl kurduklarını izliyoruz. 

Hikayenin merkezinde Dominque Jackson’ın canlandırdığı Elektra’nın yönettiği House of Abundance’ı (Bereket Evi) terk ederek kendi evi House of Evangelista’yı (Evngelista Evi) kuran Blanca yer alıyor. Pose’da ‘ev’ hem gerçek anlamıyla barınılan yuva olurken, aynı zamanda da ‘aile’ anlamına geliyor. İnsan kendi ailesini seçebilir mi sorusunu soranlar için Pose, 80’lerin New York’undan alışılmış dışında cevaplar veriyor.