Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi’nin (KEİG) Platformu ile Küresel Siyaset ve Yönetim Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin TÜBİTAK desteği ile yürüttüğü “Kamu Politikaları, Yerel Yönetimler, Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme: Kadın Dostu Kentler, Türkiye Örneği” isimli araştırmasına göre İzmir’in kadınların dirliği açısından daha dengeli hizmetler sunuyor, Diyarbakır kent yönetiminde kadınlar aktif, Türkiye genelinde bütçenin tasarlanması ve uygulanması sürecinde, kadınların ihtiyaçları için gerekli kaynak ayrılmıyor.
Kaos GL’nin haberine göre, araştırma sonuçlarının sunulduğu toplantıya araştırmanın yürütüldüğü 10 ilden belediye çalışanları, bakanlıklardan temsilciler, kadın örgütlerinden kadınlar ile akademisyenler de katıldı.
Araştırmanın kapsamına dair bilgilendirme yapan Gülay Günlük Şenesen, Türkiye’de kamu politikalarının yerel yönetim düzeyinde etkilerinin değerlendirildiğini ve belediye hizmet ve harcamalarının ne kadarının toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde kadınların ihtiyaçlarını da karşılayacak şekilde düzenlendiğini araştırdıklarını belirtti.
Kadınlarla erkekler hizmetlere eşit şekilde erişemiyor Araştırmada kullanılan yönteme dair bilgilendirme yapan Yelda Yücel, “dirlik temelli toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme” analizi yapmanın feminist bir analizi mümkün kıldığını belirtti. Kişilerin dirliğini esas alarak yapabilirlikler yaklaşımını benimsediklerini aktaran Yücel, “Belediyeler sundukları hizmetlerle bireylerin dirliğini etkileme ve dönüştürme potansiyeline sahip, ama kadınlar ve erkekler bu hizmetlere eşit şekilde erişemiyor,” dedi. Yücel, sunulan havuz hizmetinden kadınlarla erkeklerin aynı şekilde yararlanmadığını ya da çocuk bakım yükü için sunulan ya da sunulmayan hizmetlerin kadınlarla erkekleri farklı şekilde etkilediğini vurguladı. Bu kapsamda yapabilirlikler yaklaşımının kadınları etkileyen hizmetlerin ne şekilde sunulduğuna ve bütçede ne kadar pay ayrıldığına bakmayı mümkün kıldığını ifade etti. Yücel bunu anlamak için belediyelerin performans programlarına baktıklarını ve kadınlarla görüşmeler yaptıklarını belirtti.
Araştırma kapsamında illerden örneklerin sunumuna Ayşegül Yakar Önal, İzmir-Manisa ikilisi ile başladı. Kadın Dostu Kent Projesi kapsamında olan İzmir ve komşu kenti Manisa’da benzerlikler olduğunu ifade eden Önal, İzmir’in kadınların dirliği açısından daha dengeli hizmetler sunduğunu ifade etti. Önal ayrıca, Manisa’daki kadınların da İzmir’de kendilerini daha rahat hissettiklerini belirtti. Bunun yanında, 2006’dan beri Kadın Dostu Kent olan İzmir’de çeşitli belgelerde ifadeler geçse de toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme konusunda adım atılmadığı söyleyen Önal, belediyeden sadece 1 kişinin konuyla ilgili eğitim aldığını belirtti. Manisa’da ise böyle bir ihtiyaçtan dahi bahsedilmediğini ekledi. Önal ayrıca, gelir seviyesine göre kadınların hizmetlerden beklentilerinin farklılaştığını da vurguladı: “Örneğin orta-üst gelir grubundan bir kadın sokağındaki seyyar satıcıdan rahatsız olabiliyorken, düşük gelir grubundan bir kadınla ise ayni-nakdi yardımları konuşuyorsunuz.”
