"Harun Kodalak'ın yerine getirilen yeni savcı Melih Gökçek'in uykularını kaçıracak cinsten"

"Harun Kodalak'ın yerine getirilen yeni savcı Melih Gökçek'in uykularını kaçıracak cinsten"

Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Ahmet Takan, HSYK 1. Daire’nin, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Harun Kodalak’ı görevden alarak, tenzili rütbe ile Yargıtay’a düz savcı olarak atanmasına ilişkin olarak Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek hakkında bir iddiayı öne sürdü. "Adalet Bakanlığı ile Saray koridorlarında en mühim etken üzerinde konuşuluyor" diyen Takan, "Kodalak'ın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile çok samimi olması. Vee!.. Melih Gökçek ve adamlarının Ankara Adliyesinde çok dolaşmaları ve etkin olmaları" iddiasında bulundu. Kodalak'ın yerine Tayyip Erdoğan'ın hapis yattığı dönemde Pınarhisar Cumhuriyet Savcısı olan Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Yüksel Kocaman'ın getirilmesini hatırlatan Takan, "Anlayacağınız HSYK kararnamesinin Ankara Başsavcılığı kısmı başkentte bazı kesimlerde çok sıkıntı yarattı. Hatta uykuları kaçıracak cinsten de diyebiliriz" görüşünü savundu.

Takan'ın Yeniçağ'da "Melih Gökçek'in uykusunu kaçıracak atama!.." başlığıyla yayımlanan (21 Ocak 2017) yazısından bazı bölümler şöyle:

"Meclis'te yeni Anayasa yapılıyor" mu dediniz!..

Kafa kırılıyor, gözler morartılıyor... Uçan tekmeler... Boşa düşmeyen yumruklar... Gün yüzü görmemiş küfürler...

Sonunda bir ilke, tarihe geçecek başarıya da (!) imza atıldı. Kadın vekiller saç saça, baş başa birbirine girdi. Maşallah, toplumsal kontratımız gümbür gümbür milletin önüne geliyor. Referandum sürecinde, inşallah, imam-cemaat ilişkisini yaşamayız!..

Bu satırların yazıldığı an itibarıyla Meclis'te anayasa değişiklik teklifinin 2'nci tur oylamaları bitmemişti. Son dakika sürprizi olmazsa sandık göründü. Anayasa değişikliği, koalisyon rüşvetleri derken, gözler Meclis arenasına kilitlenmişken Ankara'da başka şeyler olmuyor mu?..

Neler oluyor neler!..

HSYK'nın Perşembe günü akşam yayımladığı sürpriz 16 kişilik adli yargı kararnamesinden başlayalım. Kararnamenin flaşı; Ankara'daki "FETÖ" soruşturmasını yürüten Başsavcı Harun Kodalak'ın Yargıtay'a düz savcı olarak gönderilmesi. Bu tenzil-i rütbenin, savcının kendi isteği olmadığını Ankara'da herkes biliyor. Kulislerde, Kodalak soruşturmayı yürütürken "sıkıntıları" çokça konuşuluyordu. Kapatılan Deniz Feneri davasıyla AKP'de çok sevilen Harun Kodalak'ın görevden alınması hiç sürpriz olmadı. Kodalak da görevden alınmayı bekliyordu fakat rütbelerinin söküleceğini tahmin etmiyordu. Sarayın gözünden düşmüştü. Bu kritik görevden almayla ilgili olarak Ankara'da alt alta pek çok neden sıralanıyor. Ancaak!.. Adalet Bakanlığı ile saray koridorlarında en mühim etken üzerinde konuşuluyor. Şöyle; "Kodalak'ın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile çok samimi olması." Vee!.. "Melih Gökçek ve adamlarının Ankara Adliyesinde çok dolaşmaları ve etkin olmaları"...

Azıcık da, Kodalak'ın yerine getirilen isimden bahsedelim. Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Yüksel Kocaman. 1998-2001 yıllarında Pınarhisar Cumhuriyet Savcısı'ydı. R. Erdoğan'a çok canı gönülden bağlı bir isim olarak biliniyor.

Anlayacağınız HSYK kararnamesinin Ankara Başsavcılığı kısmı başkentte bazı kesimlerde çok sıkıntı yarattı. Hatta uykuları kaçıracak cinsten de diyebiliriz!..