Diyarbakır
DTK Eş Başkanı Hatip Dicle, sokağa çıkma yasağının 86 gündür uygulandığı Diyarbakır’ın Sur ilçesi için hükümete çağrıda bulundu. “Diyarbakır yeni bir Cizre vahşetine tanık olamaz, bunu kaldıramaz” diyen Dicle, 27 Şubat Cumartesi günü HDP, DBP, DTK, STK temsilcileri ile tüm belediye eşbaşkanlarının Koşuyolu Parkı’nda bir araya gelerek, “Sur’a ses vereceklerini” söyledi. Hatip Dicle, “Biz bu savaşa yabancı değiliz. Bu kadar ahlaksız, bu kadar hukuksuz bir savaş yürütülmemişti. İntikam dürtüsüyle yapılıyor. Cizre’de savaş hukuku rafa kaldırıldı. Cenevre Sözleşmesi’ne göre, Türkiye savaş suçu işliyor” diye konuştu.
DTK’nın Diyarbakır’daki merkez binasında düzenlenen basın toplantısına DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle, DBP Eşbaşkanı Kamuran Yüksek, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak, HDP Diyarbakır İl Eşbakanı Ömer Önen ile KJA Koordinasyonu Üyesi Sara Aktaş ve çok sayıda HDP’li vekil katıldı.
İlk konuşmayı yapan Dicle, sokağa çıkma yasağı ve çatışmaların 86 gündür sürdüğü, sivillerin mahsur kaldığı Diyarbakır’ın Sur İlçesi için çağrı yaptı. Cumartesi günü saat 13.00’te tüm eş başkanların katılımıyla Koşuyolu’nda kitlesel basın toplantısı yapılacağını ifade eden Dicle, Diyarbakır halkını açıklamaya katılmaya çağırdı. Dicle, 62 yaşında olduğunu ve 40 yıldır da aktif siyasetin içinde bulunduğunu vurgulayarak, “Diyarbakır halkını doğumdan beri burada yaşayan biri olarak bu sessizlik kimseyi yanıltmamalı. Diyarbakır Cizre benzeri bir katliama izin vermez, bunu kaldıramaz. Bu sözümüz bir uyarı olarak algılanmalıdır. Sabrının taşma noktasına geldiğini bilmesini istiyoruz” diye konuştu.
Konuşmasında Dolmabahçe Mutabakatı’nı hatırlatan Dicle, şöyle devam etti: “Zorlu ve tarihi bir süreçten geçiyoruz. 28 Şubat Dolmabahçe Mutabakatı’nın yıldönümü. Ona dikkat çekmek önemlidir. Başmüzakereci Sayın Öcalan’ın yürüttüğü iki yıllık süreç sonucunda artık müzakere sürecine gelindiği, 10 madde üzerinden görüşüldü. Birlikte TV’ler önünde verilen görüntü eşliğinde çok önemli tarihi bir belge niteliğindeydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Dolmabahçe Mutabakatı’ndan haberim yok, Kürt sorunu yok’ deyip masayı devirdi. Birinci yılı yaklaşırken bu günlere nasıl geldiğimizi hatırlatmamız lazım. Nisan ayı başlarında diyalog masasının müzakere masasına dönüştürmesini engelleyen kesimdir. Bu savaşın bizzat sorumlusu Erdoğan ve Saray çevresi ile AKP’dir. Heyetler şunu diyorlar, “Ateşkes koşullarına bazı kesimler uymadı.” Bazı silahlı birimler illere girdi, biz de buna göz yummazdık diyorlar. Gerçek öyle mi? Bizzat yaptığımız görüşmelerde de hendekler vardı. Bingöl-Lice’de hendek vardı. Sayın Öcalan bir heyet gönderip sorunu anlamak istedi. Halk inisiyatifleriyle görüşüldü. Lice ve Bingöl karakol yapımları neden yapılıyor denildi. Ve sonucunda bir mutabakata varıldı. Hem karakollar durdu, hem de hendekler kapandı. Ekim 2014’te bazı gençlerin Cizre’de kazdığı hendekler vardı. Ben görevlendirilmiştim. Bir dizi görüşmeler sonucunda, Cizre’deki gençlere dönük operasyonlar durdurulacak, hendekler kapanacak. Görüşmeler olduğunda sorunlar çözülüyordu. Nisan’da Erdoğan masayı devirdiğinde gün gün savaş tırmandırıldı.”
“7 Haziran seçimlerinden sonra bir arada yaşamanın köprüleri havaya uçuruldu” diyen Dicle, “Biz bu savaşa yabancı değiliz. Bu kadar ahlaksız, bu kadar hukuksuz bir savaş yürütülmemişti. İntikam dürtüsüyle yapılıyor. Cizre’de savaş hukuku rafa kaldırıldı. Cenevre Sözleşmesi’ne göre, Türkiye savaş suçu işliyor. Sağlık çalışanları öldürülemez, gazeteciler asla hedef alınamaz. Bunlar yapıldı. Siviller vuruldu. Yetmedi yakıldı. Yeni Madımak yaşandı. Çağdaş Kerbelalar yaşandı. Savaşın kuralları var onlara da uyulmuyor. Yaralıların alınması için ara verilir, cenazeler alınması için iki taraf ara verir. Ama bunların hiçbiri yapılmadı. Ölenler ölüyor geride kalanların insanlığı ölüyor” dedi.
Sur’da sivillerin tahliyesi için STK temsilcilerinin 24 saatliğine operasyonlara ara verilmesi çağrısını desteklediklerini belirten Dicle, “Yeni ölümlerin olmaması için hükümet bu aklıselim çağrıya olumlu yanıt vermelidir. Devletin saygınlığı öldürmek, ezmekle olmaz onun hukuk ve demokrasiye bağlılıkla ölçülür” diye konuştu.
DBP Eşbaşkanı Kamuran Yüksek ise bölge genelinde görülmemiş vahşetlerin yaşandığını ifade ederek, “Cizre’de yaptıklarının aynısını Sur’da dayatıyorlar. Ya teslim olun ya da katlederiz diyorlar. Cizre’de insanlar can çekişerek katledildi. Başbakan Kürt halkının da devletiyiz diyor. Hani nerede? Hani yaşam hakkı kutsaldı? Yaralıları neden kurtarmadınız? Hükümet bu vahşetlere hüviyetini kaybetmiştir” dedi.