Darbe girişimi sırasında, Genelkurmay Başkanlığı’ndaki eylemlerle ilgili aralarında ’Yurtta Sulh Konseyi’ üyeleri olduğu iddia edilen askerlerin de bulunduğu 221 sanık hakkında açılan davada, savunmasını yapan eski Tümgeneral Kubilay Selçuk, savcılıkta verdiği ifadeyi baskı altında imzaladığını söyleyince Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, "Koskoca Tümgeneralsin imzalamasaydın. Savcılık sorgusunda baskı yapılmaz" diyerek, tepki gösterdi.
Doğan Haber Ajansı’ndan (DHA) Özkan Arslan’ın haberine göre, Ankara 17’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Sincan Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi’ndeki mahkeme salonunda görülen duruşmada, Mehmet Dişli’nin ardından Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın, Akıncı Üssü’nde tutulduğu odada bulunan Çiğli 2’nci Ana Jet eski Komutanı Tümgeneral Kubilay Selçuk savunmasını yaptı. Savunmasında, 15 Temmuz günü Akıncı Üssü’ne daha önce birlikte çalıştıkları Hakan Evrim’i ziyarete gittiğini söyleyen sanık Selçuk, suçlamaları kabul etmedi.
Genelkurmay Başkanı Akar’ın, Akıncı Üssü’nde tutulduğu odada bulunmasının tamamen tesadüf olduğunu söyleyen Selçuk, şöyle devam etti:
"Komutan odaya geldiğinde kızgın bir şekilde sürekli konuşuyordu. Yaklaşık yarım saat konuştu. Ben o anda kendisine orada misafir olarak bulunduğumu anlatma fırsatı bulamadım. Olayların gidişatı ve komutanın, ’gidin şunları engelleyin, bu işten vazgeçsinler’ demesi üzerine odadan defalarca çıkıp 143. Filoya gidip geldim. Genelkurmay başkanının bu isteklerini doğrultusunda kaosun önlenmesi için görevimi samimi bir şekilde yapmaya çalıştım. Ben kesinlikle Genelkurmay Başkanına darbenin başına geçmesi yönünde teklif yapmadım, böyle bir teklifin yapıldığını da duymadım. 143. Filoya gidiş gelişimde de buranın bir hareket merkezi olduğu havasını hissetmedim."
Genelkurmay Başkanı Akar’ın, Akıncı Üssü’nde tutulduğu odada bulunmasının tamamen tesadüf olduğunu söyleyen Selçuk, şöyle devam etti:
"Komutan odaya geldiğinde kızgın bir şekilde sürekli konuşuyordu. Yaklaşık yarım saat konuştu. Ben o anda kendisine orada misafir olarak bulunduğumu anlatma fırsatı bulamadım. Olayların gidişatı ve komutanın, ’gidin şunları engelleyin, bu işten vazgeçsinler’ demesi üzerine odadan defalarca çıkıp 143. Filoya gidip geldim. Genelkurmay başkanının bu isteklerini doğrultusunda kaosun önlenmesi için görevimi samimi bir şekilde yapmaya çalıştım. Ben kesinlikle Genelkurmay Başkanına darbenin başına geçmesi yönünde teklif yapmadım, böyle bir teklifin yapıldığını da duymadım. 143. Filoya gidiş gelişimde de buranın bir hareket merkezi olduğu havasını hissetmedim."