Haluk Hepkon:Türkiye'nin şimdiye kadarki baskı rekorunu kıracağız

Haluk Hepkon:Türkiye'nin şimdiye kadarki baskı rekorunu kıracağız

Selin GÜRSEL – Hüseyin ÇAKMAK / İSTANBUL, (DHA) – ARTAN döviz kurlarından etkilenen sektörlerden biri de yayıncılık. Bu alandaki güncel durumu “Devletin şu anki duruma müdahale etmesi lazım. İnşaat sektörüne yapılan teşviklerin onda biri yayıncılık sektörüne yapılsa Türkiye daha farklı bir ülke olur” şeklinde yorumlayan Kırmızı Kedi Yayınevi sahibi Haluk Hepkon, ‘Mustafa Kemal’ kitabıyla da Türkiye’nin şimdiye kadarki baskı rekorunu kırmayı hedeflediklerini söyledi.

Kırmızı Kedi olarak Ekim ayında büyük bir projeleri olduğunu ifade eden Kırmızı Kedi Yayınevi sahibi Haluk Hepkon, “Yılmaz Özdil’in Mustafa Kemal’i anlattığı ‘Mustafa Kemal’ isimli kitabına hazırlanıyoruz. Bu Türkiye açısından bir rekor olacak çünkü 1 milyon 700 bine yakın baskı planlıyoruz. Türkiye’de şu ana kadar bu boyutta basılan ve dağıtılan kitap olmadı. Yani bir anlamda Türkiye’nin şimdiye kadarki baskı rekorunu kırmış olacağız. Bu bizim yayınevimiz için de çok özel bir kitap çünkü 10’uncu senemiz ve bininci kitabımız olacak. Ayrıca içinde bulunduğumuz dönemde Mustafa Kemal’in hem halka, çocuklara hem de yabancı dil çevirisi ile farklı kültürlere tanıtılmasını çok önemsiyoruz” şeklinde konuştu.

“KÜÇÜK YAYINCILARI ZOR GÜNLER BEKLİYOR”

Yayıncılığı çok parlak bir sürecin beklemediğini ifade eden Hepkon konuşmasına şöyle devam etti:

“Türkiye’ye gönderilen kağıt miktarında bir süredir zaten bir azalma mevcuttu. Bu durum kitap fiyatlarını yükselten bir faktör oldu. İkinci olarak, kâğıdın dünya çapında da zam görmesi tabii ki Türkiye’ye de yansımıştı. Bütün bu olumsuzluklar üzerine döviz kurunun bu rakamlara gelmesi olayı birçok yayıncı açısından içinden çıkılmaz bir hale getirdi. Bu dönemde büyük projeleri olan yayınevleri özellikle Ekim ayında sıkıntı yaşamamak için kâğıdı önceden aldı ve bu durum piyasayı daha da daralttı. Önümüzdeki günlerde ne yazık ki küçük yayıncıları zor günler bekliyor. Parası olup kağıt için fahiş fiyatlar ödemeyi göze alan firmaların dahi kağıt bulamayacağı bir döneme giriyor gibiyiz”.

“Seka’nın özelleştirilmesi ve kağıdın Türkiye’de üretilemez hale gelmesi çok olumsuz bir unsur” diyen Hepkon, “Aslında bir dalga zaten başladı ama ben Ekim ayından sonra çok daha büyüyeceğini ve içinden çıkılamaz bir hale geleceğini düşünüyorum” dedi.

“TARIM VE EĞİTİM GİBİ KÜLTÜR ALANLARINA YATIRIM YAPMAZSANIZ BUNUN FATURASI ÇOK AĞIR OLUR”

Türkiye’de çok az miktarda kağıt üretildiğini ve onun da kitaba uygun olmadığını ifade eden Hepkon, “Kitap ve gazete için olan kağıtlar tamamen yurt dışından alınıyor. Sonuçta dünya üzerinde hiçbir gelişmiş ülke yok ki kâğıdını dışarıdan alsın. Yani her halükarda kağıdı bizim üretmemiz lazım. Çünkü basit bir ticari işlemden bahsetmiyoruz. Burada ticaret yapan diğer sektörleri kötülemiyorum ama kitap üretmek ve bir kültür politikasının olması bir ülke için çok önemli. İnşaat sektörü geri kalabilir veya daha az mücevherat üretebilir ve satabilirsiniz.  Çünkü bunlar bir şekilde telafi edilebilir şeyler. Ama eğer tarıma ve eğitim gibi kültür alanlarına yatırım yapmazsanız bunun faturası çok ağır olur” şeklinde konuştu.

“ZATEN OKUMA ALIŞKANLIĞININ ÇOK YÜKSEK OLMADIĞI BİR ÜLKEDEYİZ”

Zamların yansımasıyla birlikte kitap fiyatlarının iki üç katına çıkacağını dile getiren Hepkon, “Zaten kitap okuma alışkanlığının çok yüksek olmadığı bir ülkedeyiz, bu durum okuma düzeyini çok düşürecektir. Yani bu meseleye ‘Yayıncılar da sonuçta ticari kuruluşlar, bir dönem de kar etmesinler canım’ diye bakamazsınız. Çünkü okumayan bir toplum, büyük felaketlere davetiye çıkarır” dedi.

“İNŞAAT SEKTÖRÜNE YAPILAN TEŞVİKLERİN ONDA BİRİ YAPILSA TÜRKİYE DAHA FARKLI BİR ÜLKE OLUR”

Artık gelinen noktada durumun sadece yayıncının fedakârlığıyla kurtarılamayacağını kaydeden Hepkon, “Burada aslında devletin buna müdahale etmesi lazım. Bu müdahalenin ilk ayağı, kendi kâğıdımızı üretir hale gelmek. Ama bunun da bugünden yarına sonuç vermesini beklemek çok gerçekçi olmaz. Çünkü fabrikanın kurulması, üretime başlaması uzun bir zaman alır. Burada devletin yayıncılara yönelik bir takım teşvikler yapması lazım. Kağıt alımındaki Katma Değer Vergisi’nin (KDV) veya kitap sektöründeki diğer vergilerin düşürülmesi gibi. İnşaat sektörüne yapılan teşviklerin onda biri yayıncılık sektörüne yapılsa Türkiye daha farklı bir ülke olur” diye konuştu.

“DEPOMUZDA ŞU ANDA 20 MİLYONA YAKIN KİTAP VAR”

Türkiye’nin şu anda en büyük kitap deposu olan Arasta Bilgi Teknolojileri’nin deposu hakkında da bilgi veren Hepkon,”Burası 5 katlı ve yaklaşık 40 bin metrekare. Depomuzda şu anda 20 milyona yakın kitap var ve 400’ün üzerinde insan çalışıyor. Ayrı türlerdeki 200 bin kitabı okurlarımıza ulaştırabiliyoruz. Yaklaşık 4 bin yayınevinin kitabı var ve bunları Anadolu’daki 6 bin tane noktaya iletebiliyoruz. Aynı zamanda Babil ve Odakitap gibi internet sitelerinin depoları da burada bulunuyor” dedi.

(FOTOĞRAF-GÖRÜNTÜ)