"Hani terörün reklamını yapmayacaktık"

"Hani terörün reklamını yapmayacaktık"

Yeni Zelanda'da iki camiye yapılan saldırılarda en az 4'ü kadın, yaşları 3 ile 77 arasında değişen 50 kişi hayatını kaybetti. Yazıları sozcu.com.tr üzerinden de yayımlanan Korkusuz yazarı Can Ataklı terör saldırısının görüntülerinin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından mitinglerde gösterilmesine tepki gösterdi. Ataklı, "Hani terörün reklamını yapmayacaktık" diyerek, "Popülizmin bu kadar dibe vurduğu, seviyenin bu kadar aşağı çekildiği ve halkın tahrik edildiği hiçbir dönem görmedim" ifadesini kullandı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak da Erdoğan'ın, Müslümanları katleden saldırganın çektiği görüntüleri mitinginde vatandaşlara izletmesine parti olarak tepki gösterdiklerini belirtmişti. Erdoğan'ın, propaganda amacı taşıyan teröristin değirmenine su taşıdığını ifade eden Öztrak, "Siz bu kanlı katliam görüntülerini torunlarınıza izletir miydiniz? Üç beş oy almak için bunu yapmaya değer mi?" diye sormuştu.

Ataklı, izletilen görüntüler için "Hani terörün reklamını yapmayacaktık" başlıklı yazısında bir değerlendirmede bulundu. Ataklı yazısının ilgili bölümünde şunları kaydetti: 

Bundan iki yıl önce 6 Ocak 2017'de yayınlanan Kanun Hükmünde Kararname'de bir madde medya açısından önemliydi.

Erdoğan'ın medyaya sık sık yaptığı “Terör olaylarını önemli haber gibi vermeyin, terörün reklamını yapmayın” çağrısı KHK'ya girmişti.

Madde şöyle diyordu; “(Medya) Terör eylemini, faillerini ve mağdurlarını terörün amaçlarına hizmet edecek sonuçlar doğuracak şekilde sunamaz.”

Pek çok gazeteci bunun bir tür sansür olacağından endişe ettiğini söyledi.

Nitekim ardından yaşanan bazı terör olaylarının yayınlanmasına “resmi açıklamalar yapılana kadar” yasak getirilmesi bu yöndeki kuşkuları daha da artırdı.

RTÜK Başkanı İlhan Yerlikaya, “Korkmayın” diye bir açıklama yaptı ama adeta aba altından sopa gösterdi.

Yerlikaya, “Teröristlerin amacının eylemlerini daha fazla kişiye duyurmak olduğunu, bu çerçevede bazı yayınların adeta teröre oksijen taşıdığını” ileri sürdü ve “Terörün amacı zaten gündem oluşturmak, kaos yaratmak ve toplumu endişeye sürüklemek. Siz iki gün, ‘son dakika' diye bunu anlatırsanız, tam da terörün amacına hizmet etmiş oluyorsunuz” diyerek gözdağı verdi.

Gerçi yandaş medya için zaten fazla sorun yoktu.

Bu medya terör olaylarını bırakın, tren kazası haberlerinde bile otosansür uygulamaya başladı.

Önce konuyla ilgili yetkili kişilerin açıklamasını bekleyen yandaş medya, sonunda ancak Erdoğan açıklama yapınca yayınını sürdürme yolunu seçti.

Medya; terör, kaza, skandal haberlerinde otosansür uygulamaya iyice alışmışken, cumartesi günü beklenmedik bir gelişme yaşandı.

Bir terör olayının haber yapılmasını bile terörün reklamı olarak niteleyen AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tekirdağ mitinginde sahneye konan dev ekrandan Yeni Zelanda'daki camiye yapılan alçak saldırının görüntülerini yayınladı.

Korkunç terör eylemi 36 saat önce gerçekleşmişti ve o ana kadar hiçbir televizyon bu görüntüleri yayınlamamıştı.

İnternet haber siteleri bile bu korkunç görüntüleri yayınlamaktan kaçınmıştı.

Peki Erdoğan daha önce öfkeli biçimde, “Terör olaylarını yayınlayarak onlara hizmet ediyorsunuz” dediğini unutmuş muydu?

Bence hayır.

Ama popülist politikanın temeli “Dün dündür. Bugün bugündür” sloganına dayanır.

Erdoğan hepimizi olduğu kadar dünyayı da derinden üzen bir terör olayını bile seçim malzemesi olarak kullanmaktan çekinmediği gibi, bir de üstüne ekrana Kılıçdaroğlu'nun görüntüsünü verip montajlanmış bir cümlesini dinlettikten sonra “Terbiyesiz adam” diye bağırdı.

40 yıldır seçim kampanyalarını bir gazeteci olarak izliyorum.

Popülizmin bu kadar dibe vurduğu, seviyenin bu kadar aşağı çekildiği ve halkın tahrik edildiği hiçbir dönem görmedim.

Korkum, seçimlere sanki bütün Türkiye'de tek başına giriyormuş gibi davranan Erdoğan'ın söylemini daha da keskinleştirmesi, kin ve nefret söylemini artırması, sonucunda halkın da bir çatışma ortamına sürüklenmesidir.