(Yeni Şafak - 1 mart 2012)
İlk ve orta öğretimde 8 yıllık kesintisiz eğitim mi olsun, yoksa 12 yıl kesintili zorunlu eğitime mi geçilsin tartışması yaşanadursun, Kara Harp Okulu'nun eğitim sisteminde önemli bir değişikliğe gidiliyor.
Önce bu değişikliğin ne olduğunu paylaşmak istiyorum.
Harp Okulu'nda mühendislik bilimlerinin ağırlıklı olduğu bir sisteme geçiliyor. Bu tercihin altında yatan neden ise, silah sistemlerinin ileri teknoloji ürünü olmasından kaynaklanıyor.
Silah teknolojileri konusunda bir uzman edasıyla ahkam kesmek gibi bir düşünce içinde değilim.
Sadece güdümlü füzelerin, nükleer başlıklı füze sistemlerinin, gelişmiş gece görüş sistemleri gibi her birisi mühendislik ve ileri teknoloji bilgisi gerektiren sistemlerin kullanıldığına dikkat çekmek istiyorum.
Lantrini gece görüş sistemleri ya da insansız hava araçları tarafından lazerle işaretlenmiş hedeflerin güdümlü füzelerle vurulmasından söz etmiyorum. O dahi bazı ordularda sıradan bir sistem haline gelmeye başladı. İnsansız Savaş Uçakları artık orduların envanterine girmek üzere gün sayıyor.
Bizde de milli uydu ve güdümlü füzeler, yerli İnsansız Hava Uçakları ve yazılım konusunda ciddi çalışmalar yapılıyor. Bir kısmı test aşamasını geçti.
Bu açıdan Kara Harp Okulu'nun eğitim sisteminde de bu tür savaş teknolojilerini okumaya yarayacak, teknik ağırlıklı bir sisteme geçilmesi yararlı.
Zaten, Harp Okulu'nda İnşaat, Makine, Elektrik-Elektronik, Sistem ve Endüstri Mühendisliği alanında lisans düzeyinde bir eğitim veriliyor.
Yeni düzenleme bunun ötesinde, "Bologna" süreci kapsamında yürütülen bir proje.
Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile Havelsan arasında imzalanan kontratla 28 milyon dolara, Kara Harp Okulu'nun dershane, anfi ve laboratuvarlar başta olmak üzere eğitim tesisatı baştan sona yenilenecek.
2013 yılında bitirilmesi amaçlanan proje ile makine, elektronik ve bilgisayar mühendisi eğitimi ağırlıklı hale getirilecek.
Ama değişiklik sadece bununla sınırlı değil.
Kara Harp Okulu'nun eğitiminde Amerikan'ın ünlü Harp Akademisi, " West Point" tarzı bir sistem esas alınacak. Şimdi birileri tarafından yanlış yere çekilmeyeceğini bilsem, artık Türk subayları West Point sistemine göre yetiştirilecek diyeceğim. Ama Türk Silahlı Kuvvetleri'ne subay yetiştiren okulumuzda, teknolojiyi takip etmek için bir sistem değişikliğine gidildiğini belirtmekle yetineceğim.
Ünlü komutan McArthur, Başkan Eisenhower gibi isimleri yetiştiren West Point'de, askerlik mesleğinin yanı sıra savaş teknolojilerini esas alan bir eğitim sistemi uygulanıyor.
Kısıtlı askeri bilgimle Türk Silahlı Kuvvetleri'nin askerlik mesleğiyle ilgili bölümü hakkında fikir beyan etmek istemiyorum. Ancak bu, TSK'da silah teknolojilerine dair gelişmelerin takip edilmediğini söylememe engel değil.
Ama benim bura da üzerinde durmak istediğim nokta farklı.
Kara Harp Okulu'nun eğitim sisteminde mühendisliğe ağırlık verilecek olması, eğitim araç ve gereçlerinde donanımın yenilenmesi yerinde bir adım. Ancak öncelikli olarak zihniyetin yenilenmesi gerekiyor.
İttihatçı, darbeci bir ruhla yetişen, kendisini rejimin bekçisi olarak gören subaylara ihtiyacımız yok. Bunun bedelini sayısız darbe girişimi ve ihtilallerle ödedik.
Kendisini rejimin koruyucusu olarak gören askerin, kendi mesleğini yapmak yerine yönetime el koymak, Cumhurbaşkanı olup Çankaya'ya çıkmak için ülkeye yaşattığı acıların tanığıyız.
Bu şekilde ne iyi bir asker olabildiler ne de rejime rahat verdiler.
27 Mayıs'ta kapısını zorla kırarak, kollarından sürükleyerek dışarı çıkardıkları Genelkurmay Başkanları Rüştü Erdelhun'u tekmelediler, darbeci üsteğmenlere generaller selam durdu, 28 Şubat sürecinde Genelkurmay 2.Başkanı Çevik Bir, Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'yı yakasından tutup silkeledi. Orduda disiplini, ülkede huzuru bozdu.
Uzun sözün kısası.
Darbenin değil, demokrasinin subayını yetiştirebilmemiz için Subay ve Astsubay Hazırlık Okullarından Harp Akademilerine kadar her seviyede, askerin eğitimin müfredatı da, demokratik normlar doğrultusunda ele alınmalı.
İşin özü bu.