Bayrampaşa Cezaevi’nde 21 yıl önce 12 tutuklu ve hükümlünün ölümüyle sonuçlanan 'Hayata Dönüş' Operasyonu davasında dinlenen Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun, "Operasyon devletin hakimiyeti ve insan hakları için yapılmıştır. Bu operasyonun yapılmasıyla terör ve çıkar amaçlı suç örgütlerine son verilmiştir" dedi.
F tipi cezaevlerine ve tecrit sistemine karşı başlatılan ölüm orucu ve açlık grevlerine yönelik gerçekleştirilen, 32 kişinin öldüğü, 600’den fazla kişinin yaralandığı ve adına ‘Hayata Dönüş’ denilen operasyonun hukuki süreci devam ediyor.
Son olarak; Bayrampaşa Cezaevi’nde 21 yıl önce 12 tutuklu ve hükümlünün ölümüyle sonuçlanan operasyonun davasının 46. celsesinin görülmesine devam edildi. Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada taraf avukatları hazır bulundu.
Duruşmada SEGBİS sistemi ile tanık olarak dinlenen dönemin Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun, "olayın yaşandığı dönemde devletin uzun yıllar cezaevlerine hakim olamadığını, cezaevlerinin terör örgütleri için okul vazifesi gördüğünü, örgüt üyelerinin cezaevlerinde eylem planları yaptığını, hükümlü ve tutukluların rehin alındığını, cezaevlerine silahların sokulduğunu ve güvenlik görevlilerinin koğuşlara giremediğini" öne sürdü.
Ertosun beyanının devamında “Terörle Mücadele Kanunu ve Çıkar Amaçlı Örgütlerle Mücadele Kanunu çerçevesinde, F tipi cezaevleri ortaya çıktı. Örgüt üyeleri amaçlarına karşı olduğu için bunu istemiyorlardı. 20 Ekim 2000’de açlık grevine, 20 Kasım’da ölüm oruçlarına başlanıldı. 19 Aralık’ta 60 gündür açlık ve ölüm oruçları devam ediyordu. 60 gün kritiktir. 60 günde ölümler başlar. Operasyondan önce araya giren heyetler, uzlaşma sağlamak için çaba gösterdiler. 60. gün yaklaştığında oruçlar bitmedi. Cezaevlerindeki yetki, başsavcılarınındır. 60. gün yaklaştığında başsavcılar arama kararı verdiler. Operasyon devletin hakimiyeti ve insan hakları için yapılmıştır” dedi.
20 cezaevinde bu durumun yaşandığını söyleyen tanık Ertosun "Konu bize iletildi, biz bakanlıklara ilettik. Ölüme yatanların kurtarılması gerekiyordu. Arama yapılmak için girildiğinde ateş açılmış ve güvenlik görevlileri de bu duruma müdahale etmiştir. Sonuçta bu operasyonun yapılmasıyla terör ve çıkar amaçlı suç örgütlerine son verilmiştir. O dönemde yapılan cezaevleri bir reformdur. Bu cezaevlerini denetleyen Avrupa Birliği komisyonu F tipi cezaevlerinin uluslararası standartlara uygun olduğunu belirtmişlerdir. İnsanlar orada bırakılsa öleceklerdi. Kimsenin ölmesi istenmedi. Sonuç itibarıyla direniş oldu" sözlerini kullandı.
"İçişleri Bakanlığı operasyonu yapmıştır. Hayata Dönüş ismini koyan biz değiliz" diyen Ertosun, şöyle konuştu:
"Adalet Bakanlığı’nın operasyon yapma durumu yoktur. Milli Güvenlik Kurulu’nda bile cezaevlerinin durumu görüşüldü. Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel bile Türkiye’nin en büyük sorununun cezaevleri olduğunu söylemiştir. Arama kararlarını gerçekleştiren İçişleri Bakanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı’dır. Operasyon kararını veren hükümettir. Ben operasyonel bir bakanlıkta çalışmıyordum. Yapılan toplantılarda izlenimlerimizi aktarıyorduk. Her şey değerlendiriliyordu.
Tanık beyanının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Hayata Dönüş Operasyonu’nda görevli komutanlardan sanık emekli binbaşı Zeki Bingöl’ün duruşmada dinlenilmesi için adres tespitinin yapılmasına karar verdi.
Mahkeme ayrıca Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği’ne yazı yazılarak 1999 ile 2000 yılları arasında Bayrampaşa Cezaevi ile ilgili herhangi bir karar alınıp alınmadığının sorulmasına da hükmetti. Mahkeme dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın SEGBİS sistemi ile tanık olarak dinlenilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.
F tipi cezaevlerinin mimarlarından olan ve 'Hayata Dönüş' Operasyonu sırasında Cezaevleri Genel Müdürlüğü görevinde bulunan Ali Suat Ertosun'a 2004 senesinde hükümet kararıyla 'Devlet Üstün Hizmet Madalyası' verilmişti.