Şarkıcı Hande Yener, yeni albümü 'Hepsi Hit' ile ilgili olarak, "her sene hit olmalıyım, benim misyonum bu. Devamlı şarkı toplayanlardanım. İki senedir single çıkarıyordum. Şarkılar iyice birikmişti" dedi. "Ben diva starım" diyen Yener, Demet Akalın ile kıyaslanmasına, "Üçüncü şahıslarla ilgili de konuşmayalım. Ben polemiklere girecek ergen değilim artık" yorumunda bulundu.
"İş hayatında ayrılıklar, sonrasında kırgınlıklar da oluyor. Önceliğim müzik ama çalıştığım insanın önceliğini başka şeyler almaya başladığı zaman olmuyor ve yolumu ayırıyorum" ifadesini kullanan Yeneri "Kendimi tekrarlamak istemiyorum. Yoksa birbirimizin enerjisini tüketiyoruz" diye konuştu.
Hürriyet'ten Hakan Gence'yle konuşan Hande Yener'in açıklamaları şöyle:
Pop dünyasının kategorileri geniş; kimi popstar, kimi megastar... Siz?
Ben diva starım! Kraliçe lakabı ne oldu? O bir basamaktı. Onu geçtik Hakancığım. Sol bileğinizde kraliçe tacı dövmesi var. İleride tacı kime devredersiniz? Gelinime. Yabancıya çıkarmam! Demek istediğim sektörde kimin nefesini ensenizde hissettiğiniz... Hiç kimsenin. Yarışım kendimle. Tek derdim herkese ulaşıp büyük enerjimi aktarmak.
Albümünüzün adı Hepsi Hit. Fazla iddialı değil mi? Zaten her sene hit olmalıyım, benim misyonum bu. Devamlı şarkı toplayanlardanım. İki senedir single çıkarıyordum. Şarkılar iyice birikmişti. Önce 120 şarkı arasından 20 tane seçtim. Yapım şirketim hepsini beğenince albümü ikiye bölmek istedi. Kısaca bir sonraki albüm bile şimdiden hazır. Yine albümdeki bütün şarkılarda erkek yazarların imzası var. Kariyerinizde neden hiç kadın söz yazarıyla çalışmadınız? Kadınlar dominant değil. Daha duygusal, daha farklı... O kadın dili bende yok. Benim dilim daha isyankâr, maskülen, sert... Genç yaşta eşimden ayrıldım ve oğlumu tek başıma büyüttüm. Hem anne hem baba oldum. Hem müzik yapıp hem kendimi korumaya çalıştım. Herhalde bunlar insanın bir yanını erkeksi yapıyor. Bir mağazada tezgahtârlık yaparken Sezen Aksu tarafından keşfedilip müzikle ilgili hayallerinize kavuştunuz... Peki şöhret için nelerden vazgeçtiniz? Uykusuzluk bana göre. Gece sahnede olmayı severim. Bünyeme göre bir mesleğim var. Bu işin tek handikapı size zarar vermek isteyenler. Kim onlar? Şöyle anlatayım: Sonuçta bütün ünlüleri ve başarıları aynı değerlendirmemek gerek. Beni hep başka başka isimlerle karşılaştırdılar. Ne oldu şimdi o yazdıkları isimlere... O zaman yazık değil mi bana? 'Hepimiz biriz' derken, çıkıp 'ben tekim' diyenler olduğunda küstahlaşabiliyorum. Artık işlerin bu noktaya gelmesini; içi boş cümlelerle kendini ifade eden, bir şeyleri kopyalayan insanlarla aynı kefeye konup magazinde kendimi kullandırmak istemiyorum. Yine de yaz gelince Demet Akalın'la kıyaslanmaya başlıyorsunuz. Birbirine birkaç adım mesafedeki mekânlarda aynı saatlerde sahneye çıkmanız magazinin ağzını sulandırıyor. Bu bayatlamış ve küflü bir konu. Üçüncü şahıslarla ilgili de konuşmayalım. Ben polemiklere girecek ergen değilim artık. Kemal Doğulu, Sinan Akçıl, Berksan... Dönemsel olarak belli isimlerle çalışıyor, sonra yollarınızı ayırıyorsunuz. Sizinle çalışmak zor mu? İş hayatında ayrılıklar, sonrasında kırgınlıklar da oluyor. Önceliğim müzik ama çalıştığım insanın önceliğini başka şeyler almaya başladığı zaman olmuyor ve yolumu ayırıyorum. Kendimi tekrarlamak istemiyorum. Yoksa birbirimizin enerjisini tüketiyoruz. Sizin ardınızdan hepsi, rakibiniz olarak gösterilen kişilerin yanında saf tutuyor... Bu hayatımın her döneminde oldu. Önemli olan taklit olmamak.
