En kurak yazlardan birini geçiren İstanbul'da, üçüncü havalimanı inşaatı alanındaki 70 gölün suyu, kanallarla Karadeniz'e akıtılmaya başlandı. Uzmanlar, su ihtiyacının yüzde 5'inin bu sulardan karşılanabileceğini söylüyor. İSKİ'nin görüşü ise olumsuz.
Cihan Haber Ajansı’nın haberine göre, uzmanlar, kuraklık nedeniyle su sorunu yaşayan İstanbul’da bu göllerdeki suyun analizleri yapıldıktan sonra yeniden kullanılabileceğini kaydetti. Hidrojeoloji uzmanı Prof. Dr. Murat Özler, bölgedeki göllerin suyunun terfi istasyonları ile Terkos Gölü’ne taşınabileceğini ifade etti. İSKİ yetkilileri ise bölgedeki suların içme suyu olarak kullanılmasının uygun bulunmadığını belirtti.
İstanbul’un kuzeyine yapılacak olan üçüncü havalimanı projesinin çalışmaları devam ediyor. Projenin nihai Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna göre, yapılacak çalışmalarda önemli miktarda dolguya ihtiyaç olacak. Raporda, bölgedeki taş ocaklarının doldurulmasının yanı sıra su birikintilerinin de ortadan kaldırılması gerektiği kaydediliyor. Bu çerçevede alandaki göl suları kanal açılarak Karadeniz’e boşaltılmaya başlandı. Çapının 3 kilometreyi bulduğu, derinliğinin ise 50 metreyi aştığı Akpınar merası ile İmrahor arasında kalan bir gölün suyu iş makineleriyle kanal açılarak Karadeniz’e akıtılıyor. Gelişim Üniversitesi Rektör Yardımcısı hidrojeoloji uzmanı Prof. Dr. Murat Özler, bölgedeki büyük göllerde İstanbul’un ihtiyacının yüzde 5’i kadar su kaynağının olabileceği iddiasında bulundu. İSKİ yetkilileri ise alandaki göl ya da su birikintisinin içme suyu olarak kullanılmasının uygun bulunmadığını dile getirdi. İSKİ yetkilileri, bunun sebeplerini şöyle sıraladı: “Su kalitesi mevcut ham su kaynaklarımızın su kalitesi seviyesinde değildir. Membaı olmayan su göletleridir. Mansabı olmadığından suyun yenilenme imkanı bulunmamaktadır. Suyun cazibe ile Terkos Gölü’ne aktarılma olasılığı yoktur. Suyu göletlerden en az 80 metre terfi edecek istasyonlara ihtiyaç vardır. Toplam su miktarı yaklaşık 15 milyon m3 hesap edilmiş bu suyun ancak 8 milyon m3’ünün kullanılabileceği görülmüştür.”