Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Hakan Aygün’ün “15 Temmuz Sırları” kitabı, bu hafta piyasaya çıkıyor.
Cumhuriyet'in haberine göre, kitapta MHP Genel Devlet Bahçeli'nin girişimi başlangıçta büyük ihtimalle ''emir-komuta zinciri içinde bir darbe sanarak'' MHP Genel Merkezi adına parti üyelerine, ''Sakın askerle karşı karşıya gelmeyin'' mesajı attırdığı iddiası ortaya atıldı.
Kitabın ilgili kısmı şöyle:
''Küçük bir sır...
15 Temmuz gecesi, henüz “emir-komuta zinciri içinde görüntüsü dağılmamışken”, MHP genel merkezinden gönderilen mesajlarda, “sokaklara çıkmayın, askere direnmeyin’’ deniliyordu.
Sonra MHP üyelerine gönderilen mesaj değişti! Bahçeli kalkışmaya tavır aldı!
Eylül 2016 başı...
Ortalıkta henüz 15 Temmuz'un vesile olduğu başkanlık-anayasa değişikliği tartışmaları yok.
ANAP döneminin “derin devlet adamları’’ndan biri, siyasetçi arkadaşına, önemli bir istihbarat verdi:
“Erdoğan ile Bahçeli anlaştı. Anayasa değişikliği ve başkanlık önerisini Bahçeli getirecek. Kendisi de Erdoğan’ın yardımcısı olacak.’’
Bu sözler söylendiğinde şaka gibiydi. Ama 1 ay içinde doğruluğu çıkmaya başladı.
Anayasa değişikliği önerisi Bahçeli’den geldi!
Tıpkı, Bahçeli’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nu kendi adayıymış gibi önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na ilan ettirmesi gibi!''
Kitapta yer alan ilginç bir ayrıntı da, Bahçeli'nin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'a ''tabanca hediye edecek'' kadar yakın olması. Hatta bu yakınlığa ve Bahçeli'nin asker ve polisteki ülkücü kadrolardaki gücüne dikkat çekilerek, 15 Temmuz sonrası Erdoğan-Bahçeli yakınlaşmasının ''Erdoğan'ın da Bahçeli'ye sığınmak zorunda kaldığı'' belirtiliyor.
Kitaptaki ilgili bölüm şöyle:
''Kalkışma sonrası Bahçeli “anayasayı Cumhurbaşkanı için değiştirme atağına” geçti ve bir anda Erdoğan’la yakınlaşmaya başladı.
Çok garipti, herkes şaşkındı!
İlerde anlatacağız; herkes “Bahçeli teslim oldu” tarafından bakıyordu ama, Bahçeli’nin de kendince Erdoğan’ı kuşatması” söz konusuydu!
Akar’ın ifadesinden Bahçeli’yle gizliden gizliye yakın ilişkide olduğu sonucu da çıkıyordu. Tıpkı 1. Ordu Komutanı Ümit Dündar için de iddia edildiği gibi!
“Devlet Bahçeli tarafından hediye edilen ve odamda hatıra maksatlı duran tabanca ve beni götürdüklerinde emir subayı odasında kaldığını düşündüğüm şahsi cep telefonum halen bulunamamıştır. Bu husus bende makamın bir başkası için hazırlandığı kanaatini doğurdu.”
Bahçeli-Akar’ın “tabancalı” ilişkisine daha sonra değineceğiz. Ama söyleyelim: tabanca bulundu!
Akar ve birlikte derdest edildiği KKK ile diğer komutanların cep telefonları ise bulunamadı!
Akar’ın cep telefonu büyük ihtimal darbecilerde, düşük ihtimal de “istihbaratın” elinde!
İçinde neler olduğuna bakmaya almışlardı!''
