Hasta mahkûmdan suç duyurusu: IŞİD'lilerin saldırısına maruz kaldık

Hasta mahkûmdan suç duyurusu: IŞİD'lilerin saldırısına maruz kaldık

Silivri 5 No’lu Cezaevi’nde kalan hasta tutuklu Cengiz Sinan Halis Çelik, koğuş arkadaşıyla birlikte sevk edildikleri kampus hastanesinde aynı hücreye konuldukları IŞİD’lilerin saldırısına uğradığını iddia etti. Saldırıyla ilgili Adalet Bakanlığı’na dilekçe gönderen Çelik, cezaevi savcılığına da suç duyurusunda bulundu.

 

Mezopotamya Haber Ajansı’ndan Sadiye Eser’in haberine göre 22 yıldır hükümlü olan epilepsi ve mesane kanseri hastası ve aynı zamanda İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) ‘Hasta Tutuklular Listesi’nde yer alan Çelik, sağlık sorunları nedeniyle birlikte kaldığı Süleyman Altun ile hastaneye sevk edildiler.

Çelik ve Altun, tedavi için götürüldükleri kampus hastanesinde jandarmalar tarafından içinde IŞİD’li tutukluların da bulunduğu hastane hücresine kondular. Bir süre sonra da fiziksel olarak şiddete maruz kaldılar.

Çelik, Adalet Bakanlığı’na gönderdiği dilekçede şunları yazdı: “Silivri 5 No’lu L Tipi Cezaevi’nde PKK’li hükümlü olarak bulunmaktayım. Son dönemlerde artarak devam eden ciddi can güvenliği ihlalleriyle karşı karşıya bırakılmaktayız. Hastane, mahkeme sevklerinde cezaevi dış güvenliğinden sorumlu jandarma güçleri tarafından fiili işkence tutumlarına maruz bırakılmaktayız. Gün geçtikçe ağırlaşan bu sorunlar, Kasım 2017 tarihinden beri devamlılık arz etmektedir. Mahkeme ve hastaneye götürülen arkadaşlarımız, küfür ve hakaretlerle fiziki saldırılara maruz kalmakta, linç girişimlerine varan işkencelere maruz bırakılmaktadır.”

Özellikle son dönemde kampus hastanesine götürülen arkadaşlarının jandarmanın kasıtlı uygulamasıyla IŞİD ya da adli suçlardan dolayı cezaevinde olan tutuklularla aynı hücre ve nezarethanelere konulduğunu iddia eden Çelik, “Kasti bir uygulama olan bu durum, bizi birbirimize vurdurtma girişimi olmaktadır. Askeri personel tarafından da ‘Sizler zaten aynısınız, birbirinizi yiyin’ biçiminde sözlü olarak dile getirilmektedir. Bu temelde taciz ve tehditlerle provokasyona açık ortam yaratılmaya çalışılmaktadır. Askeri personel tarafından hiç çekince duyulmaksızın ‘Siz bizim düşmanımızsınız, burada hepinizi öldüreceğiz, buradan sağ çıkmayacaksınız….’  gibi tehdit ve küfürlerle bizlere saldırılıp, işkence yapılmaktadır” diye yazdı.

Çelik, maruz kaldıkları saldırıyı dilekçesinde şöyle anlattı: “Bizleri DAİŞ’li kişilerle aynı nezarethaneye koydular. Burada DAİŞ’lilerin tehdit ve hakaretine maruz bırakıldık. Hakaret ve taciz eşliğinde saldırıya uğradık. Görevli askeri personelleri uyarmamız ve güvenliğimizin riske atıldığını, farklı hücrelere götürülme isteğimiz akabinde başta ilgili uzman çavuş olmak üzere askerlerce de darp edildik. Askerlerin saldırısına uğradık. Yerlere atılarak tekmelerle, yumruklarla ağır saldırılar ile karşı karşıya kaldık. Süleyman Altun arkadaşımın kafası, yüzü birçok asker tarafından tekmeli saldırıları sonucu yaralanmıştır.”

‘İki mahkum da yürüyemeyecek durumdaydı’

Hasta mahkum Çelik, dilekçesinde, mesane kanseri olması ve bir dizi ameliyat geçirmiş olmasına rağmen vücudunun kist bulunan bölgesine tekmeler atıldığını, aynı zamanda epilepsi hastası olduğunun bilinmesine karşın yumruk ve kelepçelerle kafasına vurularak darp edildiğini yazdı: “Bu saldırıların öldürme kastıyla yapıldığı askerlerin sözlü ifadelerinden de anlaşılmaktadır. Yine hastaneye götürülen başka arkadaşlarımız da benzeri sözlü-fiziksel saldırılara maruz kalmıştır. Son dönemlerde cereyan eden tüm bu tutum ve uygulamalar can güvenliğimin, can güvenliğimizin ne derece ciddi risk altında olduğunu göstermekte, ortaya koymaktadır. Askeri personelin bu kastı-kasıtlı tutum ve uygulamaları can güvenliğimizi açıkça tehdit etmekte, telafisi mümkün olmayan provokatör zeminlere yönelmektedir. Bütün bu tutum-uygulamalar şahsım açısından da can güvenliğime riskler oluşturmaktadır. Bu nedenle söz konusu tutum-uygulamaların sorumluları hakkında suç duyurusunda bulunuyorum. Can güvenliğimin sağlanmasını talep ediyorum. Gereğini bilgilerinize sunarım.”

Uğradıkları saldırı sonrası darp raporu alan Çelik ile görüşen avukatı Mesut Oruk, müvekkili ve arkadaşının aynı hücreye konuldukları IŞİD mensubu iki kişinin saldırısına uğradığı bilgisini verdi. Müvekkili Çelik’in daha önce de aynı askerler tarafından saldırıya uğradığını söyleyen Oruk, hastaneye sevk eden jandarmanın kötü bir niyetinin söz konusu olduğunu söyledi.

Çelik’in yürüyemez halde olduğunu, Altun’un ise koltuk değnekleri kullandığını aktaran Oruk, “Onların fiziken saldırma imkanları zaten yok. Karşı taraf, DAİŞ’liler onlara saldırıyor ve bunun üzerine de sanki onlar saldırı yapmış gibi tutanak tutuluyor. Bir de cezaevi idaresi sanki müvekkilim saldırmış gibi kendisinden savunma istemiş. ‘Niye rahat durmadın’ diye disiplin cezası verilmiş. Zaten cezaevi dışındaki bir alan iç soruşturmaya konu olamaz. Karşı taraf saldırmış ve jandarma sebep olmuş” dedi.

Oruk, saldırıya dair kamera görüntülerini temin ettiklerinde sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını da bildirdi.