Hayatınızdaki dijital stresi azaltmanın yolları

Hayatınızdaki dijital stresi azaltmanın yolları

Ayşe Zeynep Güldiken

(GQ, 06 Ağustos 2012)

Her gün bilgisayarınızın önünden kalkamıyor, telefonunuzu elinizden bırakamıyorsunuz. Vücudunuz özellikle merkezi sinir sisteminiz ve beyniniz size önemli bir mesaj vermeye çalışıyor olabilir.

Normalden fazla bilgiye maruz kalıyor musunuz ölçmek istiyorsanız bunun çok basit bir yöntemi var. Günlük hayatta kendiniz üzerinde küçük bir deney yapın. Bilgisayarınızın başındayken internet tarayıcınızda kaç tane sekmenin ya da kaç farklı pencerenin açık olduğuna bakın. Büyük ihtimalle en az üç ya da dört tane pencere/sekmenin açık olduğunu göreceksiniz. Siz gün içerisinde bir yandan işinizi yapmaya bir yandan faturalarınızı ödemeye bir yandan o çok okumak istediğiniz makaleye göz atmaya çalışırken beyniniz ve sinir sisteminiz aynı bir dinamo gibi ısınıyor. “Çoklu görev” denilen bu alışkanlık her geçen gün sağlığınızı bozmaya da devam ediyor. Siz farkında olmadan bir süre sonra unutkanlık, endişe bozukluğu ve zorlanma bozukluğu gibi çok önemli hastalıklarla karşı karşıya geliyorsunuz.

Kafamızın içinde neler oluyor anlayabilmek için birkaç rakama göz atmakta yarar var: 1960’larda bir kişi günde ortalama 5 saat medya araçlarından yararlanıyordu. Bu rakam 2010 senesinde 12 saate yükseldi. İnternet, gazete, televizyon ve diğer basın yayın araçlarıyla meşgul olmaya başladınız. Çağın en büyük bağımlılıklarından interneti 1995’te 100 kişiden 10’u sürekli kullandığını söylerken 2011’de herhangi bir topluluktaki insanların yüzde 95’i internete bağımlı olduğunu itiraf eder hale geldi. Devrin bizlere sunduğu teknolojik lükslere arkamızı dönemedik. Aksine esiri olduk. Baş suçlu akıllı telefonlar, onun ardından masaüstü bilgisayarlar ve laptoplar geliyor. Günümüzün vazgeçilmez teknolojik oyuncağı MP3 player’lar ise onların hemen arkasında.

Hal böyleyken ortalama bir bilgisayar kullanıcısı günde 40’dan fazla sayfaya göz atıyor, bir saat içinde en az 36 kez farklı programları klikliyor, bu da demek ki beyniniz her iki dakikada bir farklı bir konuyla ilgilenmeye başlıyor. İşte bu “kötü alışkanlığınız” bir süre sonra düşünme yetisinin körelmesine hatta uzun vadede sosyal bozukluklara ve empati eksikliğine neden oluyor.

Peki çözüm ne? “Çoklu görev” bozukluğu üstesinden gelmesi en zor alışkanlıklardan bir tanesi ama bu çözüm yok demek değil. Hayatınızdaki dijital stresi azaltmak istiyorsanız;

İnternete girmek için geçerli bir sebebiniz olsun: Email hesabınızı 2 ya da 3 kereden fazla kontrol etmeyin. Facebook ve Twitter profilinizi durmadan kliklemeyin.

Benzer görevleri tek bir seferde yapın: Email göndermeniz gerekiyorsa; iş, özel gibi gerekli başlıklara ayırın ve her biri grubu ilgilendiren mailları aynı anda gönderin ve bilgisayarın başından birkaç saat uzaklaşın. Devamlı kontrol etmeniz gereken sayfaların RSS özelliğinden yararlanın. Böylece bilgiyi hap gibi özet şekilde alırsınız.

Zamanı lehinize çevirin: Bilgisayarda işiniz yoksa başında durmaktan vazgeçin. Onun yerine arkadaşlarınızla ya da ailenizle vakit geçirin. Ya da belli bir saatten sonra bilgisayar başında olmayacağınızı söyleyen bir otomatik cevap yazarak size gelen mail ve mesajları kibarca reddedin.