Uzun yıllar yaptığı Cumhuriyet Haber Merkezi Müdürlüğü görevini Aykut Küçükkaya'ya devreden Hakan Kara, Cumhuriyet'te dijital dünyadaki gelişmeleri değerlendireceği bir köşe ile okurun karşısına çıktı. Gazeteciliğin yanı sıra kod yazacak düzeyde dijital dünyanın içinde olan Kara, ilk yazısında, Türkiye'nin yayındaki en eski ulusal gazetesi olan Cumhuriyet'in internete geçiş sürecini anlattı.
"Robot muhabirler mesleğimizi elimizden alır mı" sorusunu da yönelten Kara'nın "Cumhuriyet'in dijital yolculuğu" başlığıyla yayımlanan (21 Eylül 2014) yazısı şöyle:
Aylar süren yoğun bir çalışmanın sonuna gelmiştik. Hedefimiz 75. yayın yılına girerken Cumhuriyet gazetesini internette de yayına açmaktı. Yıl 1998. İddialı bir proje hazırlamıştık. O dönemde internette yer alan diğer gazetelerin aksine, Cumhuriyet’in tümünü internette yayımlayacaktık. Üstelik arayüz, standart bir web sayfası olmaktan öte, kâğıda basılı bir gazeteyi anımsatacaktı. Yayından bir gün önce İlhan Ağbi’ye son raporumu ilettikten sonra o zamanlar Genel Yayın Yönetmeni olan Orhan Erinç’e ve Genel Yayın Koordinatörü HikmetÇetinkaya’ya gelişmeleri aktarıyorum. “Hazırız, yayına giriyoruz” diyorum. Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay ve İzmir Temsilcisi Serdar Kızık’a telefonla bilgi veriyorum. Onlar da heyecanlı. Gazetenin haber merkezi her zaman hareketlidir. Bu seferki biraz farklı. Birkaç gündür kapalı devre yayındayız. Bir yandan ertesi günkü kâğıda basılı gazetenin haberlerini hazırlıyor, diğer yandan siteyi test ediyor, hata bulmaya çalışıyoruz. Aydın Engin giriyor odama. “Geceyi yine bilgisayar başında mı geçirdin?” Bunu söylerken gözlüğünün üzerinden yüzüme bakıyor. Gülümsüyorum. Birkaç gündür rahat uyku uyuyamıyorum. Sürekli aynı kâbus: Gazeteyi internette yayına açıyoruz, data hatları yetersiz kalıyor, sistem çöküyor. Rezil oluyoruz. Sonra ekip olarak istifa ediyoruz tabii. Ekip dediğim Ahmet Korulsan, Nail İnal ve ben. Gazeteyi internete taşımakla görevlendirilen ekip. “Güzel iş çıkarmışsınız” diyor Aydın Engin: “Diğerlerinden farklı olmuş. Gerçek bir gazete gibi...” İki gün sonra “Tırmık”ı okurken gülümsüyoruz. Aydın Engin şöyle yazmış: “Şimdi internetli olduk, ekranları doldurduk.” Aradan 16 yıl geçmiş... Bugün, “Dijital Dünya”nın ilk yazısını yazarken, Aydın Engin yine karşımda. Gözleri bilgisayar ekranına kilitlenmiş, e-postalarını okuyor. Aynı odayı paylaşıyoruz. Cumhuriyet’in dijital projeleri sonraki yıllarda sürdü: Cumhuriyet Kitap (25 Ağustos 2008) Cumhuriyet Haber Portalı (9 Eylül 2008), Cumhuriyet İngilizce (23 Şubat 2010), Cumhuriyet Mobil (6 Nisan 2010), Cumhuriyet Arşivi (25 Şubat 2012). Bu projelerin tümünde yer almak keyifliydi. 2013 yenilenme yılı oldu. Önce Cumhuriyet Haber Portalı ardından Cumhuriyet Mobil ve e-gazete yenilendi. Portal, Gazete ve Cumhuriyet Arşiv’in tablet sürümleri yayına girdi. Cumhuriyet’in dijital yolculuğu hızla sürüyor. Gazeteler günümüzde teknolojiyi artık daha yakından izliyorlar. Geleceğe yönelik pek çok soru var: Geleceğin gazetesi nasıl olacak? Kâğıda basılı gazeteler varlığını ne kadar sürdürebilecek? Yapay zekâ çalışmaları ve ses tanıma teknolojilerinde kaydedilecek küçük bir gelişme, yepyeni bir ufuk açabilir. Bir bakmışsınız ekran olmadan, cep telefonu aracılığıyla gazetenizle sohbet etmeye başlamışsınız. Robot muhabirler ortaya çıktı bile. Mesleğimizi elimizden alırlar mı? Konum bazlı haberler öne çıkar mı? Sosyal medya ile gazeteler arasındaki ilişki ne hale gelir? Gazeteleri hareketli bir dönem bekliyor. Ne derler bilirsiniz: “İyimser insan her felakette bir fırsat, kötümser insan her fırsatta bir felaket görür”. Bundan böyle “dijital dünya”daki gelişmeleri bu köşede sizlerle paylaşacağım. Merhaba!