Adana’nın Dilekkaya köyünde yaşayan Hatun Dilci, Roma dönemine ait paha biçilmez onlarca arkeolojik eseri, müze müdürlüğünün izniyle evinin bahçesinde sergiliyor. Arkeloji Haber'de yer alan habere göre, Anavarza Kalesi eteklerine kurulan Dilekkaya köyündeki adeta açık hava müzesini andıran evin bahçesinde, Roma dönemine ait lahit, heykel, sütun başlıkları ve kabartmalardan oluşan çok sayıda arkeolojik eser bulunuyor.
72 yaşındaki Hatun Dilci, 8 çocuğu bulunduğunu, 1966’da başladığı Anavarza Antik Kenti’ndeki bekçilik görevini 2005’te emekli olana kadar sürdürdüğünü, bu sürede güvenlik amacıyla Adana Müze Müdürlüğünün izniyle tarihi eserleri evinin bahçesine getirdiğini söyledi. Yaşamını 22 yıl önce yitiren eşi Kanber Dilci’nin de antik kentte bekçilik yaptığını, bu görevi şimdi büyük oğlunun devam ettirdiğini belirten Dilci, “Devlet yetkililerin bizlere güveni, bizim de görevimize sarılmamız sonucu evimizin bahçesi açık hava müzesine döndü” dedi.
Ev yapmak için temel kazarken tesadüfen rastladıkları mozaik zeminin, antik kentte bekçilik görevine başlamalarına vesile olduğunu anlatan Dilci, şöyle devam etti: “Başımızı sokacak bir ev yapmaya karar verdik. Köyde bulduğumuz araziyi temizlerken ‘Balıklı Mozaik’i bulduk. Durumu yetkililere bildirdik. Bize mükafat olarak 500 lira verip, evi biraz ileri yapmamızı istediler. İkinci yere evin temelini kazarken bu kez de başka bir mozaik zeminle karşılaştık. İki tavuk satıp yol parası yaparak Adana’ya valiliğe gittik. Valiyle görüştük. Vali, müze müdürüne telefon edip çağırttı. Hep beraber valinin pikabıyla mozaiği bulduğumuz yere geldik. Yetkililer, bir süre inceleme yaptıktan sonra bize ‘Kral Kızı Mozaiği’ni bulduğumuzu söyledi. Vali, kocamı alnından öptü, burada bekçilik teklif etti. Devlet üniforma ve silah verdi, o günden sonra geçim sıkıntımız azaldı.”
Tarihi eser kaçakçılarıyla mücadele ediyor
Birkaç yıl sonra kendisini de bekçi olarak işe aldıklarını ifade eden Dilci, göreve başladıktan sonra tarihi eser kaçakçıları ve definecilere karşı mücadele ettiklerini vurguladı.”Bir yandan uçsuz bucaksız antik kenti koruyor bir yandan da ortalıkta bulunan eserleri, başına bir şey gelmemesi için birer birer evimizin bahçesine getirmeye çalışıyorduk” diyen Dilci, kaçakçı ve definecilerle birçok kez karşı karşıya geldiklerini söyledi.
Dilci, “Vazife kutsal, devletin bize güvenini sarsmamamız lazım. Aldığımız maaşın helal olması için hiçbir kaçakçı ve defineciye göz yummadık. Nerede değerli bir eser varsa getirdik, kaçakçıdan kazıcıdan aldık, getirdik, bahçemize koyduk” bilgisini verdi.
İlerlemiş yaşına rağmen ziyaretçi ve turistlere antik kent konusunda rehberlik yapan Dilci, şunları kaydetti: “Bu tarihi kent için hayatımı verdim. Bu kent yüzünden başıma gelmedik kalmadı. Kaçakçılar ve defineciler evimi yakmaya çalıştılar, hayvanlarımı zehirlediler, ineklerim öldü, arı kovanlarıma zehir sıktılar. Uyarı ve ikazlarımız yüzünden köylüler bizden fazla hoşlanmazdı. Sit alanında araziyi süren, surlardan taş söken köylülerimle çok defa karşı karşıya geldim. Her ne yaptılarsa yılmadım, görevimin hakkını vermeye gayret ettim. Bu yaşımdayım hala buraların gönüllü bekçiliğini yapıyorum. Gece sabaha kadar o pencereden bu pencereye gözetler dururum. Kendi oğluma bile güvenmem.”
Anavarza Antik Kenti’nde yeniden başlatılan kazı ve restorasyon çalışmalarına sevindiğini belirten Dilci, köyünün sokaklarının yerli ve yabancı turistlerle dolduğu günleri görmek istediğini ve sonraki nesillerin tarihi kalıntılara daha iyi sahip çıkacağına inandığını sözlerine ekledi.