CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, başkanlık sistemine geçilmesinin doğrudan bir rejim değişikliği anlamına geldiğini, CHP'nin buna hiçbir koşulda izin vermeyeceğini belirterek, ''Başbakan, Anayasa hazırlık çalışmalarını doğrudan sabote eder durumdadır'' dedi. Koç, Başbakan Erdoğan'ın İmralı'ya gidecek ikinci heyet konusunda söylediği, "Teröristle kucaklaşanı İmralı'ya göndermeyiz" sözlerine ilişkin olarak da "Herhalde İmralı'daki terör örgütübaşıyla bir tek Başbakan kucaklaşmak istiyor, başka kimsenin kucaklaşmasına izin vermiyor" dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında TBMM CHP Grup Yönetim Salonu'nda toplandı. Koç, toplantının ardından düzenlediği basın toplantısında MYK'nın gündemi hakkında açıklamalarda bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın üç ülkeyi kapsayan Avrupa ziyaretlerin MYK toplantısında ele alındığını anlatan Koç, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecine dikkati çekti.
Türkiye'nin üyelik müzakerelerine başlamasına ilişkin 17 Aralık 2004 yılında Brüksel'de Türkiye ve AB arasında imzalanan anlaşmayı hatırlatan Koç, ''Daha o imzayı attığı anda AB ile Türkiye ilişkilerinin kaderi belirlenmişti. Süreç orada o gece kapanmıştı'' dedi. İmzalanan belge ile Türkiye'ye kabul edilemeyeceği siyasi şartların dayatıldığını ileri süren Koç, CHP'nin o dönemde gerekli uyarıları yaptığını, ancak Hükümetin bunları görmezden geldiğini, yaşanan süreçte ise acı gerçeğin tüm çıplaklığı ile gözler önünde olduğunu söyledi. Koç, ''Başbakan bir turizm acentası gibi, isterseniz buna Tayyip Tur diyelim, böyle bir seyahat organizasyonuyla eşi ve kızlarının refakatinde nafile geziler düzenlemeye başladı. Yolu baştan tıkayan sensin Sayın Başbakan. Gerçekleştiremeyeceğin siyasi şartların altına tüm uyarılara rağmen imza atan sensin. Şimdi, 'kabul ettiğin o şartları yerine getir' diyorlar'' değerlendirmesinde bulundu.
AB ile Türkiye arasında ''balayı'', ''karşılıklı birbirini kandırma döneminin bittiğini'' ifade eden Koç, Türkiye'de demokrasinin kalitesindeki düşüşün AB tarafından yakından takip edildiğini ileri sürdü. AK Partililerin AB'nin tespitlerini inkar etmesinin gerçeği değiştirmediğini, Türkiye'nin demokrasi bakımından alt lige düşmüş ülke konumunda olduğunu savunan Koç, Hükümetin müzakerelerden sorumlu bakanının ''boş zamanını sosyal paylaşım sitesi Twitter'da ona buna sataşarak geçirdiğini, Twitter'dan sorumlu bir müzakerecilik yaptığını'' söyledi.
Koç, ''AKP mantığı, uygulamaları ve demokrasi anlayışıyla AB Türkiye için donmuş bir kapıdır artık. Bu gerçeği görmek gerekiyor. Başbakan'ın nafile çabaları boşuna'' dedi.
Türkiye'nin Ortadoğu ve Avrasya ülkeleri ile de yakın ilişki kurmasının olağan bir durum olduğunu vurgulayan Koç, ''Bu çerçevede AB'ye rakip olarak Şanghay İşbirliği Örgütü ile bir adreste buluşmak herhalde Türkiye'nin şu andaki politikası olmamalıdır. Şanghay, Brüksel'in alternatifi değildir, hiçbir karşılığı da yoktur'' diye konuştu.
MYK Toplantısı'nda yeni anayasa yapım çalışmalarının da değerlendirildiğini aktaran Koç, ''Başbakan, Anayasa hazırlık çalışmalarını doğrudan sabote eder durumdadır'' dedi. Haluk Koç, Erdoğan'ın ''Bizim anayasamızda başkanlık sistemi da olacak'' dediğini ifade ederek, bunun bir dayatma olduğunu savundu. ''Başbakan, anayasa görüşmelerinin yapıldığı masayı tekmelemektedir'' diyen Koç, anayasanın dayatma ile ''ben istediğimi yaptırırım'' mantığıyla yapılamayacağını vurguladı. CHP'nin 12 Eylül'ün kalıntılılarını temizleyecek yeni bir anayasadan yana olduğunu, ancak dayatmaları kabul etmeyeceğini dile getiren Koç, ''Türkiye'de başkanlık sistemi doğrudan bir rejim değişikliği demektir. Buna CHP'nin hiçbir koşulda izin vermeyeceği çok açık ve nettir'' ifadesini kullandı.
