Hayrettin Hoca: Yolsuzluk da suçtur, ama hırsızlık değildir

Hayrettin Hoca: Yolsuzluk da suçtur, ama hırsızlık değildir

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AKP çevrelerinde görüşleri dikkatle dinlenen ilahiyat profesörü Hayrettin Karaman, “Elbette yolsuzluk da ayıptır, günahtır ve suçtur, ama bu suç, hırsızlık suçu değildir” dedi.

Hayrettin Karaman’ın Yeni Şafak’ta “Bu sakızı daha ne kadar çiğneyeceksiniz?” başlığıyla yayımlanan (11 Aralık 2014) yazısı şöyle:

 

Bu sakızı daha ne kadar çiğneyeceksiniz?

 

“Sen onların dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hristiyanlar da senden asla memnun kalmayacaklardır. De ki: ‘Asıl doğru yol ancak Allah’ın yoludur.’ Eğer sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyarsan bilesin ki artık Allah sana ne dost ne de yardımcı olacaktır” (Bakara:2/120)

Bu âyette Allah Teâlâ Peygamberini uyarıyor; o Peygamber ki, masumdur, Allah onu günahtan ve dinde hatadan korumuştur, ama yine de uyarıyor. Böyle uyarı ihtiva eden daha nice ayet vardır: 8/28; 38/26; 42/15…).

Biz bundan şunu da anlıyoruz: Birini uyarmak onu suçlamak, uyarılan tehlikeye battığını haber vermek değildir.

Ben “Ak Parti’nin Ahlak ile İmtihanı” başlıklı uyarı yazımda, her siyasi parti gibi bu partiye de girenlerin ve sözde hizmet edenlerin bir kısmının kötü maksatlar, meşru olmayan şahsi çıkarlar peşinde olabileceklerini ve olduklarını, bunların kötülüklerinin “üzerlerine toz kondurmadığım” diğer partililerin de imajına zarar verdiğini, onların da aleyhinde kullanıldığını…” ifade ettim ve bunların temizlenmesini istedim.

Bu yazımı masum kişilerin ve genel olarak iktidarın aleyhinde kullanmaya kalkışacak kimselere de “boy aynasına bakmalarını” tavsiye ettim.

Hemen ifade edeyim ki, sevdiğim ve desteklediğim halde Sayın Cumhurbaşkanı veya Başbakan'ın da yanlış yaptığına inansam asla çekinmeden eleştiririm ve uyarırım; ama maksadım yıkmak değil, ıslah etmek olur. Ak Parti “yasaklar, yoksulluk ve yolsuzlukla” mücadele edeceğini ilan ederek iktidara geldi. Yasaklar konusunda hayli yol alındı. Yoksulluk konusunda yapılacak çok şey var. Yolsuzlukla mücadele konusunda ise en yetkili ağızlar kesin konuşuyor ve “kimsenin gözünün yaşına bakmayacaklarını” ilan ediyorlar. Ortalama ahlakın oldukça bozuk olduğu bu toplumda Allah onlara kolaylık versin!

Bir başka yazıda yolsuzluğa “hırsızlık” demenin hem seküler kanun hem de İslam ceza hukukuna göre hata, yalan ve iftira olduğunu açıklayacağım. Elbette yolsuzluk da ayıptır, günahtır ve suçtur, ama bu suç, hırsızlık suçu değildir.

Aylardan beri bu iftiraya devam edenlerin ve “ispat edilmemiş bir ithamı” olmuş gibi göstererek tarihin belki en çirkin ve etkili algı operasyonunu yürütenlerin hedefinde Sayın Cumhurbaşkanı’nın ve dolaylı olarak da Ak Parti’nin bulunduğunu bilmeyen yok. Şimdi onlara bir iki çift sözüm var:

Bir toplumda yaygınlaşan bir ayıba, bir günaha, bir suça karşı -onu azaltmak veya tamamen yok etmek için- özellikle o günaha girmemiş şahısların mücadele etmeleri, en uygun yollardan önlemeye çalışmaları bir din ve ahlak vazifesidir. Ama birilerinin ispat edilmemiş suçlarını başkalarının da üzerine atarak, yalan söyleyerek, iftira ederek, sahte dosyalar hazırlayarak o başkalarına zarar vermeye kalkışmanın dinde ve ahlakta yeri yoktur.

Diyelim ki bir partiye mensup bazı yetkili şahısların yolsuzluk yaptıklarına muttali oldunuz; eğer maksadınız “yolsuzluklara karşı mücadele” ise takip etmeniz gereken yol şu değil midir:

Önce ithamın sağlam delillere dayanıp dayanmadığı kontrol edilir.

Sağlam delillere dayanıyorsa amirlerine duyurulur.

Amirler bir şey yapmazlarsa vakit kaybetmeden -ki, vakit kaybetmek mağdurun veya devletin zarar görmesi demektir- yolsuzluk, ilgili yargı mercilerine delilleriyle iletilir.

Bütün bunları yapmak yerine içeri sokulmuş casuslar kanalıyla elde edilen, doğrusu ile yalanı ve yanlışı birbirine karıştırılmış bilgilerden dosyalar oluşturmak, bu dosyaları bekletmek, iktidardan umulan menfaat elde edilemeyince bu dosyaları şantaj aracı olarak kullanmak ve usule aykırı olarak yargıya taşımaya, medyaya vermeye, sahte algı oluşturmaya çalışmak nedir?

Ahlaksızlıktır, günahtır, rezilliktir.

Üç bakanın ve yakınlarının itham edildikleri yolsuzluk suçunun incelenmesi ve adil bir sonuca bağlanması için gereken yapılmış ve Meclis’in ilgili komisyonunca soruşturma başlatılmıştır. Şimdi yapılacak şey bu “ölü etinden yapılmış sakızı” çiğnemeye devam etmek değil, sonucu beklemek ve titizlikle takip etmektir.