Hayır Partisi kurucuları adına açıklama yapan Tuna Bekleviç, partinin kuruluşunun resmi olarak tescillenmesi için 21 gün önce başvuruda bulundukları ancak İçişleri Bakanlığı’ndan bir sonuç elde edemediklerini söyledi.
Bakanlıktan tüm belgelerin tamamlanmasına rağmen ‘alındı’ belgesinin taraflarına verilmediğine dikkat çeken Bekleviç, “İçişleri Bakanlığınca usulüne uygun alındı belgesi verilmemesi ve partimiz unvanının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı nezdindeki sicilde bulunmayışı anayasal hakkımız olan siyasi parti faaliyetlerimizin engellenmesi ve açık gaspıdır” dedi.
Bu durumun Anayasa ve Siyasi Partiler Yasası’nın ilgili hükümlerine aykırı olduğunu ifade eden Bekleviç’un kurucular kurulu adına yazılı açıklaması şöyle:
Hayır Partisi kurucuları olarak Türkiye için hayati önemde olduğunu düşündüğümüz anayasa değişikliği referandum sürecinde yer almayı görev bildik ve anayasadan doğan ve en doğal hakkımız olduğu üzere siyasi parti kuruluşu için başvurumuzu sunduk. Bildiğiniz gibi yürürlükteki Anayasamızın 68. maddesi, siyasi partileri demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurları olarak tanımlar ve ifadeyi "partiler önceden izin almadan kurulurlar" diye güçlendirir. Gerek Anayasamızın ilgili maddesi gerekse siyasi partiler kanununa dayanarak 6 Şubat'ta kuruluş evraklarını teslim ettiğimiz Hayır Partisi'nin kuruluşunun hukuksuzca engellenmesi ile ilgili sizlere bilgi vermek isterim.
- Hayır Partisi kurucuları tarafından 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nda belirtilen şartlar yerine getirilerek 6 Şubat 2017 tarihinde “Hayır Partisi” ünvanlı siyasi parti kuruluşu için gerekli bildiri ve belgeler İçişleri Bakanlığına sunulmuştur.
- Kanun gereği gerekli tüm bildiri ve belgeleri eksiksiz olarak Bakanlığa sunmuş olmamıza rağmen Bakanlık tarafından Siyasi Partiler Kanunu’nun 8. maddesi uyarınca verilmesi gereken usulüne uygun alındı belgesi, başvuru tarihimizden bu yana tam 20 gün geçmiş olmasına rağmen tarafımıza verilmemiştir.
- Bakanlık yetkilileri ile yapılan görüşmelerde sözlü olarak başvurunun değerlendirildiği ve parti kuruluşlarının kim olduğunu bilmediğimiz bir savcının talimatı ile inceleme altında olduğu bildirilmiş ve alındı belgesi verilmesinden kaçınılmıştır. Bakanlık yetkilileri, ısrarlı taleplerimiz sonucunda alındı belgesi verilmemesi yönünde savcı talimatı olduğunu beyan etmişlerdir. Oysaki Siyasi Partiler Kanunu gereği İçişleri Bakanlığı siyasi parti kuruluşu amacıyla sunulan belgeleri teslim aldığı anda başvuruculara usulüne uygun bir alındı belgesi vermek ve başvuru evrakını 3 gün içinde Cumhuriyet Başsavcılığına göndermek zorundadır. Ancak başvuru tarihimizden bu yana 21 gün geçmiş olmasına rağmen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın internet sitesinde bulunan siyasi partiler listesinde “Hayır Partisi”nin unvanı bulunmamaktadır. Savcılık siciline yaptığımız başvuruda da bu durum teyit edilmiştir.
- Kanunun 8. maddesinde açıkça belirtildiği üzere siyasi partiler, gerekli bildiri ve belgelerin, Bakanlığa verilmesiyle tüzelkişilik kazanırlar. Yukarıda belirttiğimiz Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bünyesinde tutulan sicil, faaliyette bulunan siyasi partilerin tespiti açısından diğer devlet kurumları nezdinde esas alınan yegâne kaydı teşkil etmektedir. Kanuni tüm gerekleri yerine getirmemize ve tüzel kişilik kazanmış olmamıza rağmen, bu tarihe kadar İçişleri Bakanlığınca usulüne uygun alındı belgesi verilmemesi ve partimiz unvanının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı nezdindeki sicilde bulunmayışı anayasal hakkımız olan siyasi parti faaliyetlerimizin engellenmesi ve açık gaspıdır.
- İçişleri Bakanlığı Genel Sekreteri ve emrindeki memurların bu eylemleri meslek etik ve kurallarına aykırı olduğu gibi Türk Ceza Kanunu 251. Maddesi uyarınca görevi kötüye kullanma suçunu teşkil etmektedir. Türkiye'nin milli siyasi iradesine böyle bir keyfiyet ile yön verme gayretleri ilgili kişilerin vicdanında tamir edilemez yaralara neden olacaktır.
- Yürürlükteki Anayasamızın 68. maddesi, siyasi partileri demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurları olarak tanımlar ve ifadeyi "partiler önceden izin almadan kurulurlar" diye güçlendirir. Oysa İçişleri Bakanlığı iznin de ötesinde birçok keyfi engelleme icat ederek ve birçok yasayı çiğneyerek, Hayır Partisinin kuruluşunu fiilen engellemekte ve çok partili döneme geçtiğimizden bu yana en ciddi siyasi hak ihlallerinden birisini yapmaktadır.
Yukarıda ifade ettiğim gerçeklerin mecliste olan veya meclisimizde temsil edilemeyen siyasi partiler için hayati öneme sahip olduğunu düşünüyoruz.
İç İşleri Bakanlığı'nın üstte ifade ettiğimiz uygulamaları demokrasi tarihimizin utanç bölümüne kaydedilecektir. Aynı tarih, bu faydasız ve amaçsız baskılara rağmen Hayır Partisi'ni kuran tertemiz gençlerimizi ve ülke çapındaki gönüllülerimizi de “HAYIR”la kaydedecektir.