T24*
Türkiye’nin sığınmacı krizinden en çok etkilenen kentlerinden biri olan Hatay’da iklim kriziyle mücadele için düğmeye basıldı. Hatay Büyükşehir Belediyesi ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ile İlbank, bir milyon 600 bin kişilik nüfusunun yanı sıra 400 binden fazla Suriyeliye de ev sahipliği yapan Hatay için harekete geçti ve iklim kriziyle mücadele için “Sera Gazı Emisyon Envanteri ve İklim Değişikliği Eylem Planı”nı hazırladı.
Plan kapsamında kent genelinde 2030 yılına kadar artış gösterecek sera gazı emisyonlarında yüzde 23’lük azaltım öngörülürken, bunun kent genelindeki konutlarda doğalgaza geçilmesi, yalıtım uygulanması, toplu taşımada güzergah optimizasyonu ve araçların dönüştürülmesi, gıda atıklarının azaltılması, yeniden kullanım için kurtarma/bağış sistemi kurulması ile halkın iklim krizi hakkında bilinçlendirilmesi yoluyla yapılması planlanıyor. Hatay'da geçen hafta gerçekleştirilen “Hatay İli Sera Gazı Emisyon Envanteri ve İklim Değişikliği Eylem Planı Kapanış Toplantısı”nda planın detayları kamuoyuyla paylaşıldı.
Planın sunuş toplantısında konuşan Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, “Teknoloji baş döndürücü bir şekilde gelişiyor ama bunun için de hep yeni enerji gerekiyor. Teknolojinin nimetlerinden yararlanırken külfetlerinin de farkına varmaya başladık. Bunu nasıl tolere edeceğiz” diye sorarken, UNDP ile birlikte önlerine koydukları adımların yerine getirilmesi halinde ise Hatay’ın iklim kriziyle mücadelede sürdürülebilir bir plana sahip nadir Türkiye şehirlerinden biri olacağının altını çizdi.
Hatay Büyükşehir Belediyesi olarak çevre sağlığının korunmasına büyük önem verdiklerini ifade eden Savaş, gerçekleştirdikleri altyapı çalışmaları ve hizmete sundukları arıtma tesisleri ile kentin çöp depolama ve atık su sorunlarının çözümüne yönelik adımlar attıklarını da hatırlattı. Toplanan çöplerden 15 bin haneye yetecek elektriği ürettiklerini ifade eden Savaş, belediye olarak yeşil alanların arttırılmasına özen gösterdiklerini de ekledi.
Sadece 2018 yılında 7.2 milyon insanın, iklim değişikliği nedeniyle göçmen durumuna düştüğünü hatırlatan ve yakın gelecekte milyonlarca insanın iklim değişikliğinin negatif etkileri nedeniyle göç etmek durumunda kalabileceğini kaydeden UNDP Türkiye Mukim Temsilci Yardımcısı Sukhrob Khojimatov da bu sebepten de kapıda bekleyen krizle ilgili olarak 2014 yılından bu yana Türkiye’de yerel yönetimleri desteklediklerini belirterek, "Hatay Belediyesi bu kapsamda en önemli ortaklarımızdan biri” dedi.
Hatay Büyükşehir Belediyesi ile UNDP’nin kentte iş birliği yaptığı tek proje İklim Değişikliği Eylem Planı değil. TÜİK’in 2018 yılı verilerine göre 1.609.856 nüfusa sahip olan ve özellikle 2011 yılından beri, Suriye krizinin etkisiyle çok sayıda mülteciye de ev sahipliği yapması nedeniyle nüfusu artış göstermeye devam eden Hatay, Avrupa Birliği’nin sağladığı mali destekle finanse edilen ‘Suriye Krizine Yanıt Olarak Türkiye’de Dayanıklılık Projesi'nin (TDP) sürdürüldüğü 4 kentten biri.
