Dostları, 706 gündür tutuklu olan Osman Kavala'ya 62'nci yaşı için lise ve üniversite döneminden arkadaşlarının, sanatçıların, yazarların ve sivil toplum kuruluşlarından isimlerin yazdığı mektuplar, makaleler, şiirler, resimler, fotoğraflar ve kolajlardan oluşan bir kitap hazırladı.
Kitapta T24 yazarı Hasan Cemal de bir yazı kaleme aldı. Cemal yazısında "Bugünler elbette geçecek. Ama ellerine kelepçe takılarak götürüldüğün hastaneleri, ellerine kelepçe takılarak getirildiğin Silivri’deki adaletsiz mahkeme salonlarını, duruşmalarda göz göze geldiğimizde koparıldığın yakınlarına, dostlarına, bize el sallamalarını unutmayacağız. Tahliye taleplerinin onlarca kez reddedildiğini, azılı bir cani gibi bir hücreye hapsedildiğini unutmayacağız. Sana yapılanları, sadece fikirleri nedeniyle hapsedilen gazetecilere, yazarlara, sanatçılara, siyasetçilere yapılanları unutmayacağız" ifadelerini kullandı.
Hasan Cemal'in Osman Kavala için hazırlanan kitapta yer alan yazısı şöyle:
Sevgili Osman; Gözaltı haberin bir gece yarısı gelmişti. Yer, artık tarihe karışmış Atatürk Havalimanı’ydı. Tarih, 19 Ekim 2017’nin gece yarısıydı. Ve 60. Doğum gününün 17 gün sonrasına rastlayan o gece yarısı, yine bir sivil toplum çalışması için gittiğin Gaziantep’ten dönüyordun. İki yıl sonraki bu doğum gününde; hapsedildiğin, duruşmalara götürülürken kelepçeyle çıkarıldığın Silivri’deki hücrende geçirdiğin zaman 700 günü aşmış olacak! Seni o hücreye atanlar, seni neyle suçladıklarını 16 ay boyunca bir iddianameye yazamadılar. Daha kötüsü, 16 ay sonra açıkladıkları o zavallı iddianameye sana yönelttikleri “Türkiye Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevini engellemeye teşebbüs’ suçlamasına dair tek bir somut dayanak koyamadılar. Daha da kötüsü, 657 sayfalık o iddianamede görüşüne, ifadesine başvurulmayan tek kişi vardı, sen!
Sevgili Osman, Senin yerin hep demokrasi, hukuk ve özgürlük saflarındaydı. Bu ülkede insan hakları savunucusu deyince, senin adın da en ön sırada geliyordu. Çünkü hep 'itiraz'ın vardı. Bu memlekette, devletin hoyratlığı konusundaki itirazların... Sen de biliyorsun. İtiraz sahibi insan olmak, bu memlekette öteden beri belalı bir iştir. Şimdi daha da belalı hâle geldi. Baksana, kaç kişi insan haklarını savunmaktan, ifade özgürlüğünü savunmaktan hapis yatıyor. Bir zamanlar, askeri darbe dönemlerinde dolardı hapishaneler. Bugün de sivil darbe döneminde doluyor. Ve şimdi galiba daha da kötüsü yaşanmakta... Bir zamanlar, ikinci sınıf da olsa kör topal bir demokrasimiz, bir hukuk devletimiz vardı. Şimdi o kör topal demokrasinin kaleleri teker teker düşmekte. Ya da düştü bile... Yaşamakta olduğumuz bu karanlık dönemde adalet, hukuk ve özgürlük açısından işlenen büyük cinayetler, hiç kuşkun olmasın, kapkara harflerle yazılacak tarihin sayfalarına…
Sevgili Osman; Bugünler elbette geçecek. Ama ellerine kelepçe takılarak götürüldüğün hastaneleri, ellerine kelepçe takılarak getirildiğin Silivri’deki adaletsiz mahkeme salonlarını, duruşmalarda göz göze geldiğimizde koparıldığın yakınlarına, dostlarına, bize el sallamalarını unutmayacağız. Tahliye taleplerinin onlarca kez reddedildiğini, azılı bir cani gibi bir hücreye hapsedildiğini unutmayacağız. Sana yapılanları, sadece fikirleri nedeniyle hapsedilen gazetecilere, yazarlara, sanatçılara, siyasetçilere yapılanları unutmayacağız. Haktan, hukuktan, adaletten, demokrasiden tutkuyla nefret edenleri unutmayacağız. Bu ülkeye yapılanları unutmayacağız. Asla unutmayacağız; zira hafıza aklımızın, vicdanımızın bekçisidir. Sevgili kardeşim; özgürlüğüne kavuşacağın günü hasretle bekliyoruz.
TIKLAYIN - Osman Kavala ‘doğum günü’ kitabını böyle aldı: Cezaevinde yattığıma değdi!