Hasankeyf halkı: Toprağımızda mülteci durumuna düştük, tarihimiz gitti, insan doğduğu yeri nasıl terk eder?

Hasankeyf halkı: Toprağımızda mülteci durumuna düştük, tarihimiz gitti, insan doğduğu yeri nasıl terk eder?

Hasankeyf'i yutacak Ilısu Barajı'nın inşaatı devam ederken, halkın ilçeyi boşaltması için kaymakamlığa yazı gönderildi. Bir yandan 10 bin yıllık tarihin sular altında kalacağına üzülen halk, diğer yandan istimlak bedeli sebebiyle mağdur olmuş durumda.

Zaman'dan İsmail Avcı'nın haberine göre, Hasankeyf halkı, mağduriyetlerini şu sözlerle ifade ediyor: "Kendi toprağımızda mülteci durumuna düşürüldük. Tarihimiz gitti, evimiz tarlamız gitti. İnsan doğup büyüdüğü yeri nasıl terk edebilir?"

İsmail Avcı'nın Zaman gazetesinin bugünkü (14 Şubat 2016) nüshasında yayımlanan haber şöyle:

Batmanlı Hüsna teyze kalenin tam karşısında, küçük bir evde mütevazı bir hayat yaşıyor. Binlerce yıllık tarihe ev sahipliği yapan mağaraların üstünden Dicle'yi seyrediyor. Tıpkı Mehmet amca gibi... Hasankeyf'in iki mahzun sakini, dedelerinden kalan evleri terk etmeye zorlanıyor. Ve ikisi de bugünlerde daha çok hüzünlü. Muhtarlıklara gönderilen “evlerini boşaltsınlar” haberi onlara çoktan ulaşmış. Sona gelindiğinin farkındalar, evlerinden çıkarılacaklarını biliyorlar ama gidecek yerleri yok. Mehmet Çiğci, “Kendi toprağımda mülteci durumuna düşürüldüm. Tarlamı ekemiyorum, bağıma bakamıyorum. Şimdi boşaltın diyorlar, yüreğim yanıyor. Tarihimiz gitti, evimiz tarlamız gitti. TOKİ'ye borçlandırmak istiyorlar” diyor. Hüsna Öztürk ise farklı düşünmüyor: “Bize ne yer verildi ne ev yapıldı, nereye gideceğiz? Bunlar dünyalık şeyler, ya sular altında kalacak bu kadar zatın kabri ne olacak?” diye soruyor.

Hasankeyf'i yutacak Ilısu Barajı'nın inşaatı devam ederken yıllardır “tarih sulara gömülmesin” diye feryat eden tüm çevrelere rağmen ilgili kanun tasarısı Meclis'ten geçti. Akabinde Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğü harekete geçerek vatandaşların ilçeyi boşaltmaları için kaymakamlığa yazı gönderdi. Çok yakında 250'e yakın (kazı yapılmadığı için altında ne olduğu bilinmeyen) höyük, 5 binden fazla mağara, tarihi camiler, minareler, kilise kalıntıları, sahabe kabirleri, türbeler, tarihi köprüler gibi eşsiz değerler sular altında kalacak. Ve insanlar... Onlar da evinden, yurdundan olacak. Evet, Hasankeyf'te sona doğru gelindi. Ancak ilçede büyük sıkıntılar devam ediyor. “Yeni Hasankeyf'te” ilçeye cevap verecek konut hâlâ yapılmış değil. Esnafların gideceği, işyerini açacağı dükkânlar daha inşa edilmedi. İstimlak edilen evler ve işyerleri için biçilen değer ise mağduriyetin temelini oluşturuyor. Hasankeyf'in tarihi çarşısındaki dükkânların kimisine 8 bin kimisine 10 bin TL istimlak bedeli yazılmış. Evleri, 20 ya da 30 bin liraya istimlak eden hükümet, TOKİ'de yapacağı konutları, farklı seçenekler olmakla birlikte, 160-70 bin TL'ye ‘hak sahibi'ne vereceğini açıklamış. Hasankeyf'in tarihi ilçesindeki esnaflardan Hayrullah Gündüz, işyerine kamulaştırma için verilen 8 bin liranın çok komik bir rakam olduğunu belirtiyor.