Kitapta, Bahçeli'nin başlangıçta MHP genel merkezi adına ''askerle karşı karşıya gelmeyin'' sms'leri gönderdikten sonra, kalkışmanın cemaat işi olduğunu oldukça geç anladığına işaret ediliyor. İşte bu aşamada bahçeli ile darbeyi önleyen komutan olarak tarihe geçen zamanın 1. Ordu Komutanı Ümit Dündar arasındaki yakınlığa ilişkin iddialara da gönderme yapılarak, Erdoğan'a ''Ümit Dündar'a güvenmesi'' mesajını Bahçeli'nin vermiş olabileceğine işaret ediliyor.
1. Ordu, darbe girişimine katılmayınca, “Karacıların hele de 1. Ordu'nun yer almadığı darbe başarılı olmaz” efsanesi bir kez daha doğrulandı.
2. Ordu ve 3. Ordu darbe girişimini bastırmakta zayıf kalmıştı, ama zaten en kuvvetlisi 1. Ordu’ydu.
1. Ordu Komutanı Ümit Dündar kalkışma gecesi, Boğaziçi Köprüsü ve Genelkurmay’daki hareketliliği duyar duymaz, Hulusi Akar’ı ve diğer komutanları aradı, ama kimseye ulaşamadı.
Saat 22:20’de evini terk ederek kapatılan Boğaziçi Köprüsü’ne doğru yola çıktı. Arkasından darbeciler evini basacak, ama Dündar'ı bulamayacaklardı.
Kendisine bağlı 5 birliğin darbeye katıldığını saptayan Dündar, Çorlu ve Gelibolu’daki iki kolordu komutanını arayarak desteklerini aldı.
22:45’te Dündar’a bağlı Tümgeneral Yavuz Türkgenci ve İstanbul Valisi Vasip Şahin, Boğaz Köprüsü trafik denetleme biriminde kriz masası oluşturmuştu.
Dündar, Boğaziçi Köprüsü güvenli olmayacağından, Istanbul Valisiyle “gizli tutulan” bir başka yere geçti.
Dündar, Ege Ordu ve 3. Ordu komutanlarını arayıp, televizyonlara açıklama yapmalarını sağladı.
Erdoğan’ı arayıp, “Atatürk Havalimanı’na inin, sizi ben koruyacağım” dediği iddiasını ise Meclis Darbe Komisyonu’na verdiği ifadede yalanladı!
Keza, Erdoğan’a “Beni Bahçeli’ye sorun” dediği iddiasını da doğrulamadı! Belki de, Erdoğan'a ''Ümit Dündar hakkındaki güvenceyi'' Bahçeli verdi. Bilgi medyaya sızarken, karışıklık yaşandı!''
Kitapta yeralan ilginç bir iddia da, 15 temmuz kalkışmasından sonra, ordu ve poliste kimseye güvenemez hale gelen Erdoğan'ın aslında polis ve askerdeki ''ülkücü gücü''ne güvenerek Bahçeli'ye sığınmak zorunda kalması veya ''bıraktırılması'.'
Kitaptaki ilginç iddialardan biri de, 15 Temmuz gecesi Marmaris'ten nasıl kurtulacağını düşünerek panik içinde eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar gibi bazı isimleri arayan ama ulaşamayan Erdoğan'ın, ''Bahçeli'ye sarılmak zorunda'' bırakılması. İlgili bölüm şöyle:
"Peki, Erdoğan Bahçeli’yi nasıl ele geçirmişti?
“Derin adam’’, “Siz hala anlayamadınız, Erdoğan Bahçeli’yi değil, Bahçeli Erdoğan’ı ele geçirdi’’ diyordu ve anlatmaya devam ediyordu:
“Erdoğan 15 Temmuz gecesi Marmaris’te panik halindeyken, eski ülkücü polislere sığınmak istedi. Aklına Mehmet Ağar geldi. Aradı, bulamadı. O gece, aradığı desteği Bahçeli’den buldu. Bahçeli asker ve polisteki kontaklarıyla, Erdoğan’ı korumaya aldı.’’