UNDP, Khojimatov’un da dikkat çektiği gibi Türkiye’de Dayanıklılık Projesi’nin ’belediye hizmetlerini güçlendirme’ başlığı kapsamında Hatay Büyükşehir Belediyesi ile yakın şekilde çalışıyor. TDP’nin bir ayağı olan Reyhanlı, Kırıkhan, Yayladağı ve Samandağ ilçelerine 4 katı atık transfer istasyonu kurulması ile bu istasyonlara üçer adet katı atık transfer aracı ile birer adet kazıcı-yükleyici araç hibe edilmesi çalışması da İklim Değişikliği Eylem Planı kapsamında genişletilecek:
-Hatay ilinde işletmeye geçirilmesi planlanan Entegre Katı Atık Düzenli Depolama Sahası’nda, 2025 yılında biyometanizasyon, MBT, kompost ve ATY tesisleri devreye girecek.
-İskenderun Katı Atık Düzenli Depolama Sahası’nda mevcut durumda atıl olan MBT tesisinin verimli kullanımı sağlanacak ve 2020 yılında kompost ile ATY tesisleri devreye girecek.
Kademeli olarak işletmeye girecek katı atık yönetim tesisleri ile 2030 yılı itibariyle toplam yaklaşık 511.273,75 tCO2e/yıl emisyon tasarrufu olacağı öngörülürken; kent genelindeki sera gazı emisyonunu azaltmak şu adımların da atılması planlanıyor:
-Yalıtıma sahip olmayan konut binalarında ısı yalıtımı yapılması (Binaların yüzde 25’ine yalıtım yapılmasıyla elde edilecek tasarruf: 422.367,14 tCO2/yıl)
-Konut binalarında ısıtma amaçlı kömür kullanımından doğal gaz kullanımına geçilmesi (Isıtma amaçlı kömür kullanan binaların %60’ının doğalgaz kullanımına geçilmesiyle elde edilecek tasarruf: 610.908,95 tCO2/yıl)
-Konut ve konut dışı binalarda mekan soğutmada verimli sistem ve cihazları geçilmesi (Konut binalarındaki mahal soğutma amacı için kullanılan mevcut klima cihazlarının % 50’si nin A++ ve üzeri verimliliğe sahip cihazlar ile değiştirilmesi durumunda elde edilecek tasarruf: 130.826,07 tCO2/yıl)
-Konut binalarında enerji sınıfı yüksek elektrikli ev aletlerinin kullanımının yaygınlaştırılması (Konutlarda kullanılan elektrikli ev aletlerinin 2030 yılına kadar A+ ve üzeri enerji sınıfı olan cihazlar ile % 75 oranında değiştirilmesi sonucunda elde edilecek tasarruf: 192.274,21 tCO2/yıl)
-Toplu taşımada hat optimizasyonları ve araç dönüşümleri
-Kent içi trafik düzenlemeleri
-Bisiklet ulaşımının yaygınlaştırılması
-Elektrikli ve hibrit araçların teşviki
Eylem planı kapsamında sera gazı emisyonlarında azaltım en çok kentteki konut ve belediye binalarında gerçekleştirilecek değişikliklerle sağlanacak. Konutlar ile belediye binalarında gerçekleştirilecek değişikliklerle sera gazı emisyonlarının yılda 1 milyon 300 bin tCO2e’den fazla azaltılması amaçlanırken, bu ‘tasarruf’ miktarının ulaşımda 168 bin tCO2e/yıl, tarım, orman ve diğer arazilerdeki dönüşümlerle 429 bin tCO2e/yıl, atık yönetiminde ise 526 bin tCO2e/yılın üzerinde olması hedefleniyor.
Hatay Büyükşehir Belediyesi, İklim Değişikliği Eylem Planı ile birlikte Türkiye’nin benzeri bir yol haritasına sahip 16 büyükşehir belediyesinden birisi olacak. Proje kapsamında Hatay için bireysel ve kurumsal bazda karbon ayak izi ölçümü ve ilgili izleme değerlendirme mekanizmalarının belirlenmesi için ulusal ve uluslararası standartlarda karbon ayak izi envanteri oluşturuldu.
