Konya'da doktor Ekrem Karakaya'nın görevi başında öldürülmesi hastanelerdeki güvenlik önlemlerini tartışmaya açtı. CHP, sağlık kuruluşlarında silah taşınmaması için kanun teklifi sundu.Konya Şehir Hastanesi'nde görevli kardiyolog doktor Ekrem Karakaya'nın bir hasta yakını tarafından silahla vurularak öldürülmesinin ardından sağlık kuruluşlarındaki güvenlik sorunu ve sağlık çalışanlarının can güvenliği bir kez daha kamuoyunun gündemine geldi.Sağlıkta şiddetle ilgili tartışmalar, yaklaşık dört yıl önce 2018 yılının Ekim ayında psikiyatrist Fikret Hacıosman'ın çalıştığı hastanede silahla vurularak öldürülmesinin ardından da tartışılmıştı. Cinayetin ardından Türkiye Psikiyatri Derneği, sağlık kuruluşlarının iş sağlığı ve güvenliği yönünden denetlenip denetlenmediğine yönelik hukuki girişim başlatmış, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı ise derneğe sağlık kuruluşlarının iş sağlığı ve güvenliği yönünden denetlenmediği yanıtını vermişti.Yaşanan son olayla ilgili olarak DW Türkçe'nin sorularını yanıtlayan dernek avukatı Ziynet Özçelik, o günden bu yana her iki bakanlığın konuya ilişkin tutumunda değişiklik olmadığını söyledi. Her iki bakanlığın da sağlık çalışanlarının iş sağlığı ve güvenliğinden sorumlu olduğunu belirten Özçelik, yetkililerin yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini ifade etti.CHP TTB'nin kanun teklifi önerisini Meclis'e sunduMeslek örgütlerine göre, sağlık kuruluşlarında yaşanan şiddet olaylarının önüne geçmek için öncelikli olarak ateşli silahlarla ilgili kanunda bir değişiklik yapılması gerekiyor.Türk Tabipleri Birliği (TTB) bu konudaki önerisini iki hafta önce Meclis'te grubu olan partilere iletmişti. Teklif, silah taşıma ruhsatı bulunsa dahi, vatandaş ve bunun yanı sıra görevlilerin ateşli silahlarla giremeyeceği alanlar arasına sağlık kurum ve kuruluşlarının da alınmasını öngörüyor. CHP de Konya'da yaşanan cinayetin ardından harekete geçerek söz konusu kanun teklifini bugün TBMM'ye sundu. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu kanun değişikliği için meclisi olağanüstü toplantıya çağırdı.DW Türkçe'nin sorusunu yanıtlayan TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AKP İstanbul Milletvekili Abdullah Güler de ilgili düzenlemelerin zaten gündemlerinde olduğunu anlattı. Güler, sağlık kuruluşlarında alınacak önlemlerle ilgili yeni yasama döneminde gerekli değişiklikleri yapabileceklerini kaydetti.CHP'li Emir: Yönetmelikle x-ray cihazı konulabilirMuhalefet ise iktidarın bugüne kadar atması gereken adımları atmadığını savunuyor.CHP'nin aynı zamanda hekim olan Ankara Milletvekili Murat Emir, sağlık kuruluşlarına ateşli silahların yanı sıra delici ve kesici aletlerle rahatlıkla girilebildiğine dikkat çekti. Sağlık Bakanlığı'nın hazırlayacağı bir yönetmelikle AVM girişlerinde olduğu gibi sağlık kuruluşları girişlerine de x-ray cihazı konulabileceğini kaydeden Emir, "Sağlık emekçilerinin yaşam hakkına kastedilmesini önleyecek her türlü tedbirin alınması devletin yükümlülükleri arasındadır. İktidar, bir an önce hastanelerde ateşli, kesici ve delici aletlerin taşınabiliyor olmasının önüne geçecek tedbirleri almalıdır" dedi.Sağlıkta şiddet vakalarının artışına işaret eden Emir, "Sağlıkta şiddeti gösteren beyaz kod ihbar sayısına göre Türkiye'de her gün neredeyse 80'den fazla sağlıkta şiddet vakası yaşanıyor. Üstelik bu rakamlar 2021 verilerine göre ve bu yılki artışa dair bakanlık henüz bir açıklama yapmıyor" şeklinde konuştu.Ankara Tabip Odası: Yasalar yetersiz kalıyorAnkara Tabip Odası Başkanı Muharrem Baytemür de TTB'nin hazırladığı teklifle şiddetin önlenebilir bir durum olduğuna dikkat çektiğini kaydetti. Toplumda bir cinnet halinin yaşandığını ve bu cinnet halinin sağlık alanında çok daha fazla yansıdığını kaydeden Baytemür, "Bu şiddet dili özellikle yöneticilerin diline yansıyan bir şey. Tabipler Birliği, hazırladığı teklifle bu şiddet eylemlerinin cezasız kalmaması gerektiğini ve şiddetin önlenebilir bir durum olduğunu ifade etti" diye konuştu.Baytemür, "Şu anda sağlık kuruluşlarında içeriye silah hatta bomba bile sokabilirsiniz" ifadesini de kullandı. Bunun önüne geçebilecek bir düzenleme bulunmadığını kaydeden Baytemür, yürürlükteki yasaların caydırıcılık açısından yetersiz kaldığını ve bu konuda acilen gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiğini söyledi.