Gaziantep’te, dört yaşındaki bir kız çocuğu iki pitbull cinsi köpeğin saldırısına uğramış, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Bu köpekler, parası bol olanların köpekleri. Beyaz Türkler, hayvanlarınıza sahip çıkın. Belediyeleri, sahipsiz hayvanları sokaktan alacak adımları atmaya çağırıyorum” ifadelerini kullanmıştı. Erdoğan’ın salık vermesinin ardından bazı AKP’li belediyeler durumu fırsat bilip harekete geçti. “Tehlike arz etmeyen” sahipsiz, küpeli, aşılı ve kayıtlı köpeklerin toplatılması ve öldürülmesi sosyal medyaya yansıyınca tepkiler çığ gibi büyüdü.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı “İnsan yaşamını tehdit eden sahipsiz ve tehlike arz eden hayvanlarla ilgili önlemler” başlıklı genelgeyi 81 il valiliğine ve tüm belediyelere gönderdi. Genelgenin rehabilitasyon hükmünü içeren 7. ve 8. maddeleri hayvan hakları dernekleri ucu açık maddeleri Cumhuriyet’e değerlendirdi.
“5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu da bu genelgede bir garabet” diyen Hayvanlara Adalet Derneği Başkanı ve hukukçu Hülya Yalçın, genelgeyi şu sözlerle eleştirdi:
“Uygulama yasal değil’ dediğimiz için genelge geldi. Belediyeleri sıkıştırmak, bu kanunsuzluğa ortak etmek için geldi. Ben bugüne kadar hiçbir hayvanın barınaklarda rehabilite olduğunu görmedim. Rehabilite etmek demek, aç bırakmak, ölüme bırakmak demektir. İktidar korkunç bir katliama girişti ve maalesef bu politikayı bir çocuk üzerinden götürüyorlar.”
“Kanunu genelge ile değiştirmeye çalışıyorlar. Kanun, kanuni düzenlemeyle değişir, genelgeyle değil” diyen İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezinin Koordinatörlerinden Av. Yasemin Babayiğit, “Genelgeye göre aşı ya da kısırlaştırma gibi herhangi biri uygulanmazsa rehabilite edilmemiş sayılacak ve hiç bırakılmayacak. 8. madde ucu açık ve suiistimal edilebilir bir madde” ifadelerini kullandı.
Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu (HAYKONFED) Başkan Yardımcısı Haydar Özkan, rehabilite tanımının netleştirilmesi gerektiğini söyledi. 8. madde tehlikesine dikkat çeken Özkan, “Belediye ekiplerinin ‘götüreceğim’ deyip ormana atmadığını nereden bileceğiz, nasıl güveneceğiz? Barınaklarda zehirlenen, uyuşturucuyla uyutulan hayvanları biliyoruz. Bu işin sonu sürgün ve katliam” dedi.