Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal, 15 Temmuz gecesi uçaklara "Kalkmayın" emr verilmesine rağmen nasıl havalandığını anlattı. "Düğünde bulunmayan 4'üncü Ana Jet Üssü Komutanı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı tarafından arandı. Uçakların kendisine ait olup olmadığı soruldu" diyen Ünal, "‘Evet' cevabı alınınca derhal indirmesi talimatı verildi. Ancak komutan ‘Mecburum, siz de ben de hayati tehlike içindeyiz' ifadesiyle telefonu kapattı" diye konuştu. "Hazır bulunan üs komutanlarına durumun kontrol altında olduğu tekmili verildiğini" söyleyen Ünal, "Sadece 8'inci Ana Jet Üs Diyarbakır Komutanı kalkış hazırlığında 6 uçak olduğunu ifade etti. Engellemesi talimatına rağmen engelleyemedi/engellemedi" dedi.
15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili soruşturmalar cumhuriyet savcıları tarafından derinlemesine araştırılıyor. Soru işaretlerine cevap bulunmaya çalışılıyor. O gece düğünden alınıp Akıncı Hava Üssü'ne götürülen Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal, diğer komutanlarla birlikte kurtarıldı. Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk'ün haberine göre, Abidin Ünal, Milli Savunma Bakanlığı'na gönderdiği bilgi notunda o unutulmaz geceyi şöyle anlattı:
“15 Temmuz 2016 tarihinde Korgeneral Mehmet Şanver'in daveti ile kızının İstanbul'daki düğün törenine Hava Kuvvetleri Komutanı olarak benimle birlikte 23 hava generali iştirak etti. Saat 19:06 civarında Ankara'daki Harekât Merkezi Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na Genelkurmay Harekât Merkezi tarafından uçuşların kesildiği ve havadaki uçakların inmesi gerektiği talimatının geldiğini rapor etti.
Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na Genelkurmay Başkanlığı'ndan aktarılan bilgilerde darbe teşebbüsünü ima eden herhangi bir ifade yer almadı. Uçuşların durdurulması ile ilgili talep tüm birliklere Eskişehir'deki Hava Harekât Merkezi tarafından 19:26 itibarıyla iletildi. Daha sonra iki kez teyit edildi.
Hava Kuvvetleri Komutanlığı, uçuşları durdurmanın ne anlama geldiğini ve yapılan işlem hakkında bilgi alışverişi için Sayın Genelkurmay Başkanı ve Genelkurmay İkinci Başkanı'na ulaşıp sormak istedim. Ancak anılan komutanların emir subayları tarafından ‘toplantı halinde' oldukları ve geri dönüş yapacakları söylenmiş ama hiç geri dönüş olmadı. Uçuş yasağına ilişkin işlemler 21:05'te tamamlandı, 36 uçak inişini tamamladı.
Ancak getirilen bu yasaklamalara rağmen 22:15 itibarıyla Ankara üzerinde uçuşların başladığını öğrendik. Duruma süratle müdahale etmek maksadıyla düğünde bulunan generallerden derhal kendi birliklerine ulaşarak varsa kalkışların engellenmesi ‘Üssünden uçak kalkan üs komutanları Divan-ı Harp'liktir!' uyarısında bulundum.
Bu arada düğünde bulunmayan 4'üncü Ana Jet Üssü Komutanı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı tarafından arandı. Uçakların kendisine ait olup olmadığı soruldu. ‘Evet' cevabı alınınca derhal indirmesi talimatı verildi. Ancak komutan ‘Mecburum, siz de ben de hayati tehlike içindeyiz' ifadesiyle telefonu kapattı. Hazır bulunan üs komutanları durumun kontrol altında olduğu tekmilini verdi. Sadece 8'inci Ana Jet Üs Diyarbakır Komutanı kalkış hazırlığında 6 uçak olduğunu ifade etti. Engellemesi talimatına rağmen engelleyemedi/engellemedi.
Bu arada Eskişehir'deki Harekât Merkezi'nin takviyesi için İstanbul'dan derhal 2 korgeneral, 1 tümgeneral ve 1 tuğgeneral yola çıkarıldı. Eskişehir'deki Hava Harekât Merkezi ile telefon irtibatı sürdürüldü. Yoğun telefon görüşmeleri ortamında tüm hava generallerinin aranmasına devam edildi. Akıncı'da bulunan Orgeneral Akın Öztürk de Muharip Hava Kuvveti Komutanı tarafından arandı.
Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın emirlerine hilafen uçuş yapıldığı, durumun ne olduğu soruldu. Habersiz olduğu cevabı alınınca şüphe ile karşılandım ama yine de derhal engel olmasını istedim. Ancak kendisinden dönüş olmadı. Bu süreçte değişik meydanlardan kontrolsüz uçuş girişiminde bulunan darbecilerin hangi meydanda ne düzeyde etkin oldukları bilinmiyordu. Ayrıca Ankara'daki Hava Harekât Merkezi darbecilerin kontrolü altındaydı. Birliklere Hava Kuvvetleri Komutanı adı kullanılarak değişik görevler verilmesi riski sebebiyle; öncelik Ankara'daki Hava Harekât Merkezi'nin devre dışı bırakılması ve uçakların kalkışlarının engellenmesiydi.
Tarafımdan Ankara'da bulunan kurmay başkanı vekiline Hava Harekât Merkezi'nin devre dışı bırakılması talimatını verdim. Yanında bulunan tüm sorumlu birlik komutanlarına önce sözlü, sonra yazılı olarak verilen emirle, meydanlarda bulunan uçakların kalkışının engellenmesine yönelik her türlü tedbiri almaları direktifi verdim.”