Hava sıcaklığı düşüşünün insan psikoloji ile doğrudan ilişkili olduğunu belirten Uzm. Klinik Psikolog Selin Küçük, “Sonbaharda zayıflayan güneş ışınları mutluluk hormonunun salgılanmasını azaltır, uyku hormonunun üretimini arttırır ve bu artış ve azalış beyin kimyasının değişmesine, buna bağlı olarak da depresyona yol açabilir” dedi.
Mevsimsel depresyonun sonbahar ve kış aylarında ortaya çıkabileceğini kaydeden Medicana Kadıköy Hastanesi Uzm. Klinik Psikolog Selin Küçük, “Havadaki bu değişimler bizlerin de ruhsal değişimler yaşamasına neden olmaktadır. Yapılan araştırmalarda hava sıcaklığının ve gün ışığının insan psikolojisine etkileri olduğu bilinmektedir” diye konuştu.
Havalardaki ani değişimler sonucunda biyolojik ve ruhsal değişimler Yaşandığını söyleyen Küçük, “Kış aylarında daha yorgun, düşük enerjili ve yüksek kalorili yiyecekler tüketmeyi tercih ederken, bahar aylarında bitkilerde de olduğu gibi daha canlı, enerjimizin daha yüksek ve daha az kalorili yiyecekler tüketmeyi tercih ederiz. Havadaki ani değişimler sonucunda: depresyon, aşırı duygusallık, hassaslık veya çatışmaya meyilli olma durumu, yorgunluk hali, eklem ve baş ağrıları, uykuya dalmada problemler veya aşırı uyuma, yeme değişimleri gibi kişiden kişiye farklılık gösteren durumlar ortaya çıkabiliyor” ifadelerini kullandı ve ekledi:
“Genelde yağmurlu, kapalı havalarda insanların enerjisinin azalmış, daha içe dönük ve karamsar bir ruh hali içerisinde olduklarını, aşırı sıcak havalarda da çatışma içerisine daha çabuk giren, sabırsız, halsiz ve yorgun bir ruh hali içerisinde olduklarını bilinmektedir. Güneşli, açık, temiz bir havanın insan psikolojisi üzerinde olumlu etkileri vardır. Dünyanın en büyük enerji kaynağı olan güneş bizlerin de biyolojik ve ruhsal durumlarını etkilemektedir. Yapılan araştırmalarda güneş ışığının vücudumuzdaki serotonini artırdığı bilinmektedir.”
Serotonin seviyesinin önemine dikkat çeken Küçük, “Serotonin, psikolojimizin dengede olmasını sağlayan, zindelik, mutluluk, canlılık hissi veren, uyku döngümüzün düzenlenmesine yardımcı olan dikkatimizi toplamamızı destekleyen, beyindeki hücreler arasındaki iletişimi sağlayan bir kimyasaldır. Serotonin eksiliğinde, yorgun ve sıkılgan ruh hali, kaygıların artması, mutsuzluk, uykuya dalmakta veya uykuya geçişlerde güçlük çekme gibi durumlar ortaya çıkabilir. Bu yüzden serotonin seviyesinin dengede olması psikolojik ve fizyolojik sağlık açısından önem taşımaktadır. Bu seviyeyi dengede tutabilmek için: egzersiz yapmak, gün ışığında zaman geçirmek, stresten uzak durmak gerekmektedir” açıklamasında bulundu. (DHA)