 

12 bin yıldır yerleşim yeri

 

Hasankeyf, 12 bin yıldan beri bilinen yerleşim yeri olarak kullanılan nadir yerlerden biri. Anadolu'da Ortaçağ'a ait bütünlüğünü koruyabilen tek şehir olma özelliğini taşıyor. Asur ve Urartu dönemlerine kadar inen bir geçmişi olan şehirde Romalıların da izleri var. Milattan sonra 4. yüzyılda Hasankeyf 'i alan Bizanslılar, buraya kale inşa eder. Bizans'ın hâkimiyeti Müslümanların burayı ele geçirdiği 7. yüzyılın başlarına kadar sürer. Hasankeyf, 1101-1232 tarihleri arasında Artukoğulları'nın başkenti olur. Daha sonra Eyyubiler alır ve Moğol istilası başlar. Söz konusu istila döneminde bölgedeki pek çok yerleşim yeri gibi Hasankeyf de tahrip edilir. Eyyubiler daha sonra beyliklerden alarak yeniden imar eder. 1516 yılında ise Osmanlı İmparatorluğu'na dâhil edilir.

 

Taşınacak mı, sular altında mı kalacak?

 

 

Hasankeyf'te bulunan El Rızk Camii, Koç Camii, Sultan Süleyman Camii, Kızlar Camii, Küçük Cami, Zeynel Bey Türbesi, İmam Abdullah Zaviyesi, Artuklu Köprüsü, sahabe Abdullah Varakanna'nın taşınması planlanıyor. Ancak uzun süredir taşınmaya yönelik çalışmalar durmuş durumda.

 

2006'da “sit alanına baraj yapılamaz” kararı alınmış

 

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu 27 Ekim 2006 tarihinde barajların sit alanı dışına yapılması yönünde karar almıştı. Kararda şu ifadeler yer alıyor:  “Baraj yapılması planlanan alanlarda, bir heyet tarafından mevcut ve olası taşınmaz kültür varlıklarının envanter ve belgeleme çalışmalarının yapılmasına, söz konusu alanda taşınmaz kültür varlıklarının ve arkeolojik sit alanlarının bulunması halinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından planlanan alanın dışında baraj alanı olarak başka yerlerin planlamasının yapılmasına...”

 

“Nereye gideceğimi bilmiyorum”

 

Hasankeyf çarşısında keçi kılı dokumacılığının son ustalarından olan Faris Ayhan (83), bundan sonra ne yapacağını ve nereye gideceğini bilmediğini söylüyor. “Evladım insan doğup büyüdüğü yeri nasıl terk edebilir?” diye soruyor. Faris amcanın yeğeni Arif Ayhan da, “Ekmeğimi kazandığım tezgâh olmayınca ben ne yaparım? Ben artık buralarda durmam, başımı alır giderim” diyor.

Dicle Nehri'nin kıyısındaki bereketli topraklarda ikamet eden Hasankeyf'in sakinlerinden Mehmet Çiğci (80) de tepkisini şöyle dile getiriyor: “Kendi toprağımda mülteci durumuna düşürüldüm. Tarlamı ekemiyorum, bağıma bakamıyorum. Şimdi boşaltın diyorlar, yüreğim yanıyor. Tarihimiz gitti, evimiz tarlamız gitti. TOKİ'ye borçlandırmak istiyorlar. 50–60 yıllık bir enerji için 10 bin yıllık bir tarihi heba ediyorsunuz. Bunun izahını yapan yok.”

 

“Bir baraj için tarih feda edildi”

 

Veysi Ayhan da şöyle konuşuyor:  “Hasankeyf, 12 bin yıllık geçmişi olan ve UNESCO kültürel miras kriterlerinin onda dokuzunu taşıyan dünyadaki tek yerdir. Bu değeri geleceğe taşıyıp büyük bir proje ile turizme kazandırmak yerine, ömrü ancak 50 yıl civarı olacak bir baraja feda edilmek istenmektedir. Hasankeyf'teki arkeolojik alanların ancak yüzde 20 – 30'u gün yüzüne çıkarılmış durumda. Geri kalan arkeolojik alanlarda kazılara bugün başlanırsa 60 yıla kadar gidebilecek bir zamana ihtiyaç var.”

 

“Yeni yerleşim yeri yapılmadı, istimlak bedelleri düşük”

 

AKP’li Hasankeyf Belediye Başkanı A. Vahap Kusen: “DSİ bir yazı gönderdi, 15 gün içerisinde tahliye edilmesiyle ilgili. Ama yeni yerleşim için mümkün değildir. Çünkü yeni yerleşim yapılmadan vatandaşa tebliğ etmek doğru değildir. İskân ile ilgili bir durum yok. İstimlak bedelleri çok düşük. Bu rahatsızlığımızı her yerde dile getirtiyoruz. Hasankeyf'in su altında kalmasına destek veren bir insan değilim. Şu anda yeni bir yerleşim yapılıyor. Yeni yerleşimlerde kamu binaları bitmesine rağmen ben belediye olarak yeni yerleşime girmedim. Halkın olduğu yerde ben yerel yönetimler olarak orada dururum. Halk orada olduğu sürece de ben yeni yerleşime gitmeyi düşünmüyorum.”