Bir diğer kent ikilisi olan Diyarbakır-Urfa illerinden izlenimleri ise Nuray Ergüneş aktardı. Kadın Dostu Kent Projesi kapsamındaki Urfa’da kadın-erkek eşitlik birimleri oluşturulduğunu, ancak bu birimlerden belediyenin kendi belgelerinde dahi bahsedilmediğini aktaran Ergüneş, proje kapsamında olmayan Diyarbakır’da ise cinsiyet özgürlükçü yönetim taahhüdü olduğunu belirtti. Türkiye’de bir ilk olarak 2012’de Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi içinde Kadın Birimi oluşturulduğunu aktaran Ergüneş, kadınlarla ilgili tüm komisyonların aktif çalıştığını ve belediye çalışanlarında cinsiyet eşitliği bilincinin olduğunu belirtti. Ancak, buna rağmen belediyede % 85 oranında erkek çalışan olduğunu ve hedeflerde yer alan toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı bütçelemenin henüz pratiğe yansımadığını da ekledi. Urfa’da kadınların tek başına dışarı çıkmasında ataerkil baskının çok fazla olduğunu ifade eden Ergüneş, Diyarbakır’daki kadınlarda politik bilinç düzeyi ile bağlantılı olarak siyasete katılımın aktif olduğunu vurguladı. Yollar, parklar, binalar kimin için yapılıyor? Sunumların ardından araştırmanın genel bulgularına dair konuşan Gülay Günlük Şenesen, belediye hizmetlerinin genelde kent merkezinde ve altyapı-ulaşım gibi alanlarda yoğunlaştığını ifade etti. Bütçenin tasarlanması ve uygulanması sürecinde, kadınların ihtiyaçları için gerekli kaynak ayrılmazken, Kadın Dostu Kent Projesi kapsamında kurulan eşitlik birimlerinin de çoğu ilde işlevsiz kaldığını söyledi. Türkiye’de merkeziyetçi bir yönetim anlayışının olduğunu ifade eden Şenesen, sunulacak hizmetlerin çoğunlukla yerel ihtiyaçlara göre şekillenmediğini, kentteki siyasi konum ve ataerkil yapının kadınların hizmetlere ulaşımında etkili olduğunu belirtti. Şenesen, özellikle kadınlar için yürütülen hizmetlerin projeler yoluyla sağlandığını, ama proje bitince bunun devam etmediğini de vurguladı.
Toplantının ikinci oturumu, Ferhunde Özbay’ın kolaylaştırıcılığında katılımcıların araştırmayı ve illerindeki durumu değerlendirmesi ile devam etti. Toplantı katılımcılarından CHP İstanbul Milletvekili ve Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) Başkanvekili Binnaz Toprak, kadına duyarlı bütçe ile ilgili KEFEK’de bir alt komisyon kurulduğunu ve rapor hazırlandığını belirterek ekledi, “Rapor kayıtlara geçirildi, ancak hayata geçirilmesi ancak baskıyla olur,” dedi. KEİG Platformu’ndan Nihal Şirin Pınarcıoğlu, platform olarak 12 ilde yürütülen stratejik plan çalışmasını, belediyelerin planları hazırlama sürecinde kadınların taleplerini ilettiklerini, birebir görüşmeler yaptıklarını ve sonuçları beklediklerini aktardı. Platforma üye örgütlerden Adana EVKAD, Mersin Bağımsız Kadın Derneği ve İzmir ÇEKEV’den söz alarak konuşan kadınlar, kendi illerindeki deneyimi, belediyelerle görüşmeleri ve belediyelerin çalışmalarını aktardı. Belediyelerle görüşmelerde genellikle bütçe kısıtının ve bürokratik engellerin bahane olarak sunulduğu ifade edildi.
Kadınlara yönelik çalışmalara önem veren Bursa Nilüfer Belediyesi’nden Canan Kızılaltun ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nden Fatma Tüzün, belediye hizmetleri kapsamında kadınlarla yaptıkları çalışmaları ve katılımcı bir yöntem ile toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alan stratejik plan hazırlama çalışmalarını aktardı. İzmir Bornova Belediyesi’nden Özlem Çalışkan, “Daha önceleri bir belediyede kadın birimi varsa iyi derdim, ama belediyecilik yapmaya başlayınca gördüm ki bu birimler sadece bazı raporlar yazıp hiçbir şey yapmıyor,” dedi. Urfa Eyyübiye Belediyesi’nden Mehmet Cengiz ise, burada olanların aslında durumdan haberdar olduğunu, esas üst düzey yöneticilerde farkındalık yaratmak gerektiğini vurguladı. Toplantıda ayrıca, Kars, Ordu, Antalya, Manisa belediyelerinden de katılımcılar bulundu. Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nü temsilen katılan Zübeyde Karagöz, anlatılanlardan toplumsal cinsiyete duyarlı bütçelemenin iyi örneklerini gördüğünü ve bunları politika belgelerine yansıtmaya çalışacaklarını belirtti. Karagöz ayrıca, yeni planda toplumsal cinsiyet eşitliğine dair yasal düzenleme yapılmasının yer alacağını da ifade etti. KEFEK’den Sezin Civelek de genel bütçe hazırlanırken toplumsal cinsiyet eşitliğinin altının çizileceğini söyledi. Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan Hicran Atatanır ise, toplantıda bulunan belediye temsilcilerine birlikte kadınlara sosyal haklarını anlatan çalışmalar yapmayı önerdi.