Hiç şarkı sözlerine dönüşen büyük aşklarınız oldu mu? Bütün aşklarım. Hepsi için şarkılarım ve her şarkımın bir sahibi oldu. 'Romeo', 'Bodrum' hatta 'Kış Kış'. Allah'a şükür sonunda da kışkışlandı. 'Emrine Amade' şarkınızda "Alsın beni silsin yeri" diyorsunuz... Âşık olduğunuz adama böyle cümleler kurar mısınız? Tabii. Ama nerede söylediğin önemli (Gülüyor). Bu lafları bana çılgınlık ve aşk hissi söyletiyor. Oturup ne söyleyelim diye yazılan şarkıları sevmiyorum. Şarkı sözü tutku dolu olmalı. "Hande genç erkek sever" lafına ne diyorsunuz? Ne kadar ayıp! Rakamsal takıntılarım yok. Hayatıma girecek kişinin kafası genç, kendi dinamik ve enerjik olmalı. Kimseden bir beklentim yok. Libidonuz yüksek mi? Ne yapacaksın? Şimdi reklam yapmayalım. Zeki Müren'den sonra artık Bodrum'un yeni paşası siz misiniz? Yıllarca rahmetli Zeki Müren'i çok kıskandım. Hayatını orada kurdu. Son zamanlarına kadar orada yaşadı. Bunları nasıl yaptı, diye düşünürdüm. Gidip geldikçe ben de Bodrum'a karşı aynı duyguları hissetmeye başladım. Yalıkavak'ta patlamak üzere bir enerji varken iki yıl önce Sebastian'la buraya hareket getirdik. Geçen yıl konserlerde 35 bin kişiye ulaştım. Bu sene de 2 bin kişilik daha büyük bir yere geçtim, bir de gece kulübü açtım. Şimdi Türkiye genelinden bar, kulüp teklifleri geliyor. Ben yurtdışına hatta Miami'ye bile beach açmak istiyorum. O bile kıskanıldı. Tek gerçek: Burada Sebastian Beach şampiyon Hakancığım. Hayatta nelerle derdiniz var? İnsanları mutlu etmekten mutlu oluyorum. Başkalarının projelerine destek olup hayallerini gerçekleştirmelerine yardımcı oluyorum. Bu saatten sonra insanlar için 'hayaller.com'um. Türkiye gündemi ne kadar bu hayalleri etkiliyor? Zor bir dönem. Bu albümü yaparken her gün bir şehit, bir patlama haberi geliyordu. Acaba yapmasam mı, diye düşünüyor ya da dünyadaki kaosa bakınca, savaş dönemi şarkıları gibi şeyler mi söyleyeceğiz diye kendimi sorguluyordum. Bizim üstümüze düşen, olayların düzelmesini istemek. Bir an önce psikolojimiz düzelmeli.
Umudunuz var mı? Her zaman. Çocuklarımız var. Umudumun bittiği gün intihar etmek isterim herhalde. Peki RTÜK, Gülşen'in 'Dan Dan' şarkısının klibi için kestiği cezada 'eskort' ifadesini kullandı. Şimdi bir de aynı şarkının sözleri için ceza verdi. Siz de yıllardır sahnede ve kliplerinizde mayo tercih edenlerdensiniz. Gelinen nokta sizi korkutuyor mu? Onun yaşadıklarının sebeplerini incelemedim. Ama kendi adıma müziğimi ve sahnemi şimdiye kadar özgürce yaptım diyebilirim. Size bu ayrıcalığı tanıyan ne? - Herkes benim şovumun sahnede olduğunu biliyor. Kimseye mesaj vermiyorum, kendi kurallarım içinde bir tipim. 17 yaşındayken anne babanız ayrılıyor. Hemen ardından evlenip boşanıyorsunuz. Hem babasız büyüyor hem de babasız bir çocuk büyütüyorsunuz. Erkek figürü olmayan hayat sizi nasıl etkiledi? Başta hep bir eksik vardı. Zamanla alıştım. Annemle yaşadım ama babamla da görüştüm. O evlendi, Marmaris'e yerleşti. Bir süre önce vefat etti. O yıllarda ayrılığı yaşayan nadir çocuklardandım. Babamın olmadığını okulda söylemekten rahatsız olurdum. Şimdi anne-babası bir arada olan çocuk neredeyse yok. Hayatı dramatize etmeyi sevmiyorum. Ayrılıklar ve birliktelikler olacağını kabul ederek yaşamak gerektiğini öğrendim. 40'lar sizde neleri değiştirdi? Kendimdeki büyük enerjiyi fark ettim ve onu tek başıma yaymaya karar verdim. Artık ilişki falan benim için ikinci sırada. Sadece iş düşünüyorum. Emin ol balayında olsam bundan daha mutlu olamazdım.