"Hakan Çelik, Erdoğan ile televizyon programı yaptı diye bir kadının tacizine uğradı"

"Hakan Çelik, Erdoğan ile televizyon programı yaptı diye bir kadının tacizine uğradı"

Milliyet yazarı Nagehan Alçı, Doğan TV Ankara Temsilcisi Hakan Çelik'in kendisine "Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile televizyon programı yaptığı için Atatürk Havalimanı'nda bir kadının tacizine uğradığını" anlattığını söyledi. 

Alçı, şu ifadeleri kullandı:

"Daha dün Doğan TV’nin Ankara temsilcisi Hakan Çelik anlattı, geçtiğimiz perşembe günü Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir televizyon programı yaptı diye hafta sonu Yeşilköy Atatürk Havalimanı’nda bir kadın yanına yaklaşmış ve herkesin içinde taciz etmeye başlamış. Hep aynı zihniyet ve hep kadınlar"

Nagehan Alçı'nın "Bu tacizleri afişe edelim!" başlığıyla yayımlanan (29 Mart 2017) yazısının ilgili bölümü şöyle:

Antalya’da iki kadın ‘Evet’ broşürü dağıtırken başka iki kadının saldırısına uğramış. Biri başörtülü, biri başı açık, Ak Parti Gençlik Kolları üyesi Yasemin Kenan ve Nurcan Şekercioğlu karşılaştıkları iki kişiye ellerindeki broşürü vermek istemişler. Olabilir, karşı taraf broşürü almak istemeyebilir. Ancak öyle olmamış. Kadınlardan biri uzatılan broşürü almış, yırtıp ona verenin yüzüne fırlatmış. Bununla da yetinmemiş, hakaretler etmeye başlamış. Bunun üzerine Yasemin Kenan tepki olarak ‘Rabia’ işareti yapıp ‘evet’ demiş. Onu gören saldırgan bu defa küfürleri daha da sertleştirip Kenan’ın üzerine yürümüş ve başörtüsünü çekmeye başlamış. Yasemin Hanım hadiseyi şöyle anlatıyor: “Ben başörtüm açılmasın diye aşağı eğildikçe kadın saçlarımı çekmeye başladı. Yanında bulunan kızı ‘ben açtım, iyi ki de açtım’ diye bağırıyordu...”

Bu haberi okuyunca kafamda bütün sahne kristal berraklığında canlandı. Çünkü maalesef bu kafayı çok iyi tanıyorum. Bu kafa çok patolojik bir kafa. Hayattaki temel motivasyonu ‘nefret etmek’. Ve maalesef bu kafanın sahibi çoğunlukla hemcinslerim kadınlar. Bu ülkede kutuplaşma zehrinin temeli de, siyasetin giderek sertleşmesinin sebebi de bunlar... Geçtiğimiz haftalarda bir ‘arama’ toplantısına katılmıştım. Bu toplantıya Nişantaşı’nın ünlü bir psikiyatristi de gelmişti. Bu psikiyatrist bir tip hastadan bahsetmişti. Demişti ki: ‘Bana gelen bazı kadın hastaların sorunu nefret. Başörtülülerden ve onlarla bağlantılı gördükleri herkesten nefret ediyorlar ama iş o boyuta varmış ki başörtülü görünce kendilerini tutamayıp üzerlerine tükürmek istiyorlar. Bana da bu yüzden geliyorlar.’

Havaalanında tacize uğrayan ünlü gazeteci

Antalya’da açıkça saldıran iki kadının ismini anmaya gerek duymuyorum, zira bunlar bir tür. Kendimden biliyorum, onların ‘tek tipçi-laikçi-anti demokratik-faşizan’ kafalarını eleştirdiğim ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı desteklediğim için beni de düşman görüyorlar. Bu yıllardır böyle. Her yerdeler. Markette deterjan alırken karşıma çıkıyorlar, kafede çay içerken hakaretlerine başlıyorlar, mağazada bir şey bakarken sinsice yaklaşıyorlar... Hepsinin ortak özelliği: Pervasız, saygısız, cüretkâr! Başıma onlarca kez geldi, geçenlerde bir keresinde bir kafede çok şiddetli hakaret ve tacize maruz kaldığım için, tek bir kez ‘bunun bedeli olmalı’ deyip karakola şikâyetçi oldum ve sonrasında utanacağına bu saldırganın nasıl büyük yalanlar ve çarpıtmalarla kendi reklamını yapmaya çalıştığını gördüm! Utanmasa benim ona saldırdığımı  bile ileri sürebilirdi!  Ben yalnız değilim ki... Daha dün Doğan TV’nin Ankara temsilcisi Hakan Çelik anlattı, geçtiğimiz perşembe günü Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir televizyon programı yaptı diye hafta sonu Yeşilköy Atatürk Havalimanı’nda bir kadın yanına yaklaşmış ve herkesin içinde taciz etmeye başlamış. Hep aynı zihniyet ve hep kadınlar!