Burcu Karakaş
Sabriye Salkan, Hasankeyf’te yeni konutlar için yapılan hak sahipliği başvurusuna gecikince evsiz kalmış. Kalacak yer bulamaması nedeniyle halen evini terk etmeyen Salkan, dört çocuğuyla sokakta kalmaktan korkuyor.
Sabriye Salkan ile komşularının aksine halen terk etmediği evinin, Hasankeyf Kalesi’nin çevresine örülmüş sete bakan damında konuşuyoruz. Sohbetimiz sırasında Batman’ın tarihi ilçesi Hasankeyf’i muhtemelen sulara gömülmeden önce son kez görmek isteyenler, seti tırmanarak tepeye çıkma gayretinde. Sabriye Salkan’ın derdi ise başka…
Batman merkezde yaşayan 40 yaşındaki Sabriye Hanım, evlenince Hasankeyf’e yerleşmiş. Dört çocuğu var. Çocukların üçü Hasankeyf’te okula gidiyor. Eşi, Şırnak’ın Silopi ilçesinde çalıştığından ilçenin yeni yerleşim birimindeki konutların hak sahipliği için 2016 yılında yapılan başvuruya dört gün gecikmişler. Geciken başvuru, endişe dolu günlerin başlangıcı olmuş. Salkan ailesi, berberinden bakkalına her türlü yapının yıkılmasıyla hayalet kasabaya dönen ilçenin Kale mahallesinde yaşamayı sürdürüyor. Çünkü ne yapacakları konusunda fikirleri yok:
"Biz burada 20 civarında aile mağduruz. Evimiz yok. Kiralık ev de bulamıyoruz. Eşimin ailesi yıllardır Hasankeyf’te oturuyor. Bizim burada hakkımız var."
Hasankeyf’te Ilısu Barajı nedeniyle sular altında kalacak yerleşim bölgesine 750 yeni konut inşa edildi. 2019’un Nisan ayında Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından yapılan 698 konut, kurayla hak sahiplerine teslim edildi. Ancak hak sahipliği için gerekli şartları yerine getiremeyen bazı vatandaşlar mağdur oldu. İşte Salkan ailesi, o ailelerden biri…
Hasankeyf’in Kale mahallesinde şu an artık sular yok, elektriğin de 3 Şubat’ta kesileceği iletilmiş. Sabriye Hanım, "Mesaj geldi, elektrik de yakında gidecek" diyor. Salkan ailesi, evrakların teslimi konusunda geç kalınca yetkili makamlara dilekçe vermiş, dava da açmış ancak hiçbir sonuç alamamış.
"'Siz neden zamanında başvurmadınız' diyorlar. Eşim çalışıyordu, ne yapayım? Herkes biliyor, yıllardır burada yaşıyoruz. Burası bizim evimiz."
Sabriye Hanım, çocukları Hasankeyf’te okula gittiği için başka yere taşınmak istemiyor.
"'Çıkın, başka yere gidin diyorlar' diyorlar. Ben buradan gitmek istemiyorum. Çaresiz kalmışım. Ben kalkıp gidersem çocuklar ortada kalacak."
Peki, ne yapacaklar? Bekliyorlar, bekleyeceklerini söylüyorlar. Yetkililere durumu defalarca anlattıklarını, dilekçelerinin Ankara’ya gönderileceği ve gelecek yanıta göre hareket edileceği yönünde yanıt aldıklarını ifade ediyor.
"Yani artık Ankara’da ne çıkarsa, öyle olacak diyorlar."
20 Şubat itibarıyla sulara gömülecek olan Hasankeyf’te "Er-Rızık Camii" adlı 1409 yılından kalma yapının Aralık ayında yeni yerine taşınmasıyla ilçedeki son tarihi eser de bölgeden ayrılmıştı. "Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi"nden Rıdvan Ayhan, yaklaşık 20 hanenin iskan kanunu mağduru olduğu için evsiz kaldığını söylüyor. "Bir kısım hane de hayvanlarına mağaralarda baktıkları ve yeni yerleşim yerine götüremeyeceği için ayrılamadı" diyor.
Sabriye Hanım’ın içerlediği bir başka konu daha var. Hasankeyf’te yaşamayanların ev sahibi olmaya hak kazandığını ancak kendilerinin sokakta bırakıldığını söylüyor:
"Bizim hakkımız var, biz buralıyız. Birilerine ikameti burada diye ev verilmiş ama mesela İstanbul’da yaşıyorlar. Biz ise buradayız, bizim evimiz yok. Ben buna üzülüyorum."
Neden baraj inşa edildiği konusunda fikri yok. Kimselerden bugüne kadar barajın yapım nedenine ilişkin açıklama duymadığını dile getiriyor.
Doğma büyüme Hasankeyfli olan Rıdvan Ayhan ise "Bize kalan mirası korumakta başarılı olamadık. Tarih bizi affetmeyecek" diye konuşuyor. Ayhan’ın iddiasına göre, evlerinden edilen bazı ailelere 80 ile 100 bin lira arasında ödeme yapılmış ancak 150 bin liraya satılan evler de olmuş. "Yani devlet ticaret yaptı" diyor. Evlerden, fiyatlardan ve kiralardan konuşurken, söylemeden geçemiyor:
"Ama anılar parayla alınmaz ki…"