Hâkimden darbe sanığına tepki: Artık bize gördüğümüzü yedirmeyin

Hâkimden darbe sanığına tepki: Artık bize gördüğümüzü yedirmeyin

Darbe girişimi sırasında Doğan Medya Center'ı işgal eden askerlerin yargılandığı davada güvenlik kamerası görüntüleri izlendi.Sanıkların, "Tüfeklerimiz çapraz tutuşta" sözlerine mahkeme başkanı Abdurrahman Orkun Dağ, "Bize gördüğünüzü de yedirmeyin artık. Nasıl tuttuğunuz ortada" tepkisini gösterdi. 

CNN Türk'te yer alan ahbere göre, sanık Yüzbaşı Erdal Şeker, silah doğrulttukları görüntülenen güvenlik görevlilerine bir şey demediklerini ve yere yattığı görülen bir güvenlikçinin de neden böyle davrandığını bilmediğini söyleyince de 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nin üye hâkimi, sanık yüzbaşıya, "Belki uykusu gelmiştir" dedi.

15 Temmuz'daki darbe girişiminde Doğan Medya Center'ın işgal edilip yayınının kesilmesi ve çıkan olaylarda bir kişinin şehit edilmesine ilişkin, 3'ü tutuklu 19 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu yüzbaşılar Erdal Şeker, Süleyman Ahmet Kaya ve Mehmet Akif Aslan katıldı. Duruşmada, ayrıca davanın müdahili olan Doğan Medya Center, Başbakanlık, TBMM ve Savunma Bakanlığı ile olaylarda şehit olan Vedat Barceğci'nin yakınlarının avukatları hazır bulundu. Duruşmada, CNN Türk spikeri Başak Şengül'ün, müşteki olarak beyanı alındı. Şengül, 15 Temmuz'da televizyon kanalında normal program akışında yayın yapıldığını anlatarak, köprünün askerler tarafından kapatılmasının ardından yayın akışının değiştirildiğini söyledi.

Başbakan Binali Yıldırım'ın "TSK içindeki bir grubun kalkışması" şeklindeki açıklamasından sonra olayın farkına vardığını ifade eden Şengül, daha sonra askerlerin geldiğini belirterek, yayından bunu duyurduğunu anlattı. Kanal yönetimi tarafından "Rejiyi kilitliyoruz, sen yayına devam et" denildiğini aktaran Şengül, şöyle konuştu:

"Helikopter ve çok yoğun silah sesi duydum"

"Askerler binamıza girmişti. Yayını sürdürebileceğimiz kadar sürdürdük. Askerlerin kanal içindeki seslerini yaklaştıkça daha fazla duymaya başladım. Askerin önce kameranın arkasından geldiğini gördüm. Yanıma geldi ve 'Hadi artık boşaltıyoruz' dedi. Yayının kesildiğini düşündüm ve mikrofonu çıkardım. Binadan çıkarken dışarıdaki kalabalığın toplandığını gördüm, diğer kapıdan dışarı çıktım. Helikopter ve çok yoğun silah sesi duydum. Taksiyle çok yakın bir arkadaşımın evine gittim."

Şengül, mahkeme başkanının sorusu üzerine askerin elinde silah olduğunu belirterek şikayetçi olduğunu ve müdahillik talebinde bulunacağını kaydetti.

Müştekilerin ifadelerinin tamamlanmasının ardından dosyada bulunan ve avukatlar tarafından mahkemeye sunulan görüntüler duruşmada izletildi. Görüntülere ilişkin söz alarak beyanda bulunan sanıklara, mahkeme heyeti ve avukatlar tepki gösterdi. Görüntülerde sanık askerlerin ellerindeki silahları tutuş şeklinin tartışıldığı sırada söz alan tutuklu sanıkların, ''Tüfeklerimiz çapraz tutuşta'' ifadesini kullanması üzerine Mahkeme Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ, "Bize gördüğümüzü de yedirmeyin artık. Nasıl tuttuğunuz ortada" dedi.

