Çokluk, şunları söyledi: “Otopsi sonrası cenazeyi göndereceklerini söylemelerine karşın Türk ateşe bizi arayarak, ‘Otopsi yapılmasını istemezseniz hemen cenazeyi yollarız’ dedi. Ateşe, ‘Zaten intihar etmiş ve intihar mektubu çıktı’ dedi. Kafamızı karıştırdı. Biz de ‘öyleyse cenaze beklemesin yollayın’ dedik. Çünkü pasaportumuz bile yok Almanya’ya gidemezdik.”
Oğlunun darp edildiğini öne süren Çokluk, “Cenaze gelmeden önce Almanya’dan bir imam aradı. ‘Oğlunuzun cenazesini yıkayacaktık fakat siz cenazeye otopsi yaptırın biz dokunmayalım’ dedi. Cenazeyi İstanbul’a yolladılar ve gözlerimize inanamadık. Oğlum darp edilmiş, işkence yapılmış hatta çok sayıda kemiği kırılmış. Kafatasında da kırıklar vardı. Hemen otopsi yapılmasını istedik” şeklinde konuştu. Türkiye’de otopsi yapıldığını söyleyen Baba Çokluk, sonuçlarını beklediklerini ifade etti.
Olayın üstünün kapatılmaya çalışıldığını düşünen Çokluk, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“‘İntihar mektubu var’ denilerek yanıltıldık fakat bahsedilen mektup Mert’in kız kardeşinin yıllar önce abisine yazdığı ve Mert’in hatıra olarak sakladığı bir mektup. Bu mektubu bize intihar mektubu olarak sundular. Oğlum intihar etmiş olamaz. Oğlumun ölümü aydınlatılsın.”