UNDP, Hatay Büyükşehir Belediyesi'ni 2030 hedeflerine ulaşabilmesi için destekleyecek gerekli kısa, orta ve uzun vadeli hedef, politika ve uygulamaları hayata geçirmeyi amaçlayan eylem planı hazırlarken; aynı zamanda sürdürülebilirlik, iklim dostu şehircilik, sera gazı azaltımı gibi konularda da belediye için teknik, kurumsal, organizasyonel ve insan kaynağı kapasitesini güçlendirecek eğitim modülleri oluşturdu, belediye personeline bu konuda gerekli eğitimleri verdi. Ayrıca, iklim değişikliği ile mücadele konusundaki yerel farkındalığı artırmak için internet bazlı “Karbon Ayak İzi Veri Tabanı ve Hesaplama Modülü” hazırlanarak, Büyükşehir Belediyesi'nin ve Hataylıların kullanımına sunuldu.
İklim değişikliğinden ya da sığınmacı krizinden bahsederken UNDP'nin rolünü ilk bakışta anlamak zor. UNDP'nin temelde kalkınma alanında çalıştığını ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri konusunda bir entegrasyon yaratmaya çalıştığını ifade eden UNDP Türkiye Mukim Temsilci Yardımcısı Khojimatov kurumun temeldeki işlevini "Biz Türkiye’de devlet kurumları, kamu dışı kurumlar, özel sektör ve akademi için toplulukların, bölgelerin, kentlerin kalkınma ile sürdürülebilirliği konusunda noktaları birleştirebilmeleri için kolaylaştırıcı bir ortam yaratmaya çalışıyoruz" sözleriyle özetliyor.
UNDP Suriye Krizine Yanıt ve Dayanıklılık Projesi (TDP) Belediye Hizmetleri Bileşeni Proje Müdürü Sertaç Turhal da bölgede yaptıkları çalışmayı, "Suriyeli nüfusun yoğun olarak yaşadığı dört ilde belediyelere hem altyapı desteği veriyoruz hem de teknik olarak kapasitelerini artırmaya çalışıyoruz" sözleriyle anlatıyor ve şöyle devam ediyor:
"Altyapı desteklerinin arasında katı atık tesisleri ve içme suyu, atık su yatırımları var. Yakın dönemde, katı atık yönetim planlarını tamamladık belediyelerin. Bunun dışında teknik destek adı altında ‘Karbon Ayak İzi’ ve ‘İklim Değişikliği Eylem Planı’ çalışmalarımız da var. Ayrıca, başka benzeri olmayan bir şekilde TDP kapsamındaki çalışmaları yaparken cinsiyet eşitliği alanına da özen gösteriyoruz, her bir projemizde bu temelde ilerliyoruz.
"Neden yapıyoruz bunları? Çünkü bu bölgede 1.5 milyondan fazla Suriyeli mülteci yaşıyor ve bu belediyeler üzerine ciddi bir yük getiriyor. Ev sahibi topluluklara hizmet götürmekte bile zorlanan belediyeleri altyapı desteğiyle bir nebze rahatlatmanın yanı sıra teknik destek anlamında ve sosyal uyum konusunda çalışmalar yaparak da onlara yardımcı olmaya çalışıyoruz. Sosyal uyumun olmadığı yerlerde sosyal eşitsizlik de artıyor ve UNDP de aktif olduğu yerlerde bunu elimine etmek için uğraşıyor."
UNDP'nin dayanıklılık temelinde kurguladığı sürdürülebilir kalkınma projeleri sığınmacı krizinden en çok etkilenen şehirlerdeki yaşam koşullarında kolektif bir artış sağlayarak bir arada yaşamın nasıl kurgulanabileceğine dair ön açıcı bir örnek oluşturmaya devam ediyor; BM'nin 2030 Gündemi sloganının da söylediği gibi, "Kimseyi arkada bırakmayarak..."