Gülsuyu'nda Hasan Ferit Gedik'in öldürülmesine ilişkin hazırlanan iddianamede şüphelilerden örgüt yöneticisi Zafer Turan "Allah herkese hayırlı cinayetler nasip etsin. Polis-molis öldürmeyelim de, polis devletin bir adamı. Devrimci öldürsek önemli değil" dediği bilgisi yer alıyor.
Maltepe Gülsuyu'nda geçtiğimiz yıl Eylül ayında Hasan Ferit Gedik'in hayatını kaybettiği ve çok sayıda kişinin da yaralanmasıyla sonuçlanan olaylara ilişkin soruşturma tamamlandı. Hazırlanan iddianame Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
Arzu Kaya’nın Doğan Haber Ajansı’nda yer alan haberine göre, 311 sayfalık iddianamede "Kasten yaralama", "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve üye olma", "Nitelikli yağma", "Kasten öldürmeye teşebbüs", "Nitelikli yağma" gibi suçlardan, 11 yıl ile 269 yıl arasında değişen hapis ve müebbet hapis cezası istemiyle yargılanacak 35 sanık adı bulunuyor.
Olaya ilişkin telefon tapelerine de yer verilen iddianamede, örgüt yöneticisi Zafer Turan'ın "Allah herkese hayırlı cinayetler nasip etsin, polis-molis öldürmeyelim de, polis devletin bir adamı, devrimci öldürsek önemli değil" şeklindeki sözleri de yer alıyor.
Silahlı örgütün eylemleri, örgütün yapısı ve şüphelilerin rolü anlatıldı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılıp Özel Yetkili Mahkemelerin kapatılmasıyla soruşturmayı devralan Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Örgüt, Kaçakçılık ve Mali Suçlar Soruşturma Bürosu, Gedik'in ölümü ve Gülsuyu'nda yaşanan olaylara ilişkin 311 sayfalık iddianame hazırladı. 5 mağdur, 17 müşteki ve bir şikayetçinin bulunduğu iddianamede 15'i tutuklu 35 sanık yer alıyor. 3 bölümden oluşan iddianamenin 1. bölümünde silahlı suç örgütünün eylemlerine yer veren savcılık, 2. Bölümde suç örgütünün yapısı, 3. Bölümde ise şüphelilerin örgütteki rolü, sabıka kayıtları ve operasyonda ele geçirilen suç aletlerinin varlığına yer verdi. 30 suç eyleminin olduğu kaydedilen iddianamede, örgüt liderliğini 'İbo' lakaplı Mesut Turhan'ın, örgütün yöneticiliğini ise Zafer Turhan ve Yakup Dalkılıç'ın yaptığı belirtildi.
Sanıklar, "Kasten yaralama", "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma", "Nitelikli yağma", "Kasten öldürme", "Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma", "Kasten öldürmeye teşebbüs", "Nitelikli yağma", "Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", "Suç delillerini yok etme gizleme veya değiştirme suçluyu kayırma", "Yargı görevini yapanı etkileme" ve "Mala zarar verme" suçlamalarından 11 yıl ile 269 yıl arasında değişen hapis ve müebbet hapis cezası istemiyle yargılanacak
İddianamenin 3. Suç eylemi olarak yer verdiği Hasan Ferit Gedik'in ölümüne ilişkin bölümde Gülsuyu Mahallesi halkının 'siyasiler' olarak adlandırdıkları kişiler ile şüpheliler arasında husumet olduğu, 28 Eylül 2013 akşamı 50-60 kişilik bir grubun slogan atarak Gülsuyu'nda yürüyüş yaptığı belirtildi. Örgüt üyesi Aytekin Turan'ın kalabalık üzerine ateş ettiği ifade edilen iddianamede, yürüyüş grubu içinde bulunan 3 kişinin yaralandığı, Turan'ın olay yerinden kaçtığı kaydedildi. İki grup arasında bu olay ile husumetin arttığı belirtilen iddianamede, 29 Eylül 2013 akşamı yine 50-60 kişilik grubun yürüyüşlerine devam ettiği, yürüyüş esnasında grup içerisinde silahlı ve herhangi bir eyleme hazırlıklı şahısların olduğu, daha sonra iki grup arasında çıkan çatışma sonrasında Hasan Ferit Gedik'in sol omuz, gırtlak ve kafasına aldığı 3 mermi ile ağır şekilde yaralandığı ifade edildi. İddianamede, Gedik'in kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdiği, arkadaşları Gökhan Aktaş, Yalçın İleri ve Abdullah Kıyak'ın yaralandığı belirtildi.
