Harvardlı Prof. Hotamışlıgil'den dünyaya 'savaştan beter 5 hastalık' uyarısı

Harvardlı Prof. Hotamışlıgil'den dünyaya 'savaştan beter 5 hastalık' uyarısı

Dünya'nın en önemli üniversiteleri arasında olan Harvard'da Genetik Bölümü Başkanı olan Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil, kalp, kanser, diyabet, obezite ve solunum yolu hastalıklarının savaştan bile tehlikeli olduğunu açıkladı.

Dünyaca ünlü bilim adamı Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil'den ürküten bir kehanet geldi. Hotamışlıgil beş hastalık saydı; Kalp, kanser, diyabet, obezite ve solunum hastalıkları. “Bir sonraki nesilde bu hastalıklarda patlama olacak” dedi.

Türkiye için de uyarı yapan ünlü Profesör "Genetiğimiz çok uygun orada fokurdayan bir durum var" diyerek en kritik hastalıkları sıraladı.

Harvard Üniversitesi Genetik ve Kompleks Hastalıklar Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil, genetik hastalıklar ve obezitenin insanlığın geleceğine tehdit eden en önemli sorun olduğunu söyledi.

 Prof. Hotamışlıgil, "Böyle giderse önümüzdeki 25 yılda dünyadaki toplam milli gelirin en az yarısının bu hastalıkların tedavi için ayrılması gerekecek" tespitini yaptı.

 

Bilgi kirliliği var

 

Kısa süre önce, Metabolik Hastalıklar alanındaki buluşlarıyla, 9. Danone Uluslararası Beslenme Ödülü'nü kazanan Prof. Hotamışlıgil, Sabri Ülker Gıda Araştırmaları Vakfı'nın (SÜGAV) beslenme zirvesine katılmak için Türkiye'deydi. Bugün Gazetesi'ne konuşan Hotamışlıgil Türkiye için de kritik uyarılar yaptı.

Dünyanın temel bilimlerde çok ilerlediğini söyleyen Hotamışlıgil, aynı gelişmenin beslenme alanında olmadığını söyleyerek, "Günümüzde beslenme konusu, en fazla bilgi kirliliğinin olduğu alan. Bizim çalışmalarımız temel bilimlerdeki ilerlemeyi beslenme alanına da getirebilmek üzerine" dedi.

 

Çok azını biliyoruz

 

Beslenme konusundaki mevcut bilgilerin sadece, 'şunu ye, bunu yeme' düzeyinde kaldığı tespitini yapan Hotamışlıgil, şöyle devam etti:

"Oysa beslenme, hem sağlık hem hastalık için dünyadaki en önemli araçlardan biri. İçerisinde en çok çeşitlilik ve zenginlik bulunduran maddeler var gıdada ama biz bunun çok azını biliyoruz. Burada önemli bir fırsatı kaçırıyoruz. Genetik bilimi ile beslenme daha fazla temas etmeli."

 

Savaştan beter 5 hastalık

 

Kalp, kanser, diyabet, solunum ve obeziteyi dünyayı tehdit eden en önemli sorun olarak nitelendiren Hotamışlıgil, bu meselenin savaş, küresel ısınma, açlık veya susuzluk kadar önemli olduğunu söyledi. Hotamışlıgil, şunları söyledi:

"Bu kronik hastalıkları yok edebilmek için bütün dünya kaynaklarını tüketmek gerekiyor. Önümüzdeki 25 yılda bu hastalıklarla mücadele için dünyanın toplam gelirinin yüzde 50'si kadar bütçe ayırmak gerekecek. Böyle bir kaynak olmadığı için de, yüz milyonlarca insan hastalanacak ancak tedavi edilemeyecek."

 

Türkiye'de hastalıklar patlayacak

 

Türkiye'nin durumunu da değerlendiren Gökhan Hotamışlıgil, ülkedeki kronik hastalık ivmesinin çok hızlı arttığına işaret etti. Genç nüfusta bu riskin çok anlaşılamadığını vurgulayan Hotamışlıgil, Türkiye ile ilgili önemli uyarılar yaptı:

"Tedbir alınmazsa bir sonraki nesilde obezite ve kronik hastalıklar patlayacak. Bizim genetiğimizde kalp hastalıkları, diabet ve obezite riski çok yüksek. Orada fokurdayan bir durum var."

Hotamışlıgil, "Aileden, devlete; sivil kuruluşlardan üniversitelere herkesin bu işin içinde olması gerekiyor. Önce hasta olunur sonra hastalık tedavi edilir zihniyeti var. Halk Sağlığı okulumuz yok. Kamu sağlığı kuruluşu yok. Bunlara doğru kayış olmalı" ifadesini kullandı.

 

Koruyucu hekimler kritik

 

Kronik hastalıklarla mücadele için koruyucu ve önleyici hekimliği kitleye yaymaya ihtiyaç olduğunu vurgulayan Hotamışlıgil, bunun yolunun da doğru ve bilimsel beslenmeden geçtiğini ifade etti. Önümüzdeki 25 senede beslenme biliminde büyük dönüşü-me ihtiyaç olduğunu söyleyen Hotamışlıgil, "Beslenmede yeni bir çağ açmak şart" dedi.

 

Genlerimiz değişti mi?

 

Kronik rahatsızlıkların normalde genetik yoluyla geçtiğini söyleyen Hotamışlıgil, şu bilgileri verdi: "Genlerimizle değişti mi diye düşünürken artık genlerin alışkanlıklardan etkilendiğini tespit ettik. Mesela genlerde olmasa bile kilo almış bir annenin çocuğunun kilolu olma ihtimali çok yüksek. İnsanın deneyimi bir sonraki nesle kodlanabiliyor. Bunu beslenmeyle çözmeye çalışıyoruz."