Cumhuriyet gazetesi muhabiri Ahmet Şık'ın tutukluluğu 80. gününe girdi. Haberleri ve Twitter paylaşımları gerekçe gösterilerek tutuklanan Şık hakkında şimdiye kadar iki kez aylık tutukluluk değerlendirmesi yapıldı ve her ikisi de reddedildi. İki farklı mahkemeden verilen kararların altında yargıç Necmettin Kafalı'nın imzası bulunuyor ve kararlar birbirinin kopyası. Ayrıca, Kafalı’nın nöbetçi hâkim olduğu İstanbul 3. Sulh Ceza Hâkimliği'nin Şık’a ilişkin hukuki değerlendirme kısmı da 'başka' bir şüpheliye ait. Değerlendirmenin son cümlesinde "şüphelinin tutukluluk halinin devamına, ayrıca şüpheli ve eşinin yapmış olduğu tahliye taleplerinin açıklanan gerekçelerle reddine" ifadeleri yer alıyor. Oysa Şık’ın eşinin böyle bir tahliye talebi olmamıştı. Yargıç Kafalı, Şık’ın üzerine atılı suç bakımından kuvvetli suç şüphesi altında bulunduğunu iddia ederek, delil toplama işlemlerinin "çok kapsamlı" bir şekilde devam ettiğini belirtti. Oysaki Şık’a yönelik suçlama, belirli haber ve paylaşımları nedeniyle propaganda iddiasından ibaret ve bunların hepsi savcılığın elinde mevcut.
Cumhuriyet gazetesi muhabiri Ahmet Şık, haberleri ve Twitter paylaşımları gerekçe gösterilerek 80 gün önce, 30 Aralık 2016’da, İstanbul 8. Sulh Ceza Yargıcı Atila Öztürk tarafından 'FETÖ' ve PKK propagandası yaptığı iddiasıyla tutuklanmıştı. Yargıç Öztürk, kararında, iki örgütün birbirinden farklı olması nedeni ile çelişki gibi görüldüğünü kabul etmiş, "15 Temmuz darbe girişimi sonrasındaki soruşturmalar ve kamuoyuna yansıyan bilgiler gözetildiğinde dış destekli bu örgütlerin birbiri ile darbe sürecinde ve sonrasında koordineli olarak hareket ettiklerinin ortaya çıktığı"nı ileri sürmüştü. Cumhuriyet gazetesinden Canan Coşkun'un haberine göre, tutuklama kararının ardından Şık hakkında şimdiye dek iki kez aylık tutukluluk değerlendirmesi yapıldı, ikisinde de tutukluluğunun devamına karar verildi. İki ayrı yargıç tarafından verilen iki ayrı karar gibi görünse de kararların ikisinin altında da yargıç Necmettin Kafalı’nın imzası bulunuyor ve kararlar birbirinin kopyası.
İstanbul 3. ve 10. Sulh Ceza hâkimliklerinin kopya kararlarında, terörün, Terörle Mücadele Yasası’ndaki tanımına yer verilerek, 7 Şubat MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın ifadeye çağrılması krizi ve 17-25 Aralık operasyonları ile darbeye ortam hazırlanmaya çalışıldığı iddia edildi. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında yaşanan olaylara yer verilen kararda, "FETÖ terör örgütünün silahlı bir terör örgütü" olduğu ve amaçları anlatıldı. 3 sayfalık iki kararda da Şık’ın tutukluluğunun incelenmesine ilişkin değerlendirmeye 29 satır ayrıldı.
Yargıç Kafalı değerlendirmesinde, "Şık’ın Twitter paylaşımları ve cumhuriyet.com.tr’deki yazılarının PKK/KCK ve FETÖ/PDY silahlı terör örgütlerinin propagandası niteliğinde olduğunu" ileri sürdü. Ancak hangi paylaşım ve haberlerin propaganda niteliğinde olduğu açıklığa kavuşturulmadı.
İstanbul 10. Sulh Ceza Yargıcı olan Kafalı’nın nöbetçi hâkim olduğu İstanbul 3. Sulh Ceza Hâkimliği’nin Şık’a ilişkin hukuki değerlendirme kısmı ise "başka" bir şüpheliye ait. Bu şüphelinin kim olduğu bilinmiyor, sadece medeni durumu biliniyor. Zira değerlendirmenin son cümlesinde "şüphelinin tutukluluk halinin devamına, ayrıca şüpheli ve eşinin yapmış olduğu tahliye taleplerinin açıklanan gerekçelerle reddine" ifadeleri yer alıyor. Oysa Şık’ın eşinin böyle bir tahliye talebi olmamıştı. Yargıç Kafalı, Şık’ın üzerine atılı suç bakımından kuvvetli suç şüphesi altında bulunduğunu iddia ederek, delil toplama işlemlerinin "çok kapsamlı" bir şekilde devam ettiğini belirtti. Oysaki Şık’a yönelik suçlama, belirli haber ve paylaşımları nedeniyle propaganda iddiasından ibaret ve bunların hepsi savcılığın elinde mevcut.
Kafalı, kopya kararlara imza atması ise Şık’ın kararlarına özgü değil. Kafalı daha önce de Cumhuriyet gazetesine yönelik operasyon kapsamında tutuklanan Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Kitap eki yönetmeni Turhan Günay, Yayın Danışmanı ve yazar Kadri Gürsel, Okur Temsilci Güray Öz, çizer Musa Kart, yazar Hakan Kara, avukatlar Bülent Utku ve Mustafa Kemal Güngör ve yönetici Önder Çelik’in tutuklanmasının ardından yapılan ilk itirazı reddetmiş, 18 Kasım 2016 tarihli kararında İstanbul 9. Sulh Ceza Yargıcı Mustafa Çakar’ın tutuklama kararını kopyalamıştı.