"Hakan Fidan'a darbe girişimini ihbar eden binbaşının ismi can güvenliği için gizli tutuluyor"

"Hakan Fidan'a darbe girişimini ihbar eden binbaşının ismi can güvenliği için gizli tutuluyor"

Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, Başbakan Binali Yıldırım'ın belirttiği darbeyi ihbar eden binbaşıya ilişkin olarak, "Bilinen, bu binbaşının Kara Havacılık’ta görev yapan pilot olduğu yönünde. Güvenliği sağlanmış durumda. Ama yine de can güvenliği için ismi mahfuz tutuluyor" diye yazdı. Selvi, binbaşının darbe hazırlığını ihbar etmesinden sonraki yaşananları anlatırken de "Bu kez darbe ihbarını alan MİT Müsteşarı’nın bu bilgiyi Genelkurmay Başkanı ile paylaşması, ardından Genelkurmay’a giderek toplantı yapmaları, darbecilerin gece 03.00’te başlatacakları darbeyi 21.00’e çekmelerine neden oluyor" ifadelerini kullandı.

Selvi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dünkü Genelkurmay ziyareti sırasında izlediği ve "Baskın anı ve başta Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar olmak üzere derdest edilen komutanların karargâhtan çıkarılış anına" ait görüntülerin bugüne kadar ortaya çıkmamış görüntüler olduğunu belirtti.

Abdulkadir Selvi'nin Hürriyet gazetesinin bugünkü (4 Ağustos 2016) nüshasında yayımlanan 'Darbeyi ihbar eden binbaşı' başlıklı yazısı şöyle:

Darbe girişiminden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Genelkurmay Başkanlığı'ndaydı.

TSK’nın yeniden yapılandırıldığı bir dönemde Cumhurbaşkanı’nın iki bakanıyla Genelkurmay’a yaptığı ziyaret önemliydi. Cumhurbaşkanı 2.5 saat kaldığı karargâhta komutanlarla yemek yedi.

Genelkurmay’da Cumhurbaşkanı’na, darbe girişimiyle ilgili bilgi veriliyor. Cumhurbaşkanı karargâhta darbe gecesine ilişkin görüntüleri izliyor. O görüntüler şimdiye kadar ortaya çıkmadı.

Baskın anı ve başta Genelkurmay Başkanı Akar olmak üzere derdest edilen komutanların karargâhtan çıkarılış anına ilişkin görüntüler... Görüşmede bu kez özel kalem görevlileri alınmıyor. Daha önceki görüşmelerde özel kalem müdürü orada bulunarak notları alıyordu. Genelkurmay Başkanı’nın Özel Kalem Müdürü Ramazan Gözel, darbe gecesi Hulusi Akar’ı derdest edenlerden biriydi. Cumhurbaşkanı, 15 Temmuz sonrası TSK’daki yeniden yapılanma ve emir-komuta zincirine ilişkin bilgilendiriliyor.

FETÖ soruşturmasını yürüten savcılığın başvurusu ve MİT’ten gelen bilgiler ışığında Genelkurmay, darbenin olduğu hafta Paralel Yapı’yla ilgili bir çalışma yapıyor. 18 Temmuz Pazartesi günü FETÖ yapılanmasıyla ilgili aralarında bazı generallerin de bulunduğu 1700 TSK mensubuna yönelik operasyon yapılması kararı alınıyor. Ama darbeciler daha önce harekete geçiyor. Çünkü bu kararın alındığı toplantıları özel kalem müdürleri ve başyaverler vasıtasıyla haber alıyorlar.

Eski Genelkurmay Başkanı Cemal Tural’ın darbe yapacağı istihbaratını alan Demirel, Cumhurbaşkanı Sunay’a çıkıp delilleri ortaya koyarak, “Tural, İstanbul’dan Ankara’ya gelmeden önce görevden alalım” diyor. Sunay, “Bana bir gün süre ver. Teyit edeyim” deyince Demirel, “Geç kalırsak o bizi torbaya doldurur” diyor. Sunay ve Demirel erken harekete geçip, Cemal Tural’ı görevden alıyorlar, geç kalsalar Tural onları “torbaya doldurur” du. Bu kez erken harekete geçen darbeciler oluyor.

Başbakan Binali Yıldırım, CNN Türk’teki yayında Hande Fırat’ın sorusu üzerine darbe ihbarını MİT’e kadar gelen bir binbaşının yaptığını açıkladı. Başbakan’ın açıklamasından sonra herkes gizemli binbaşının peşine düştü. Bilinen, bu binbaşının Kara Havacılık’ta görev yapan pilot olduğu yönünde. Güvenliği sağlanmış durumda. Ama yine de can güvenliği için ismi mahfuz tutuluyor.

27 Mayıs darbesini önceden haber veren de bir binbaşıydı. Ama o başarılı olamadı. Binbaşı Samet Kuşçu’nun başına gelenler hatırlandığında, pilot binbaşının şu anda nerede olduğu ve can güvenliğinin sağlanıp sağlanmadığı gibi noktalar ön plana çıktı... 27 Mayıs denilince Menderes’in özel kalemine kadar gelip, bir türlü görüştürülmeyen asker ailesinden Ankara Valisi Dilaver Argun’a giderek darbeyi ihbar eden emekli bir subay eşine kadar.

Bu kez darbe ihbarını alan MİT Müsteşarı’nın bu bilgiyi Genelkurmay Başkanı ile paylaşması, ardından Genelkurmay’a giderek toplantı yapmaları, darbecilerin gece 03.00’te başlatacakları darbeyi 21.00’e çekmelerine neden oluyor.

Darbe önlendi. Ancak o gecenin yazılması gerekiyor. Jetler uçmaya, tanklar Boğaziçi Köprüsü’ne çıkmaya başlayınca Başbakan kendisine ulaşan bakanlara, “Bu ne maskaralık böyle... Ne oluyor?” diye tepki gösteriyor. “Başbakanlığa geçin” diye talimat veriyor.

Ankara’da ilk harekete geçenlerden birisi Meclis Başkanı İsmail Kahraman oluyor. Kahraman Meclis’e uğradıktan sonra Çankaya Köşkü’ne çıkıyor. Onu Çalışma Bakanı Süleyman Soylu takip ediyor. Çankaya’nın ışıkları yakılıyor, Başbakanlık Müsteşarı Fuat Oktay’ın odasına geçiliyor. Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan, Başbakan yardımcıları Tuğrul Türkeş ve Numan Kurtulmuş ile Abdulhamit Gül, Mehmet Muş, Selçuk Özdağ, Emrullah İşler birbiri ardına Çankaya’ya geliyorlar.

Darbeye karşı direnme konusunda en ufak bir tereddüt yaşanmıyor. Çalışma Bakanı Süleyman Soylu, “Ölümse ölüm” diyor. Meclis Başkanı ile bir grup, darbeye karşı direnmek üzere Meclis’e geçiyor.

Genelkurmay Başkanı’nın darbecilerin elinden kurtulduğu haberi iletildiğinde Başbakan yine, “Çankaya Köşkü’ne götürün” diyor. Hulusi Akar, Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’in odasına alınıyor. Genelkurmay Başkanı askeri birliklerle Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın telefonundan irtibat kuruyor. İsmet Yılmaz eski Milli Savunma Bakanı olduğu için cebinde kayıtlı olan numaralardan komutanları arayıp, Hulusi Akar’a veriyor.