Başbakan Erdoğan'ın siyasi gelişmeleri kendi kişisel beklentilerine göre yönlendirdiğini iddia eden Koç, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Siyaseti yeniden kirleterek, milletvekili pazarları kurarak 330 hesabına oynayan bir sığ, çürük başbakan mantığı. Başbakan'ın niyeti geniş bir uzlaşma zemininde çağdaş bir anayasa hazırlamak değil, sahte roller oynayarak kafasındakileri yaşama geçirmektir. Türkiye demokrasisi bir kez daha bencil, kibirli ve kendisinden başka kimsenin düşüncesine saygısı olmayan kifayetsiz muhteris kimlikle karşı karşıyadır. Çok kullandığı 'Hitler kafası' deyimi var. Herhalde Hitler kafası bu olsa gerek.''
Koç, Başbakan Erdoğan'ın ''Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'a terörist diyenleri tarih affetmeyecektir'' dediğini ifade ederek, ''Özel yetkili mahkemeleri ve tüm uygulamalarını teşvik eden, sahip çıkan, onların savcılığına soyunan acaba kimdi?'' diye sordu.
MYK'da İmralı'yla görüşme sürecinin de ele alındığını belirten Koç, ülkede akan kan duracak, terör örgütü PKK silah bırakacak ise bundan herkes gibi CHP'nin de memnuniyet duyacağını aktardı. Hükümetin süreç hakkında TBMM'ye ve siyasi partilere bilgi vermediğini belirten Koç, ''Ben gördüğüm şu; bir müzakere masası, masanın bir ucunda Recep Tayyip Erdoğan, bir ucunda Öcalan'' dedi.
Koç, 24 Ocak 2013 itibariyle Türkiye'de 75 gazeteci, 45 avukat, 875 öğrenci, 63 sendikacı, 20 belediye başkanı, 8 milletvekili ve 136 bin de yurttaşın tutuklu olduğunu kaydeden Koç, bunun ''AK Parti'nin gurur tablosu'' olduğunu söyledi.
Sosyalist Enternasyonal Toplantısı ve yayımlanan bildiriye de değinen Koç, bildiriye CHP'nin koyduğu şerhin gerek BM gerekse Suriye'deki muhaliflerin görüşlerine paralel olduğunu belirtti. ''CHP Esad'ı falan korumuyor. CHP Suriye halkını koruyor'' diyen Koç, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in geleceğine Suriye halkının karar vermesi gerektiğini vurguladı. Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Koç, partisinin Aydın Milletvekili Osman Aydın'ın sözlerinin sorulması üzerine, ''Kahve muhabbeti şeklinde söylenen üç beş tane sözün CHP'nin kurumsal kimliğini temsil etmesi söz konusu değildir'' dedi. Gazetecilerin CHP'ye ilgisinin sevindirici olduğunu belirten Koç, ''Ancak Diyarbakır AKP milletvekilinin söyledikleriyle ilgili bırakın kalem oynatmayı bir yorum dahi yapamamanın içinizdeki sıkıntısını da sizler yaşıyorsunuzdur herhalde'' ifadelerini kullandı. AK Parti'nin yeni anayasada yargı ile ilgili önerilerinin de sorulduğu Koç, Yargıtay ve Danıştay'ın birbirinden farklı yüksek yargı kurumları olduğunu vurguladı. Yeni anayasa çalışmaları kapsamında yargının şekillenmesine ilişkin bölümlerde CHP'nin de önerilerini sunacağını belirten Koç, ancak bu iki kurumun bağımsız olarak bulundukları alanlarda görev yapmasından yana olduklarını söyledi.
Koç, İmralı'yla görüşme sürecinde AK Parti ve BDP arasında bir gerilim yaşandığının ifade edilmesi üzerine ise ''Esprili bir cevap vereyim, herhalde İmralı'daki terör örgütü başıyla bir tek başbakan kucaklaşmak istiyor. Başka kimsenin kucaklaşmasına izin vermiyor'' şeklinde konuştu. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu'nun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili sözlerini de eleştiren Koç, Soylu'nun AK Parti'ye katılmadan önceki sözlerinden örnekler vererek, şu anda ise Erdoğan'ı ''ebedi şef ilan etme noktasına geldiğini'' bunun hazin bir tablo olduğunu kaydetti. Koç, ''Sonradan din değiştirenlerin daha sofu olması gibi. Bunlara hiç gerek yok. İnsanların kendi saygınlıklarını bu kadar ucuz pazara sürmemeleri lazım. Herhalde bu ağır sözler de soylu Süleyman Bey'e yeter'' dedi.