'Harp okullarından İmam Hatip’lere…'

'Harp okullarından İmam Hatip’lere…'

Mehmet Altan*

Milli Eğitim Bakanlığı’nın yeni atama ve yer değiştirme yönetmeliği dün yürürlüğe girdi.

Öğretmen olmak artık çok daha zor.

Daha doğrusu ‘siyasal iktidarın’ militanı olmayanlar için daha zor.

Çünkü bu yeni sistem özetle şöyle işletilecek:

Bakanlığa bağlı her dereceden, her türden eğitim kurumunda görev yapan ve adaylık sürecini tamamlamış öğretmenlerin ‘başarı, verimlilik ve gayretleri’ her ders yılı sonunda görev yaptıkları okulların müdürleri tarafından değerlendirilecek.

Gelecekleri, müdürlerin yapacağı değerlendirmeye bağlı.

Buna göre, hükümetin istediği öğretmenleri ödüllendirmesi, istemediklerini cezalandırması kolaylaşacak.

Taraf Gazetesi, bu haberi ‘Ak Öğretmen Kriteri Geldi’ başlığıyla verdi.

xxxxxxxxxxxxxxxxxxx ‘Yandaş öğretmen’ dönemini vurgulayan bir başka haber ise Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın önceki gün Diyarbakır’da 60 imam hatip okulunun müdürleriyle buluşarak toplantı yapmasıydı.

Bilal Erdoğan’ın, 2014 yılında milli eğitim yöneticilerinin de bulunduğu bir toplantıda ‘kısa sürede 1 milyon öğrenci olacak imam hatiplerde’ demesi de gündeme gelmişti.

Bu tür görüntülerle şekillenen bir eğitim sisteminin hayırlı sonuçlar verebileceğine inanan var mı bilmiyorum.

xxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Askeriye döneminde Harp Okulları övgüsü yapılırdı…

Şimdilerde İmam Hatip övgüsü…

Eskiden Kemalist gençlik önemliydi, şimdi dindar gençlik…

Cami üzerinden siyaset yapmak ile kışla üzerinden siyaset yapmak arasında temelde bir fark var mı? Yok.

İkisi de tek tip ‘ısmarlama’ gençlik yetiştirme peşinde.

xxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Türkiye’de bir milyon imam hatipli olacak, amenna…

Peki, fizikçilere ihtiyaç olacak mı?

Bir milyon imam hatipli öğrenci için AKP devleti seferber olmuşken, epeydir üniversitelerin fizik bölümleri kapanıyor…

Kapanan fizik bölümlerinin sayısı otuzu aşıyor.

Fizik bilimi ne işe yarar?

Fizik, maddeyi, maddenin uzay-zamanda hareketini, enerji ve kuvvetini de kapsamak üzere bütün ilgili kavramlarla birlikte inceleyen doğa bilimi.

Evrenle ilgili ‘nasıl’ları cevaplayan bilim dalı.

Televizyon, bilgisayar, elektrikli ev eşyaları, nükleer enerji, motorlu taşıma hepsi de fizikteki gelişmelerin sonucu… Fizik yok ise gelişme de yok.

Bir milyon fizikçiye gerek duymayan bir zihniyet çağ karşısında uçuruma yuvarlanır…

xxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Geçenlerde Avrupa Patent Enstitüsü 2014 yılında kendine yapılan başvuruların ülke dağılımlarını verdi…

ABD açık ara önde seyrediyor… İkinci sırada Japonya, üçüncü sırada da Almanya var…

Onu Güney Kore izliyor…

Ardından Fransa, Hollanda, İsviçre, İngiltere ve İsveç geliyor.

ABD’nin 71 bin 745 patent başvurusu var iken, bu sayı İsviçre’de 5 bin 132 olmuş…

Türkiye’nin ise esamisi bile okunmuyor, sanki inek içmiş…

xxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Türkiye’nin esamesi nerede okunuyor ki?

Avrupa Güney Gözlemevi ESO, Avrupa’daki en önemli hükümetler-arası gökbilim kuruluşudur ve dünyanın en üretken gökbilim gözlemevidir.

16 ülke tarafından desteklenmektedir: Avusturya, Belçika, Brezilya, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Finlandiya, Almanya, İtalya, Hollanda, Polonya, Portekiz, İspanya, İsveç, İsviçre ve İngiltere.

Tasarıma, inşaya ve önemli bilimsel keşiflere olanak sağlayan, yer tabanlı gözlem faaliyetlerine odaklanan iddialı bir program yürütmektedir.

ESO, Şili’nin Atacama Çölü bölgesinde benzeri olmayan üç adet birinci sınıf gözlem yerleşkesi işletmektedir: La Silla, Paranal ve Chajnantor.

ESO Paranal’da geçenlerde gökbilimciler 14 milyar yıllık evrenin bir milyar yıllık yaşındaki halinin resmini çektiler.

Evrenin derinliklerine ait en iyi üç-boyutlu görüntüyü elde ettiler.

xxxxxxxxxxxxxxxxxxx

İşin ilginç yanı, dünyada bunlar olurken, “ekonomideki şu andaki bu geçici kriz aşılacaktır” diyen Tayyip Erdoğan’ın ekonomideki tepe taklak gitmeyi, sanki on yılı aşkın süredir burayı kendi yönetmiyormuş gibi ‘diktatöryal başkanlık’ olmamasına bağlaması.

Erdoğan’ın bu başkanlık tutkusu ‘çokomilk reklamına’ döndü…

Her şey ona Türk işi başkanlığı hatırlatıyor… ‘Türkiye’de geçici kriz var çünkü Türk usulü ucube başkanlık sistemi yok…’

Böylesine siyasal bir açgözlülük ve tutturukçu bir talepkarlık, ülkeyi felakete götürmeyi de göze alıyor. ‘Türk usulü başkanlık’ ve bir milyon İmam Hatipli peşine düşüp fizik bilimine boş veriyor.

Herhalde, geleceğini öldürmeye çalıştığı 70 milyonluk bir ülkenin cenaze töreni için bir milyon imama gerek olduğuna inanıyor.

xxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Harp Okulları, İmam Hatipler…

Kemalist gençlik, dindar gençlik…

Aynı karanlık odanın bir o köşesinde oturuyoruz, bir bu köşesinde oturuyoruz.

Allahtan yeryüzünde fizik bilimi var, Allahtan yeryüzünde fizikçiler var…

İnsanlığın yüz akı onlar…

14 milyar yıllık Büyük Patlama’nın bir milyar yıllık halini onlar çekiyor…

Bizdekiler ise doymayan bir açgözlülükle kayıkçı kavgasında küreği tutmak ve bırakmamak çabasındalar…

xxxxxxxxxxxxxxxxxxx ‘Ucube başkanlık rejimi olmadığı için ekonomi krizdeymiş’, ‘kriz geçiciymiş’, otuz fizik bölümünün kapandığı Türkiye’de ‘bir milyon imam hatipli’ hedefmiş…

Bu kriz geçici değil, çok derin.

Bu yazı gazete360.com'da yayımlanmıştır.