HAZİNE ALACAKLARI SİLİNMEYECEK ANKARA (A.A)

-HAZİNE ALACAKLARI SİLİNMEYECEK ANKARA (A.A) - 12.07.2011 - Anayasa Mahkemesi, 5787 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun, üniversiteler ve TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğünün hazine alacakları ile TMSF'ye 31 Aralık 2007'ye kadar verilen özel tertip devlet iç borçlanma senetleri nedeniyle doğmuş ve/veya doğacak hazine alacaklarının bütçenin gelir ve gider hesapları ile ilişkilendirilmeksizin silinmesini öngören hükümlerini iptal etti.  CHP, 5787 sayılı Kanunun, bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurmuş, Yüksek Mahkeme de Kanunun, üniversiteler ve TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğünün, Hazine alacakları ile TMSF'ye 31 Aralık 2007'ye kadar verilen özel tertip Devlet iç borçlanma senetleri nedeniyle doğmuş ve/veya doğacak olan Hazine alacaklarının bütçenin gelir ve gider hesapları ile ilişkilendirilmeksizin silinmesini öngören hükümlerini iptal etmişti.  Anayasa Mahkemesinin iptal hükümlerine ilişkin gerekçeli kararı, Resmi Gazete'de yayımlandı.  Yüksek Mahkeme'nin gerekçesinde, 5787 sayılı Kanun ile 4749 sayılı Kanuna eklenen Geçici 12. maddenin son fıkrasının ikinci tümcesi ile üniversitelerin, Geçici 16. madde ile TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğünün, Hazine garantili kredilerinden Hazine Müsteşarlığınca yapılan üstlenimlerden ve ikrazen kullanılan kredilerden doğan anapara, faiz, masraf ve gecikme zammından oluşan Hazine alacaklarının ve Geçici 17. maddenin birinci fıkrasının ilk tümcesi ile de TMSF'ye 31 Aralık 2007 tarihine kadar verilen özel tertip Devlet iç borçlanma senetleri nedeniyle doğmuş ve/veya doğacak olan Hazine alacaklarının bütçenin gelir ve gider hesapları ile ilişkilendirilmeksizin terkini konusunda Maliye Bakanının yetkilendirildiği belirtildi.  İptali istenilen kurallarla getirilen düzenlemelerin, bir kamu içi borç tahkimi niteliğinde olduğu belirtilen kararda, tahkimin, kamu kurumlarının birbirlerine olan borç ve alacaklarının mahsup edilmesi anlamına geldiği, bu tür borç tahkiminde, kamu içi bir borç-alacak mahsuplaşması ve kalan miktar için özel tertip Hazine tahvili çıkarılması veya borç silinmesi yollarının kullanıldığı ifade edildi.  Gerekçede, ''terkin''in, muhasebe işleminde, vazgeçilen bir alacağın silinerek zarar kaydedilmesi olduğu, kamu maliyesinde, tahsil imkanı kalmayan alacakların terkin edilebileceğinin öngörüldüğü kaydedilen gerekçede, uygulamada genellikle, alacak hesaplarında izlenen tutarların, tahsil edilemeyeceği anlaşıldığında bütçe kanununa konulan hükümlerle terkin edildiği veya getirilen mevzuat değişiklikleriyle silinerek hazine hesaplarından çıkartıldığı anlatıldı.  İptali istenilen düzenlemelerde, hazine alacaklarının bütçeyle ilişkilendirilmeden terkininin öngörüldüğü anımsatılan gerekçede, şöyle denildi:  ''Bütçe, devletin gelirlerini toplamasına izin, giderlerini yapmasına da yetki veren bir kanundur. Buna göre, devlet, bir yıl süresince bütçe kanununda belirtilmesi koşuluyla harcama yapabilmekte ve gelir toplayabilmektedir. Başka bir ifade ile devlet, bütçe vasıtasıyla her yıl vergi ve benzeri yollardan Gayrisafi Milli Hasıla'dan alacağı payı ve kamu harcamaları yoluyla bunları sarf edeceği alanı belirler. Bu özelliği dolayısıyla bütçe, devlet için önemli bir planlama aracıdır. Yasama organının, halk adına kamu gelirlerini toplama ve yine halk adına bu gelirleri harcama konusunda yürütme organına sınırları belirleyerek yetki vermesi ve sonuçlarını denetlemesine bütçe hakkı denilmektedir. Bütçe hakkı, vergi ve benzeri gelirlerle kamu harcamalarının çeşit ve miktarını belirleme ve onaylama