Halk veresiye defterine döndü

İzmir Bakkallar ve Bayiiler Odası Başkan Yardımcısı Emin Bağcı, son günlerde artan ekonomik güçlükler nedeniyle vatandaşların bakkaldan yaptıkları alışverişte ve veresiye talebinde artış olduğunu öne sürdü. İzmir'deki bakkalların toptan alışveriş merkezi Bakkal AŞ'nin de yönetim kurulu başkanlığı görevini yürüten Bağcı, toplumsal yaşamda geleneksel bir yere sahip olmasına karşın, özellikle şehir merkezlerinde art arda açılan büyük marketlerle birlikte giderek eski önemini yitiren bakkalların, kriz ortamlarında yeniden hatırlandığını ifade etti. Türkiye'de bankaların herkese kolayca verdiği kredi kartları ve alışveriş merkezlerinin "ucuzmuş" izlenimi veren pazarlama taktikleriyle insanların sürekli borçlanarak yaşar hale geldiğini savunan Bağcı, kriz ortamıyla birlikte artık kolay kredi bulamaz ya da faiz yükü nedeniyle borcunu ödeyemez hale gelen vatandaşın, bakkala yönelmeye başladığını söyledi. Bağcı, "Bakkalda veresiye defteri hiç kalkmadı, ama kriz dönemlerinde çok sıkışanlar, bakkala yönelerek veresiye alışveriş etmek istiyor. Bu son dönemde de bakkallarımıza veresiye talebinde büyük artış var. Çünkü vatandaş, kredi kartları borcu artınca, artık eskisi gibi kolay kredi bulamıyor ve mecburen veresiyeye yöneliyor" diye konuştu. Bakkalın, geleneksel olarak vatandaşın zor günlerinde bile asgari ihtiyaçlarını sağlayabildiği bir yer olduğunu, ancak bunun yıllardır büyük marketlerle arasındaki haksız rekabetten dolayı giderek zorlaştığına işaret eden Bağcı, şöyle devam etti: "Ekonomide yaşanan dalgalanmalarla birlikte üyelerimizden aldığımız bilgiye göre, veresiye talebinde en azından yarı yarıya bir artış söz konusu. Veresiye için sürekli bakkala bir dönüş var, ama bakkal eskisi gibi veremiyor. Çünkü, o da zor durumda. Bakkal eskiden, süpermarketler olmadan önce, daha güçlü durumdaydı. Sıkıntılı dönemlerde topluma sosyal olarak destek verecek güçteydi, ama şimdi o güçte değil. Hem vatandaşın zor zamanlarında destek olacak olan bakkaldır, hem de genel anlamda bakkaldan yapılan alışverişte para o şehirde kalır. Çünkü, alış veriş merkezlerinde toplanan para, önce o şehrin dışına, sonra da ülke dışına çıkıyor. Yani, şehrin içinde harcanan para ülkenin dışına gidiyor, hiçbir şekilde o şehrin esnafına, insanına geri dönmüyor. Oysa, bakkaldan yapılan alış verişte, harcanan para berbere, berberden lokantaya gider, para o şehirde döner. Yurt dışı menşeli alışveriş merkezlerinin artmasıyla para başka şehirlere, yurt dışına kaçıyor, bu da para döngüsünü kısırlaştırıyor." Bakkalda alışveriş daha ucuz Bağcı, toplumdaki yaygın kanının aksine bakkalda alışverişin, büyük ışıltılı marketlere göre çok daha ucuz olduğunu savunarak, vatandaşları daha tasarruflu bir yaşam için bakkaldan alışveriş etmeye çağırdı. Süper ve hipermarketlerin, ürünlerini bakkallara göre çok daha yüksek kar oranlarıyla sattığını, ayrıca uyguladıkları pazarlama teknikleriyle vatandaşın çok daha fazla para harcamasını sağladıklarını dile getiren Bağcı, şunları kaydetti: "Bakkalın en büyük sıkıntısı alışveriş merkezlerinin haksız rekabeti, ithal malların fazlalılığı 'ucuz satıyoruz' görünmesi. Oysa bakkal hipermarketlere göre yüzde 10-20 daha ucuz verir. Bakkal bir 1'e alsa 1,20'ye satar, ama hipermarketler 0,50'ye alıp 1'e satınca ucuz satmış gibi görünüyorlar. Ucuzluk bu noktada hem izafi, hem de her zaman olmuyor. Üstelik böyle kriz dönemlerinde ucuz fiyatın ne olduğu da hiç belli değil. Bakıyorsunuz çiçek yağı bir senede 2.5 liradan 5 liraya çıkıyor, bir yerde 4 liraya buldunuz mu 'ucuz' diyorsunuz. Ayrıca, markette metalik bir ilişki vardır. Siz gidersiniz, kimseyle göz göze gelmeden malınızı alır sepetlere doldurursunuz. Burada sizi tatmin edecek olan tek şey sepetteki malın artmasıdır. Ne kadar fazla alırsanız, o kadar mutlu olursunuz. Ama bakkala gittiğinizde, bakkal, bu işi bilen, güler yüzüyle sizin tuttuğunuz takıma kadar, çoluğunuza çocuğunuza kadar, günün değerlendirmesini yaparsınız. En büyük özellik de bakkaldan ne istiyorsanız onu alırsınız; ihtiyaç fazlası bir şey almazsınız. Bakkal da size göre mal satar. Ama, hipermarkete gittiğiniz zaman ucuz neyi bulursanız, onların size sundukları fazla malları, dolayısıyla fazla miktarda ucuz diye alırsınız. Baklada ise sadece ihtiyacınızı alırsınız ve dolayısıyla orada fazla bir tüketim ve fazla bir borçlanma olmaz."