Hakan Özyıldız*
Hazine, kamu borçlanmasına ilişkin iki önemli açıklama yayımladı. İlki 2018 Finansman Programı'ydı. İkincisi de Müsteşarlığın borçlanma limit aşımı ve nakit rezerv biriktirmenin nedenlerine yönelikti.
Öncelikle borçlanma limiti konusuna değineceğim. Yazacaklarımdan muradım, idaredeki arkadaşlara, 4749 sayılı Kamu Borçlanma Kanunu hazırlanırken tartışılan bir konuya değinmek. Böylelikle limit konusuna açıklık getirmek.
Açıklamada “Dolayısıyla net borçlanma limitinin bu dinamik yapısı nedeniyle limite ilişkin değerlendirmelerin, tüm resmi görerek mali yılsonunda yapılması gerekmektedir.” Yani borç limiti aşımlarına yıl bitmeden yorum yapmanın yanlış olduğu ima ediliyor.
Kanunun 5. Maddesinde, bütçe açığına bağlanan borçlanma limitinin değiştirilemeyeceği, sadece otomatik olarak %5, gerekirse ek olarak bir %5 daha Bakanlar Kurulu (BKK) kararıyla artırılabileceği hükme bağlanmıştır. O da yetmezse, hükümet “bütçe hakkının” sahibi TBMM’ye gidecek ve ek bütçe çıkarılmasını isteyecektir.
Diğer bir deyimle, yasanın özünde yılsonunun beklenmesi gibi mantık kesinlikle yoktur. Çünkü bu yasa bir muhasebe kurallarını düzenleme yasası değildir. Diğer bir deyimle limit, muhasebe hesabına değil, siyasi hesaplara konmaktadır. Hükümetlerin aşırı borçlanmasını frenlemeye yöneliktir.
Muhasebeci yasası da değildir. Ne demek istediğimi açayım. 2001 Krizinden sonra bu yasanın hazırlıkları sırasında bir Hazineci arkadaşım, ikinci %5 lik limitin gereğine ve Bakanlar Kurulu Kararına ne gerek var diye sormuş, doğrudan %10’luk limit verilse daha iyi olmaz mı demişti. Ona cevap veren, bu konuların bir uzmanının şu örneğini hiç unutamam. “Şirketlerde patronun oğlu muhasebeden para çekme hakkına sahip olabilir. Ama iyi patronlar haylaz oğlanın ne kadar borç aldığını bilmek ister ve limit koyarlar. Limitten amaç haylazın harcamalarından haberdar olmak, açık hesapla çalışmasını engellemektir.”
BKK’nın istemesinin mantığı da borçlanma limitinin dolduğunu hükümettin diğer üyelerine ve (o zaman ayrı bir yapı olan) cumhurbaşkanına duyurmaktır. Böylelikle önlem almaları gerekiyorsa harekete geçmelerini sağlamaktır.
İkinci amaç, Resmi gazetede yayımlanacak olan BKK ile TBMM’yi ve kamuoyunu bilgilendirmektir. “Bakın hükümet gereğinden fazla kamu borçlanması yapıyor. Haklı olabilirler, ama nedenini araştırın.Unutmayın yarın zamanı geldiğinde, fazla borçlanmayı daha fazla vergi ödeyerek ödeyeceksiniz.” demek için uyarmaktır.
Sonuç olarak, Hazine şirketin muhasebecisi değildir. Patronun oğlu aldığı harçlığı bir süre sonra geri verebilir. Veya patron biricik oğlu için fedakârlık yapabilir. Ama Hazinenin fazla borçlanmasında fedakârlığı patron değil halk yaptığı için, limit aşıldığında, onun ve TBMM’deki temsilcilerinin bilgilendirilmesi gerekir.
Ekonominin içinde bulunduğu durumu anlamak için, kamu borç stokunun büyüklüğü kadar yıl içinde o stoka eklenen yeni borç miktarı (net borçlanma) da önemli bir göstergedir.
Net borçlanma toplam faiz ödemelerinden; nakit bazlı faiz dışı denge, özelleştirme gelirleri, 2/B satış gelirleri, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonundan aktarılacak kaynaklar ile devirli ve garantili borç geri dönüşleri ve kasa/banka kullanımı sonucu elde edilecekborçlanma dışı kaynakların çıkarılmasıyla bulunuyor.
Yani ne kadar az faiz ödemesi yapılır, ne kadar fazla borçlanma dışı kaynak bulunuyorsa net borçlanma o kadar azalır.
Aşağıdaki tablodan da görüleceği gibi 2017 yılında borçlanma programı şaşmış. Önce kur etkisiyle faiz ödemeleri biraz yükselmiş. Ama daha önemlisi borçlanma dışı kaynaklar fazladan, eksiye (-21,6 milyar TL) dönmüş. Net borçlanma gereği de 36,6 milyar liralık programdan 40 milyar lira saparak, 77 milyar liraya ulaşmış. Sapma %100’den fazla. Artışın tatmin edici bir açıklaması yapılmamış.
Bu yılı kolay geçiremeyen Hazine’nin işi 2018 yılında da kolay değil. Borçlanma dışı kaynakları ancak 2009 kriz yılındaki kadar. Bu yılın programında olduğu gibi, dış borçlanmada net ödeyici olacağı anlaşılan Hazine içeriden TL borçlanacak.
Bu durum piyasaya ödediğinden daha fazla borçlanmasına neden olacak. Bu da kaçınılmaz olarak içeride kredilere ve faizlere baskı yapacak.