Emeritus Prof. Dr. İlter Turan, Hakan Aksay’ın Gün Olur video söyleşi programında Suriye’deki gelişmeleri yorumladı.
2011’e kadar Orta Doğu ülkeleriyle iyi geçinen Türkiye’nin daha sonraki gelişmeleri iyi değerlendiremediğini vurgulayan Turan, yapılan yanlışların hem büyük devletlerin bölgedeki çıkar ilişkilerinin, hem Arapların Türkiye’nin liderliğine yaklaşımının, hem de Esad’ın Suriye’deki etkisinin doğru okunamamasıyla ilgili olduğunu belirtti.
Seçim ortamındaki ülkemizde dış politikada olanların iç politika açısından kaynak olarak görüldüğüne işaret eden Turan, şöyle devam etti: “Askerî güç, siyasi hedefiniz belli olduğu zaman kullanılırsa anlamlıdır. Ben Türkiye’nin askerî güç kullanımının siyasi hedefini yeterince tayin etmek imkânından mahrumum. Bu mahrumiyetin benimle sınırlı olduğunu da zannetmiyorum.”
Kürtlerle ilgili olarak “Trump'ın önce Suriye’den çekilme, ardından sizi yalnız bırakmayacağız açıklamaları, eğer Kürtlerin bağımsızlık rüyası varsa bunun sonunu getirmiş olmalı.” diyen Turan şunları ekledi:
“ABD, YPG’nin Esad’la uzlaşmasını istemiyor. Bir başka realite, Kürtlerin güçlü oldukları bölgelerde tüm nüfusun Kürt olmaması, ayrıca orada yaşayan tüm Kürtlerin de YPG’li olmamasıdır. Bunun dışında böyle bir bağımsızlığı herhangi bir Arap devleti istemiyor. Özellikle Irak ve Suriye merkezi hükümetlerinin - bırakın ayrı devlet olmasını - özerklik fikrine bile çok sıcak yaklaştıklarını zannetmiyorum. Bu çerçevede, YPG’nin uzun vadeli özlemi bağımsız devlet kurmak ise bundan giderek uzaklaşacaktır. En son tahlilde Suriye konusunda bir uzlaşma noktasına gelindiği zaman, zannediyorum birinci derecede uzlaşı şartlarını belirleyen hususlar arasında Kürtlerin durumu olmayacaktır.”