hakkıdır. Bu hak, demokratik parlamenter yönetim sistemini benimsemiş olan ülkelerde, halk tarafından seçilen temsilcilerden oluşan ve en yetkili organ olan yasama organına ait bulunmaktadır.'' -''BÜTÇE, HÜKÜMETİN MECLİS'E KARŞI TEMEL SORUMLULUK MEKANİZMASI''- Bütçenin, hükümetin Meclis'e karşı temel sorumluluk mekanizması olduğu belirtilen gerekçede, Meclis'in, bütçe ile hükümete gelir toplama ve gider yapma yetkisi verdiği, bu yetkinin uygun kullanılmasını da bütçe sürecinin bir parçası olan kesin hesap faaliyeti ile denetlediği anlatıldı. Gerekçede, ''Yani parlamenter sistemin özü ve demokratik hukuk devleti ilkesi halkın kamu yönetimi üzerindeki denetimini temsilcileri vasıtasıyla gerekli kılmaktadır'' denildi. Bütçe yapısının fonksiyonunu ifa edebilmesinin, temel bütçe ilkelerine uyulmasıyla mümkün olacağı, bütçe ilkelerinin, bütçenin hazırlanması, görüşülüp onaylanması, uygulanması ve denetlenmesi ile ilgili olarak göz önünde bulundurulması gereken kuralları ifade ettiği kaydedilen gerekçede, bu ilkelerin, devlet bütçelerinin temel özellikleri ve amaçlarının gerçekleşmesi için uygulanması zorunlu olan ulusal ve uluslararası alanda kabul görmüş klasik maliye biliminin ilkeleri olduğu vurgulandı. Gerekçede, denetim, yönetim ve planlama aracı olabilmesi için bütçenin, kamu kesiminin tüm kaynak ve harcamalarını bütün ayrıntıları ile kapsaması gerektiğine işaret edildi.  Anayasa'nın 161. maddesinin birinci fıkrasındaki, ''Devletin ve kamu iktisadi teşebbüsleri dışındaki kamu tüzel kişilerinin harcamaları yıllık bütçelerle yapılır'' hükmünden, bütçenin birliği ilkesinin, yıllık olma ilkesi ve genellik ilkesinin Anayasa tarafından temel hüküm olarak benimsendiğinin anlaşıldığı ifade edilen gerekçede, şu tespitler yapıldı:  ''Hazine'nin kamu kurumlarından olan alacaklarından tahsil imkanı kalmadığı için silinen tutarlar, alacak kayıtlarının yapıldığı yıllara ilişkin bütçe gideri yapılması gereken tutarları ifade etmektedir. Bütçe ile bütçe dışı kurumlar arasındaki ilişki, bütçeden yapılacak transfer ödemeleriyle kurulmalıdır. Dolayısıyla bu alacakların silinmesinin bütçeye ödenek konulmak suretiyle yapılması, bütçe rakamlarının gerçek durumu yansıtması ve mali disiplinin bozulmaması açısından önem arz etmektedir. Ancak bu ilişki silinen alacaklarda kurulmamakta, ilgili alacaklar, silindiği yıllarda da bütçe gideri yapılmamaktadır. Diğer bir deyişle, finansman kaynakları bütçe dışında kullanılmakta, ilgili kurumlara 'transfer gideri' niteliğindeki ödemeler ise bütçe dışında gerçekleştirilmektedir. Bütçe kapsamında yapılması gereken bu tür işlemlerin kayıt dışı kalması veya ilgili oldukları hesaplar dışındaki hesaplara kaydedilmeleri, gerçek bütçe açığının görünmemesine veya olduğundan farklı görünmesine, dolayısıyla bütçede açıklığı ve aleniliği bozarak, bütçe büyüklüklerinin gerçek tutarlarının görünmemesine neden olmaktadır. Bütçede gerçek büyüklüklerin görünmemesi de ekonomi ve maliye politikalarının gerçekçi olarak uygulanmalarına engel olmaktadır. Bu nedenlerle bütçenin birliği ve genelliği ilkelerini ihlal ederek, hazine alacaklarının bütçenin gelir ve gider hesapları ile ilişkilendirilmeksizin silinmesini öngören, 5787 sayılı Kanun ile 4749 sayılı Kanun'a eklenen; Geçici 12. maddenin son fıkrasının ikinci tümcesinde yer alan, 'bütçenin gelir ve gider hesapları ile ilişkilendirilmeksizin' ibaresi ile Geçici 16. maddede ve Geçici 17. maddenin birinci fıkrasının ilk tümcesinde yer alan, 'bütçenin gelir ve gider hesapları ile ilişkilendirmeksizin' ibareleri, devletin gelirleri ile harcamalarının bütçe ile yapılmasını zorunlu kılan Anayasa'nın 161. maddesine aykırıdır. İptalleri gerekir.''