"Belki uykusu gelmiştir"

Yine görüntülerde yer alan sanıkların, güvenlik görevlilerine müdahale etmesine ilişkin söz alan sanık Süleyman Ahmet Kaya, güvenlik görevlisinin neden ellerini kaldırdığını bilmediğini öne sürdü. Tutuklu sanık Yüzbaşı Erdal Şeker de güvenlik görevlilerine bir şey demediklerini, bir güvenlik görevlisinin neden yere yattığını da bilmediğini iddia etti. Bunun üzerine üye hâkim, ''Belki uykusu gelmiştir" diyerek tepki gösterdi.

Sanıkların görüntülere ilişkin beyanlarına itiraz eden Doğan Medya adına müdahil olan avukat Şehnaz Yüzer, sanıkların görüntüleri çarpıtarak beyanda bulunduklarını, gerçeği saklamaya çalıştıklarını belirterek, mahkemenin görüntüleri ve bu beyanlarını dikkate alarak bir değerlendirme yapacağını umduklarını söyledi.

Mahkeme Başkanı Dağ, zaman zaman sanıkların bu çarpıtmalarının farkında olduklarını ve buna göre değerlendirme yapacakları konusunda kimsenin kuşkusunun olmaması gerektiğini belirtti.

İstenen cezalar

İddianamede sanıkların, "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek'', ''cebir ve şiddet kullanarak TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya TBMM'nin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etmek'', ''cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek'' suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ile ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan 5 yıldan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.

Sanık Süleyman Ahmet Kaya'nın, Vedat Barceğci'nin ölümü nedeniyle "kasten öldürmek" suçundan müebbet ile "silahla tehdit", 9 kez uygulanmak üzere "kasten öldürmeye teşebbüs", "basın ve yayın organının yayınının hukuka aykırı şekilde engellenmesi" suçlarından 125 yıldan 215 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, sanık Mehmet Akif Aslan'ın "silahla tehdit", iki kez uygulanmak üzere "kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak" suçlarından 12 yıldan 39 yıla kadar, sanık Erdal Şeker'in de "silahla tehdit" ve "basın ve yayın organının yayınının hukuka aykırı şekilde engellenmesi" suçlarından 4 yıldan 12,5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları öngörülüyor.

İddianamede, sanık 14 erin çeşitli suçlardan 4 yıldan 200'er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.

Yayın kesilme emrini eski Albay Gerehan verdi

İddianamede, darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz gecesi ana darbe davasının sanıklarından eski Albay Ahmet Zeki Gerehan'ın, tutuklu sanık yüzbaşılar Erdal Şeker, Süleyman Ahmet Kaya ve Mehmet Akif Aslan'a sıkıyönetim ilan edildiğini bildirerek, CNN Türk'ün binasının boşaltılması ve yayının kesilmesi emrini verdiği vurgulanıyor.

Talimat doğrultusunda sanıklar Kaya, Şeker ve Aslan ile sanık 14 erin helikoptere binerek, Doğan Medya Center'a intikale geçtikleri anlatılan iddianamede, helikopterde bulundukları sırada sanık yüzbaşıların, erlere şarjör takmaları, tüfeğin kayışını ellerine dolamaları, eğer tüfeklerini almak isteyen olursa çekinmeden vurmaları emrini verdikleri kaydediliyor.

Sanık 3 erin, daha önce hiç görmedikleri, kendi birliklerinden olmayan ve emir komutası altında bulunmadıkları yüzbaşılara darbe girişiminin tüm açıklığı ile ortaya çıktığı bir saat diliminde piyade tüfeklerini teslim ettikleri belirtilen iddianamede, sanık astsubayların ise darbecilerden aldıkları talimat doğrultusunda emrinde bulunan askerleri (sanık erler) nizamiye bölgesine güvenlik amacıyla götürdüğü ve burada mevzilendirdiği aktarılıyor.