Olaya ilişkin telefon tapelerinde şüphelilerden örgüt yöneticisi Zafer Turan'ın "Allah herkese hayırlı cinayetler nasip etsin, polis-molis öldürmeyelim de, polis devletin bir adamı, devrimci öldürsek önemli değil" şeklindeki sözlerinin de yer aldığı iddianamede, "Suç örgütünün her zaman için elinin tetikte olduğunun ve eylem yapabileceklerinin anlaşıldığı" ifadelerine yer verildi. Bilgi sahibi sıfatıyla emniyette ifadesi alınan Hasan Ferit Gedik'in arkadaşı Serdar Aydemir'in de beyanlarına yer verilen iddianamede, Aydemir'in olay günü gerçekleşen yürüyüşte Gedik ile karşılaşarak sohbet ettiği sırada 3 kişinin ellerinde silahla kendilerine doğru geldiğini ve Gedik ile birlikte kaçtığını söylediği belirtildi. Kaçmaya başladıkları esnada bir el silah sesi duyarak, Gedik'in bir anda vurularak yere düştüğü, daha sonra da 20-30 el silah sesi duyduğunu ve arkadaşı olan Gedik'in yaşamını yitirdiğini sosyal medyadan duyduğunu söylediği anlatıldı.
Hasan Ferit Gedik'in öldürülmesi olayında Mert Kazan, Ferhat, Keleş, Adem Köşgen, Ümit Yeşilkaya, Doğukan Çep, Emrah Ok, Ekrem İnalkaç, Ercan Kütük, Mete Barış Durak, Murat Kesgin, Ercan Çiftçi, Hasan Taşhan, Şahin Eren, Yakup Dalkılıç, Zafer Turhan, Mesut Turhan ve Tarkan İmeçtemur'un "Kasten öldürme ve öldürmeye teşebbüs" eyleminde silah kullanan şüpheliler arasında olduğu, suç aletlerini gizlediği, kimi şüphelilerin ise suçluların kaçması eylemlerinden sorumlu oldukları belirtildi.
İddianamede örgütün diğer eylemlerinde afiş asan 9 kişiyi yaraladığı, uyuşturucu madde temininde bulunduğu, Gülsuyu sakinlerinden haraç topladığı hatta küçük yaştaki çocukları darp ederek hürriyetinden yoksun bıraktığı belirtildi. Müştekilerden Gülhanım Arık'ın oğlu Şükrü Armağan Arık'ın, ailevi sorunları nedeniyle evden kaçtığı dönemde suç örgütü yöneticisi olan Zafer Turhan ve örgüt üyesi Şerif Karameşe ile tanıştığı ifade edilen iddianamede, "Şüphelilerin Arık'ı önce pahalı hediyeler alarak kendilerine bağladıkları, daha sonra suç işletmek suretiyle gelir elde ettikleri, eylemlerde kullanması amacıyla ruhsatsız tabanca ve çalıntı motosiklet verildiği anlaşılmıştır" denildi.
Şüpheli Mesut Turhan liderliğindeki suç örgütünün, hiyerarşik ilişki içerisinde Maltepe İlçesi ve çevresinde korkutucu gücünü devam ettirerek yağma, yağmaya teşebbüs, kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, yaralama, hürriyetten yoksun bırakma eylemlerini gerçekleştirdikleri, suç örgütü yönetici ve üyelerinin sürekli olarak silah bulundurdukları belirtilen iddianamede, "Herhangi bir eylem planladıklarında kolayca silah temin edebildikleri, ara yakalamalara rağmen silah taşımaktan vazgeçmedikleri tespit edilmiştir. Bahse konu suç örgütünün, haksız ekonomik çıkar sağlamak için yağma eylemlerine girişmesinin yanı başında uyuşturucu madde ticareti suçuna karıştığı anlaşılmıştır. Suç örgütünün gelir kaynaklarının başında Gülsuyu ve civarında bulunan 'torbacı' olarak tabir edilen sokak satıcılarına koruma sağladıkları ve bölgede başka gruplara karşı kollayarak rantın paylaşılmasının önüne geçerek uyuşturucu madde satışından pay aldıkları, kar payı vermeyen torbacıları darp ve tehdit ettikleri, sokak satıcılarının uyuşturucu temin etmesinde köprü vazifesi gördükleri anlaşılmış, ayrıca bu gayri yasal suç gelirini devam ettirebilmek için çeşitli silahlı eylemlere giriştikleri anlaşılmıştır" ifadelerine yer verildi. İddianamede, 35 sanığın 11 yıl ile 269 yıl arasında değişen hapis ve müebbet hapis cezası istemiyle yargılanmaları istendi.