Okmeydanı Cemevi’nde cenaze beklerken polisin açtığı ateş sonucu hayatını kaybeden Uğur Kurt’un ölümüne dair soruşturmayı yürüten savcıyı HSYK’ya şikâyet eden avukatlar, akıbeti öğrenmek için kuruma başvurdu. Evrakları karıştıran HSYK, Kurt Ailesi’nin avukatlarına, ‘duruşma salonunda uyuyan hâkim’ ile ilgili yanıtı gönderdi. Dahası, ‘sehven’ gönderdiği bu evraktan, HSYK’nın, ‘duruşmada uyuyan hâkim’ ile ilgili yapılan bilgi edinme başvurusunu özel hayatı gerekçe göstererek geri çevirdiği ortaya çıktı.
İsmail Saymaz’ın Radikal’deki haberine göre, Okmeydanı Cemevi’nde, cenaze beklerken polisin açtığı ateş sonucunda can veren Uğur Kurt’un ölümüne ilişkin soruşturmayı yürüten Savcı Hasan Yılmaz, İstanbul Valiliği’ne yaptığı izin başvurusunda, “meşru müdafaa” ifadesini ve şüpheli polisin eylemi için “orantılı saldırı” demişti.
Kurt Ailesi avukatları Turgut Kazan, Aslı Kazan Gilmore ve Serdar Laçin, bu işlemler sonrası Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na (HSYK) başvurarak, Savcı Yılmaz hakkında şikayetçi olmuş, ardından da inceleme başlatılıp başlatılmadığını sormuştu.
HSYK Genel Sekreterliği evrakları karıştırarak, bir başka davada ‘uyuyan hakim’ ile ilgili yapılan başvuruyla ilgiyi yanıtı Kurt Ailesi’nin avukatlarına gönderdi. Tetkik Hakimi Tekin Korkmaz imzasıyla gönderilen yazıda; ‘uyuyan hakim’ ile ilgili bilgi edinme talebine yanıt veremeyeceklerini belirtti.
Korkmaz, Bilgi Edinme Kanunu’nun ‘idari soruşturmalara ilişkin bilgi veya belgeler’ başlıklı 19. maddesi ile ‘özel hayatın gizliliği’ başlıklı 21. maddesini gerekçe gösterdi. 21. maddede, “Kişinin izin verdiği haller dışında saklı kalmak üzere, özel hayatın gizliliği kapsamında açıklanması halinde kişinin sağlık bilgileri ile özel ve aile hayatına, şeref ve haysiyetine, mesleki ve ekonomik değerlerine haksız müdahale oluşturacak bilgi veya belgeler Bilgi Edinme Hakkı kapsamı dışındadır” deniliyor.
HSYK Genel Sekreterliği, bu yanıtı gönderdikten birkaç gün sonra, yanlış evrakı yolladığını fark ederek, avukatları aradı. “Bir yanlışlık oldu, siz o yazıyı yok sayın, yenisini göndereceğiz” denildi. Aradan geçen on günde yeni yazı gönderilmedi. Bunun üzerine avukatlar, Savcı Yılmaz hakkında soruşturma açılmasını talebini yineledi.
Avukat Turgut Kazan, HSYK gibi bir kurumun ne denli gayrıciddi bir şekilde çalıştığının ortaya çıktığını vurgulayarak, “Savcıyı şikayet ediyoruz, bize bir başkasına ait şikayetin yanıtı gönderiliyor. Bizimki hala gelmedi. Bize gönderilecek yanıtı, diğer şikâyetçilere yollamış olabilirler. Bunu kabul etmek mümkün değil” diyor.
Kazan, ‘uyuyan hakim’ ile ilgili özel hayat savunmasının da kabul edilemez olduğunu kaydederek, “Bir hakimin mahkemede uyuması, özel hayata girmez. İnsanlara doğru dürüst cevap vermelisiniz” diyor.
Yakın geçmişte Savcı Zekeriya Öz’ün de HSYK tarafından korunduğuna işaret eden Kazan, “Bugün de cemevi önünde cenazeye katılmış insanlara fütursuzca ateş eden polisi koruyan savcıyı koruyorlar. Hiç şaşırmadım” diye konuşuyor.