14 bin nüfuslu Harran Sığınmacı Kampı'nda kadın ve çocukların parayla satıldığı, yardımların rüşvet ile dağıtıldığı iddia ediliyor. İsmini vermek istemeyen bir mülteci, “Kimse yardım için gelmiyor, biz Suriyelilerden kız almak için geliyorlar. Bir Harranlı 3 Suriyeli kadını satın aldı. Birini aldı bıraktı, 2’ncisini de aldı bıraktı. Sonra gelip 3’üncüsünü aldı” diyor.
Dihaber'de yer alan habere göre Urfa’nın Harran ilçesinde 2013 yılında açılan ve 14 bin mültecinin barındığı AFAD'a bağlı konteynır kentinde, rüşvet, yolsuzluk, ikinci eş ve çocuk evliliği iddiaları konuşuluyor. 4 mahalleye ayrılan ve atanan muhtarlar tarafından yönetilen kampta kalan bir mülteci, yaşadıklarını ve tanıklıklarını anlattı. 4 yıldır kampta kaldığını belirten Halepli mülteci, kimsenin çıkarsız ve karşılıksız iş yapmadığını kaydetti.
“Ölmemek için değil, namus ve şeref için Türkiye’ye sığındık” diyen mülteci, kampta yaşananları şöyle özetledi:
“Aile Suriye’den gelmiş parası yok, borcu var. Çaresizliğini fırsat bilenler 10 ya da 15 bin TL karşılığında kız çocuklarını ailelerinden satın alıyorlar. 15, 16, 17 yaşında kızlar, 50 yaşlarındaki adamlara veriliyor. Çoğu 2’nci eş olarak alıyor. Bu bizim zorumuza gidiyor. Ben bizzat şahit oldum; 16 yaşındaki kızı Harranlı 53 yaşındaki adama verdiler. Kampın güvenliğinden sorumlu olan birisi de bir kız çocuğunu ikinci eş olarak aldı. Kimse yardım için gelmiyor, biz Suriyelilerden kız almak için geliyorlar. Bir Harranlı ise, 3 Suriyeli kadın aldı. Birini aldı bıraktı, sonra 2’ncisini aldı. Daha sonra ise onu da bırakıp 3’üncüsünü aldı.”
Nisan 2016’da AFAD’ın Harran Barınma Merkezi’ni ziyaret eden AB Komisyonu Genişleme ve Komşuluk Politikalarından Sorumlu Üyesi Johannes Hahn, "Harran Kampı, büyük bir mülteci akışının nasıl yönetilebileceği konusunda önemli bir örnek. Kamptaki çalışmalardan etkilendim" demişti.
Halep’te Esad rejiminden gördükleri zulüm nedeniyle Türkiye’ye sığındıklarını vurgulayan Suriyeli kampta yaşananları, "Burada da aynı zulümle karşı karşıya kaldık. Harran Kampı'na her hafta belki 2 kamyon yaşam malzemesi geliyor. Biz Suriyeliler gelen mallardan ancak yüzde 10’unu görebiliyoruz. Geriye kalan mallar nereye gidiyor bilmiyoruz. Mesela yeni yataklar gelmişti. Bize yeni yataklar yerine askerlerin eski yataklarını verdiler. Kişi başı aylık 100 TL’lik kart veriyorlar. Kampın içinde 3 market var. Bu marketlerden alışveriş yapmak zorundayız. Markette her şey 3-4 katı fiyata satılıyor. 100 TL ancak 25 TL değerinde kalıyor” sözleriyle anlattı.
Gelen eşyaları rüşvet karşılığında alabildiklerini belirten mülteci sözlerine şöyle devam etti:
“Bir akrabamın ailesi kalabalık olduğu için konteynır dar geliyordu. Boş konteynırlardan birini müdürden istedi. Müdür 'yok' diyerek vermedi. Sonra annesinin ve eşinin biraz altını vardı. Onları sattı ve muhtara 8 bin TL civarında para vererek konteynırı aldı. Kamp, 4 mahalleye bölünmüş ve her parçasını Türkiyeli bir muhtar yönetiyor. Tanıdığım birçok kişi de rüşvet karşılığı eşya alabiliyor.” Kampta her şeyin parayla yapılabildiğini dile getiren mülteci “Kimlik numarasını değiştireceğiz para, kimlik çıkaracağız para istiyorlar. Örneğin biri 15 gün dışarıda kalmışsa, dönmek için para istiyorlar.”